Vergide komedi mi trajedi mi?

A -
A +

Anayasa Mahkemesi, bu defa adında "ek" olmayan "Ek Taşıt Vergisini" ikinci defa iptal edince, ortaya, tam bize özgü karışık bir salata çıktı. Ödemiş olanlar, ödeyip itiraz edenler ve ödememiş olanlar bir tarafta; bu vergiyi, nasıl devlet kasasına sokabiliriz diye düşünen vergi otoritesi diğer tarafta. Her kafadan bir ses çıkıyor. Parasını itirazi kayıtla ödeyenler geri alabilir diyen de var, "ödeyen ödediğiyle kalır, karar geriye yürümez" diyen de. Hükümetin de kafası karışık. Başbakan, otomobili olanlardan 2004'de mahsup, olmayanlara iade yapılabilir derken, Bakan Unakıtan ise mahsuplaşma olmayacağını söylüyor. Vatandaşın kafası ise bulaşık teline dönmüş vaziyette. Kendisini kümesteki kaz gibi mi hissetsin, iyi ki ödemişim mi desin bilemiyor. Ben konuyu böyle mizahi bir üslupla anlatıyorum ama durum maliye sistemi ve bütçe açısından trajedi boyutunda. Benim anlamadığım bir diğer konuda şu: Anayasa Mahkemesi vergiyi "eşitlik ve adalet ilkesine aykırı olduğu" gerekçesiyle durdurdu. Ama şimdi ortaya çıkan tablo ne eşit ne de adil. Ödemeyenler haksız yere avantajlı durumdalar. Vergilendirilmiş kazanç kutsal mı? Ortadaki manzaraya bakar mısınız lütfen. Neymiş, devlet vergi topluyormuş. Biz de vergilerimizi verip kazancımızı kutsallaştırdığımız (!) için mutlu ve mesut bir haldeyiz. Kamu, zaten birçok insanı vergi mükellefi bile yapamazken, vergi vermeyi benimseyen sorumlu vatandaşını da isyan noktasına getirmemelidir. Ben verdiğim verginin bu hükümet tarafından çarçur edilmeden kullanılacağına inanıyorum ve ödediğim paraya da üzülmüyorum. Ancak, vergiden emeklilik yaşına veya mülk satışına kadar birçok ekonomi temelli konuda Anayasa Mahkemesi'nin bu derece müdahil olması ve icranın elini kolunu bağlamasının hukuk devleti kavramı ile rabıtasını kurmakta zorlanıyorum. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası icra kuvvetinin her şeyine karışan bir yapıda mı, yoksa ortada yorumdan kaynaklanan fiili bir durum mu var? Anlamaya çalıştığım bu. Anayasa Mahkemesi'nin vergiyi iptal etmesinin, eşitlik ve adalet ilkesini nasıl tesis ettiğini bir anlayabilsem, meseleyi kendi açımdan çözeceğim de, benim alelade idrakim, bu inceliği kavrayamıyor bir türlü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.