Genç Türkiye -eğitimli Türkiye

A -
A +

Yıllardır hep övündüğümüz şeydir "Avrupa'nın en genç nüfusunun bizde olması". Türkiye'nin nüfus artış hızı dolayısıyla ahalisinin yarısından çoğu 30 yaşın altında. Potansiyel insan gücü açısından hakikaten önemli. Gerçi nüfus artışı yüzde 1,5 altına düştü ama gelecek elli yıl boyunca "artmaya" devam edeceğimiz tahmin ediliyor. Peki kalabalık nüfus gerçekten çok mu önemli? Sadece nicelik yani sayısal bakımından değil tabii ki. Bilgi ve eğitimle teçhizatlandırabildiğimiz ölçüde avantajdır kalabalık nüfus. Eğitimsiz, işsiz ve sürekli artan genç nüfus, ülkenin potansiyeli değil, hızını yavaşlatan ağırlık olur. "100 milyonluk Türkiye hayali", hamasi nutukların vazgeçilmez malzemesi olabilir belki ama, bu kalabalık nüfusu üretimin motor gücü haline getiremediğiz müddetçe de ancak nutuklarda işe yarar. Aklım erdiğinden itibaren, hep sahip olduğumuz kaynakların ne kadar zengin olduğunu dinliyorum. Eminim sizler de öylesinizdir. Dinamik bir potansiyele sahip olduğumuzu hep söylüyoruz. El hak bu dinamizm de var toplumda. Ancak dinamizm tek başına işe yaramıyor; bu enerjinin eğitimle, kaliteyle açığa çıkarılması, belirlenmiş hedeflere yönlendirilmesi gerekiyor. Kantite-kalite Eğitim sisteminin hepimizin beynini bir miktar "paralize eden" dogmatik yapısına rağmen, "iyi eğitilmiş" insan sayısında izafi bir artış var Türkiye'de. Ancak toplumun geneline bir türlü yayılamıyor bu kalite yükselişi. İnsanına uzun vadeli hedefler vermeyen, değerler sistemini öğretemeyen bu ülke, "kısa yoldan köşe dönme" kültürünün yozluğunda zengin insan kaynağını fütursuzca tüketiyor. Gerçeklerle yüzleşmekten korkmayalım. Türkiye, insanını dogmatik ezberciliğin cenderesinden çıkaramadığı sürece, kalabalık ama bir türlü kalkınamayan bir ülke olarak kalır. Rahmetli Özal'ın meşhur üç temel hürriyeti (teşebbüs, düşünce, inanç) gelişmenin ve refahın anahtarıysa, eğitim de bunların özümsendiği dünyaya açılan kapıdır. Kusura bakmayın yazı biraz metaforik oldu ama, böylesine bir konuda uzun çözümlemeler yapacak yerimiz yok. Türkiye makro düzeyde ekonomisini doğru yola sokarken, mikro düzeyde de insanını geleceğe hazırlamak zorunda. Sıkıntıları, sorunları tekrar tekrar yaşamak istemiyorsa...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.