Siyaset analizinde yeni ezberler

A -
A +
Toplum değişiyor. Dünyada değişimin katsayısının yüksek olduğu bir dönemden geçiyoruz. Fakat bu değişim, Türkiye’de son 10 yıllık dönemde, dünya ile karşılaştırıldığında, çok daha hızlı bir ivmeyle gerçekleşti.
Orta sınıflaşma arttı. Üniversiteleşme çok hızlı bir şekilde yükseldi. Ulaşım ve iletişim imkânlarının kolaylaşması mesafeleri yok etti. Böylece, büyükşehirler ve diğer şehirler arasındaki mobilizasyon muazzam derecede arttı. 
Türkiye özelinde 30-40 yılda gerçekleşebilecek değişim bir on yıla sığdı.
Bu hususlardan dolayı toplumsal katmanlar arasındaki kültürel mesafe giderek daralıyor. Orta sınıflaşmanın getirdiği yeni sosyolojinin öncelikleri farklılaşıyor.
Türkiye kentleşmede gereken mesafeyi çoktan aldı. Mahalle denen olgu artık özelliğini kaybetti. Eski mahallenin işlevleri, şimdi sosyal medyanın ara yüzlerinde şekilleniyor.
Teknolojinin iletişim, sosyalleşme ve siyasallaşma formlarını yeniden şekillendirdiği bir gerçek. Z kuşağını oluşturan genç neslin; tüketim, eğlence, çalışma ve sosyalleşme kültürleri yeni formlar olarak karşımıza çıkıyor.
Tüm bunlara ilaveten; yönetim sistemin değişmesinden bu yana siyasal alan yeniden şekilleniyor. Mevcut siyasal partiler, yeni siyasal oluşumlar bu yeni sosyoloji ve siyasal alana göre konumlanmaya çalışıyor. Bunun üzerinden gelecek perspektifini oluşturmak için çaba sarf ediyor.
***
Buraya kadar söylediklerim konusunda bir sorun yok. Siyasetteki ve toplumdaki değişimin yönünü anlamaya çalışanlar bu söylediklerime üç aşağı beş yukarı katılırlar. Onların toplumsal alandaki bu değişimle ilgili söylediklerine uzak ya da yakın ben de iştirak edebilirim.
Sorun; toplumsal değişimin analizi üzerinden yapılan siyasal analizlerde. Ve sürekli tekrarlanan ezberlerde.
Bu ezberlerden bazıları şunlar: Deniyor ki; yenisi, eskisi bütün partiler bu yeni sosyolojiyi ve toplumsal değişimi anlıyor. Buna göre siyaset geliştiriyor. Ama 17 yıldır iktidar olan AK Parti bu dönüşümü ıskalıyor. Değişime ayak uyduramıyor. Gençlerin ve yeniş sosyolojinin desteğini kaybediyor. 
CHP bile değişirken AK Parti değişmiyor. Değişmediği için de yeni partilere ihtiyaç var diyenlerin oranı giderek artıyor. Bundan dolayı siyasetteki boşluğu doldurmak için yeni partiler kuruluyor.
Bunların hepsi ezber.
Gençlerin AK Parti’den koptuğu ve oylarının dramatik düzeyde düştüğü ile başlayan bu ezberler, iktidar partisinin yeni sosyolojiyi anlamak için çaba sarf etmediğine kadar uzanıp, “yeni bir partiye ihtiyaç var diyenlerin oranı yüzde 25’e kadar çıkıyor” analizlerine kadar gidiyor.
Siyasal öğrenmede önemli bir mesafe kaydeden ve 17 yıldır bütün seçimleri kazanan bir partinin toplumsal dönüşümü ve yeni sosyolojiyi ıskalaması herhâlde düşünülemez.
Oy oranı hâlâ son seçimde yüzde 45’lerde olan bir partinin geçlerden oy alamadığını söylemek istatistik bilimine aykırı olması gerek.
17 yıldır iktidarda olan bir partinin, “gençlerden göreceli olarak az oy aldığını” söylemek ile “hiç oy alamıyor” demek arasında muazzam fark var.
“Yeni sosyolojiyi ıskalıyor” demekle, “yeni sosyolojiye ulaşmada zorluklar yaşıyor” demek arasında da dağlar kadar fark var.
“Yeni partiye ihtiyaç var diyenlerin oranı yüzde 25’e kadar çıkıyor” gibi anket sonucu açıklandığında, sanki bunu diyenlerin hepsini AK Parti tabanı oluşturuyor gibi bir algı oluşturmak ise bambaşka bir tartışmanın konusu. 
“CHP değişirken, AK Parti sabit kalıyor” demek de siyasetin analizinde çok bir şey ifade etmiyor. CHP’nin siyaset yöneliminde bir değişikliğe gittiği bir gerçek. Ancak bu değişimin yönünün toplumun geniş kesimlerini olumlu anlamda tatmin edecek bir değişim olup olmadığı farklı bir analizin konusu.
Bu yeni ezberlerin ne anlama geldiği ve niçin sürekli tekrarlandığı konusu, bir sonraki yazıya…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.