İlk yedi aydaki cari açığın nasıl finanse edildiğine dair rakamlar açıklandı dün. 10 milyar dolarlık açığa karşılık, aynı dönemde 12 milyar dolarlık yabancı kaynak girişi yaşanmış. Ayrıca, kaynağı belli olmayan para da diyebileceğimiz "net hata noksan" kaleminden de 1,3 milyar dolar girmiş sisteme. Kaynağı belli olmayan ifadesi aklınıza başka bir şey getirmesin; yastıkaltı, kayıtdışı gibi kaynaklar bunlar. Aynı dönemde IMF'ye de 2,5 milyar dolar ödenmiş. Yani cari açık finanse edilmiş, üstelik IMF'ye de net borç ödemesi yapılmış. Bu köşede rakam salatası yapmadığımı biliyorsunuz. Şimdi de niyetim sayıların karmaşasına girmek değil. Popüler mevzuumuz "cari açık" ilk yedi ayda nasıl kapatılmış bir bakalım istedim. Müsaadenizle bir iki rakam daha kullanacağım. 12 milyar dolarlık kaynak girişi içinde, bir rakam dikkat çekiyor. 5 milyar dolara yakın giriş, kısa vadeli sermaye ve borç hareketlerinden geliyor. Yani bilinen tabiriyle "sıcak para" demek bu. Geldiği gibi gidebilen, sadece pozisyon karının peşinde olan, bir yeri mesken tutmayan para yani. Ekonomi yönetimleri, faizleri ve döviz kurunu düşüren, kısa süreli rahatlık sağlayan bu parayı sevmezler. Zira oynak ve öngörülemeyen bir yapısı vardır. Dengelenebilir Serbest piyasa şartlarında, sermaye hareketlerine sınırlama getirilmesi düşünülemez. Dolayısıyla, "yasaklayalım gelmesin" diyemeyiz. Gerçi her şeyi yasaklayarak, kısıtlayarak çözebileceğini düşünen bir zihniyetin hâlâ hayat alanı bulduğu bir ülke burası. Yani sıcak parayı kısıtlayalım diyenler olabilir, ciddiye almayın. Ekonomisinde düzelme ve büyüme ihtimali olan, kısa vadede satın alınacak cazip bir hikayesi olan her ülkeye gelir sıcak para. Türkiye bir yandan göz kamaştırıcı bir büyüme yaşarken, enflasyonunu düşürürken, diğer yandan da AB'nin kapısına geldi dayandı. Yani pozitif beklenti çok. Tabii risk bir hayli yüksek ama, vaat ettiği getiri de bir o kadar cazip. Yani bir süre daha sıcak paraya ev sahipliği yapar Türkiye. Eğer pozitif beklenti gerçeğe dönüşür, AB müzakereler için ışığı yakarsa, IMF ile yapılacak anlaşmanın da takviye gazıyla Türkiye'ye doğrudan sermaye yatırımları gelmeye başlar. O zaman sıcak para gelse de , gitse de endişe kaynağı olmaktan çıkar.