Yakışıklı damat!

Bu bir aşk hikayesi değil... Bu sevmeye ve aşık olmaya mecbur kılınmış bir ekibin gönül köprüsünün hikayesi... 34 hafta nazlanan, peşindeki sevgililerin çokluğu yüzünden, gerçek aşkı son saniyeye bırakan bir sevgilinin, sonunda damada "evet" sözcüğünü bağıra bağıra söylediği mıhteşem birlikteliğin hikayesi bu... *** Damatta damat hani... Bir görüşte aşık olduğu sevgiliye, 34 hafta usanmadan her saniye aşkını itiraf eden bu damat başka hani... Bir ara ümitsizliğe kapılmasının ardından hocası Mustafa Denizli'nin "sonuna kadar aşk" sloganı ile sevdiği kızın mahallesinden ayrılmayan, penceresinin altında "Romeo" gibi serenatlarla, sevgisini yüreğinden koparıp, yukarılara fırlatan bu damat, bu gelini hak etmedi mi Allah aşkına? Bu düğün ona yakışmadı mı? Bu mutluluk ona, "anasını ak sütü" gibi helal değil mi? *** Sahadaki aşıkların hakkı bir yana... Kalede, futbol yaşantısının en olgun döneminde, kalesini rakiplere kapatan Rüştü'nün; bir zamanlar küstürülen takımdan kovulan ama bugün şampiyonluğa imza atan İbrahimlerin; ara transferin "tam isabetleri" Ernst ve Yusufların; Nobre'nin yokluğunda görevi devralan Bobo ve Holoskoların hakkını tabiiki yiyemeyiz... Ama biri var ki o bu takımı, tarihin derinliklerinden çıkardı ve zirvenin tepesine oturttu... O kişi Mustafa Denizli... Kimisinin "şanslı", kimimisinin "bu işin en iyisi" dediği Denizli... İşte o Denizli rekorların adamı olarak karşınızda şimdi... *** Bugünlere kolay gelinmedi tabii. Şeref tribününde gözyaşı döken başkanı ile... İnönü'de tribün şovun kralını yapan taraftarı ile... Malzemecisi, teknik kadrodaki isimsiz kahramanları ile... Beşiktaş, bu unutulmaz "çifte kupalı" sezonu bazen sıkıntılar, bazen üzüntüler ve bazen de dün geceki gibi mutluluklarla kapadı... Böyle günlerde parlak laflar söylemek adettendir... Gözlerinizi, sahadaki kötü futboldan kaçırırsınız, ayıplara başınızı çevirirsiniz... Çünkü yükseliş grafiğini, dalgalanmaya bırakmadan, bu kadar mükemmel kullanan Beşiktaş'ı alkışlamaktan, kutlamaktan başka ne yapılabilir?.. İşte bizler de onu ayağa kalkıp saygı ile selamlıyoruz... "Selam şampiyon" "Bu taç sana çok yakıştı gerçekten"