Shakespeare'in klişeleşmiş repliğini kullanmak istemiyordum ama, ekonomi esnafının içine düştüğü yaman çelişkiyi anlatabileceğim başka tabir de gelmedi aklıma. İki yıldan beri ekonomi hızla büyüyor Türkiye'de. Önce ihracat ve onun desteklediği üretimle başladı büyüme. Yatırımlar ve iç talebin canlanmasıyla da devam ediyor. Kafaları karıştıran ise, klasik kabulün aksine, büyüme hızlanırken, enflasyonun da düşüyor olması. Büyüme için enflasyonun lazım geldiğini öğrenegelmiştik iktisat derslerinde. Enflasyonun belini kırmak için de ekonomik büyümenin bastırılması gerekiyordu. Oysa sıkı para ve maliye politikasına rağmen, yani devlet hem parayı, hem de bütçeyi fena halde sıkmışken büyümeyi başarıyordu bu ülke. Morgan Stanley hızlı büyümenin enflasyonla mücadeleyi engellemediğinin kesinleştiğini söylüyor. "Bu bir çelişki değil, Türkiye gerçeği" diyor ABD'li yatırım bankası. Buraya kadar tamam. Ancak, "büyüme istikrara kavuşmaya çalışan ekonominin zehiridir" görüşünde olan iktisatçılar da görüşlerinde ısrarlılar. Tüketmeyin kardeşim! "İç talebin canlılığının önüne geçmeden cari açığın önüne geçilmez" diyenler de sağlam gerekçelere dayanıyorlar. Onlara göre tasarruf açığı var Türkiye'de; tüketimden önce tasarrufa yönelmesi lazım bireylerin ve özel sektörün. Hadi canım sen de diyemeyiz bu görüşe. Gerçekten sermaye birikimi hep zayıf olageldi Türkiye'de. Büyümenin finansmanı hep krediyle, yani yabancı kaynakla oldu. Tüketimi kısarak büyümeyi yavaşlatınca cari açık azalır, enflasyon düşer. Buna itirazım yok. Ancak Türkiye büyümesini, türk insanı da tüketim güdüsünü iki yıl erteledi. Hatta iki yıl büzüştü, içine çekti diyebiliriz. Ekonomik gelişmelerin sosyal boyutlarının olduğunu, üstelik bunların kimi zaman yönlendirilemediğini unutmamak gerekir. Piyasa ekonomisinde tüketim ve yatırım davranışlarını yönlendirmek için kullanılabilecek enstrüman sınırlıdır. Büyümenin enflasyonu tetiklemediğini iddia edenler ile, ekonominin istikrarı için büyümenin frenlenmesini savunanların tartışmasında kimin haklı olduğunu yaşayarak göreceğiz.