Batista'nın marifeti

F.Bahçe'nin mağlubiyeti, Beşiktaş'ın beraberliği; G.Saray için zaten günü kolaylaştırmıştı... Rize kendi halinde futboluyla, Ali Sami Yen'den bu şartlarda puan çıkartacak güçte değildi... İşte bu atmosfer içinde G.Saray liderlik koltuğuna, bir çivi daha çaktı... Sallanan taht çelik gibi oldu...  Lucescu'nun komşu ve hatır transferleriyle takviyeye çalıştığı G.Saray'da kesikler yine gündemdeydi... Suat, Bülent Akın, Fleurquin ve Serkan artık 90 dakikanın değil, birkaç dakikanın adamı oldu... Oysa bunlar daha düne kadar, tribünlerin vazgeçilmezleriydi... Her maçta defans kurgusunu, zorunlu - zorunsuz sebeplerle değiştiren Lucescu, aslında ateşle oynuyor... Bu sebepten, G.Saray kalesi rakibin cılız ataklarında bile dil, anlayış ve yabancılık çekiyor... Örneğin, dün gece Hasan Özer'in attığı goldeki saçmalık gibi inanılmaz hatalar yapılıyor... Emre dan-dun vuruşlarıyla kalesinden tehlikeyi sadece savuşturuyor... Top rakibe gitmiş, umurunda değil... Yine ne varsa emektar Bülent'te var...  G.Saray'ın kazandığı ilk gol için, kimse yüzde yüz penaltı diye emin konuşamaz... Ümit Karan topu kaleye direk göndereceğine, bize göre önce hileyi düşündü... Dokunsalar, düşecekti... Daha doğrusu düşmek için bahane aradı... Eskiden Arif'e bozulurduk, futbola hile karıştırıyor diye... Ama Ümit, Arif'i solda sıfır bıraktı... Halbuki, gol atmayı düşündüğünde Ümit Karan'ı seyretmeye gerçekten doyum olmuyor... G.Saray'ın en yenisi Batista ise oynadığı futbolla sanki 40 yıllık Cimbomlu gibi görüntü çiziyor... Koşuyor, ateşliyor, derliyor, toparlıyor... Batista her geçen gün, seyrine doyum olmaz lezzet içinde yıldızlaşırken ligin zirvesindeki dengeleri de futboluyla değiştiriyor... Berkant'ın çabukluğu, Hasan ve Arif'in çalışkanlığı da eklenince dün gece Rize'nin kötü sonu kaçınılmazdı... Rakiplerin kolay puan kaybettiği haftada G.Saray'ın böylesine kolay maç alması, dengeleri iyice bozdu... Galiba, ligin sonu şimdiden gözüktü gibi...