Merkez Bankası Başkanı net konuşan bir insan. Lafı dolandırmadan söylüyor düşüncelerini. Bürokraside pek aşina olmadığımız bir özellik. "Kolay para kazanma devri bitti "diyor mesela. Son 20 yılımızı tarumar eden, ülkedeki ekonomik bozulmanın en büyük sebebi olan yüksek enflasyon için de "birileri istediği için yıllarca yüksek enflasyon yaşandı" diyor. Doğru söze ne denir! Gerçi Başkan Serdengeçti'nin bu "birilerini" biraz daha tarif etmesini de isterdik ama, bu yorumu paranın patronunun yapması çok önemli tabii ki. Yüksek enflasyon (ve tabii bunun sonucu olan yüksek reel faiz) hepimizin hayatından bir şeyleri çaldı yıllarca. Ülke çalışanıyla, esnafıyla, sanayicisiyle yerinde sayarken, hatta gerilerken bir zümre hep zenginleşti. Neredeyse sıfır riskle çok paralar kazanıldı bu ülkede. Devlete borç vererek veya devletin garantisinde mevduat yaparak. Enflasyon düştükçe, döviz geriledikçe bu "dolçe vita" dönemi de sona eriyor artık. Güven Sihirli kelime bu... veya anahtar kelime. Enflasyonun gerilemesinde yapısal tedbirler ve doğru para politikasının mutlaka büyük etkisi var. Ancak güvenin getirdiği olumlu beklenti de maddi sebepler kadar tesir etmekte enflasyon oranına. Nitekim, MB'nın faizleri indirmesine rağmen, döviz gerilemekte. Halbuki, faiz oranı düşen bir para biriminin teorik olarak değer kaybetmesi beklenir, değil mi? İşte güven unsuru burada devreye giriyor. Bir ülkenin ekonomisi iyiye gidiyorsa ve gelecekteki performansına itimat ediliyorsa, para birimine de yatırım yapılır. "Sıcak para etkisi kardeşim!" diyebilirsiniz. Evet, sıcak para da gelir bu ortamda. Ama istikrarlı giden, güven ortamını sağlayan ve enflasyonunu da kalıcı olarak düşüren bir ekonomide, sıcak para hem beklendiğinden uzun süre kalır, hem de girişiyle de çıkışıyla da vakum etkisi meydana getirmez. Müzmin kötümserleri bir tarafa bırakın ama döviz kuruyla, faizle, enflasyonla ilgili "nedense" hep olumsuz konuşanları, bir de bu yazının başlığı açısından değerlendirin isterseniz.