3 ülke ve 3 farklı tablo

A -
A +
3 ülke ve 3 farklı tablo NUH ALBAYRAK 'Bahar Turu' izlenimleri 3 ülke ve 3 farklı tablo 3 ÜLKE VE 3 FARKLI TABLO Mübarek döneminin bittiğine inanan Mısır halkı, geçim derdiyle meşgul. Tunus'ta insanların hayatında bir değişiklik yok. Libya ise "Derdin nerede?" diyenlerle, "Cebin nerede?" diyenleri birbirinden ayıramazsa daha uzun süre huzuru bekler... 3 ülke ve 3 farklı tablo Dünya liderlerini kıskandıran fotoğraf Libya'nın Misrata kentinde halka hitap eden Başbakan Erdoğan büyük ilgi gördü. Meydanda tekbir getiren binlerce Libyalı, Türkiye ve Başbakan Erdoğan lehine pankartlar açıp sloganlar attı. Erdoğan da bu ilgi karşısında halkı coşturan bir konuşma yaptı. Erdoğan, yaptığı konuşmada, Misrata'ya, 74 milyonluk Türk milletinin selamını getirdiklerini söyledi. "Biz biriz, beraberiz, kardeşiz. Bu kardeşliğimiz, dün vardı, bugün var, yarın da olacak" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Misrata'nın benim ve arkadaşlarımın dünyasında farklı bir yeri var. Misrata'da, 3 kelimeyi yeniden öğrendim. Burada sabrı gördüm, burada yıkılan binalarda savaşı gördüm, sonunda da zaferinizi gördüm." Erdoğan'ın konuşma yaptığı meydanda, erkeklerin yanı sıra birçok kadın ve çocuk da yer aldı. Başbakan Erdoğan'ın Misrata'dan Bingazi'ye geleceği saatin 17.00 olarak duyurulması üzerine halk, saat 16.30'dan itibaren miting alanını doldurmaya başladı. Trablus ve Misrata programının uzaması sebebiyle halk, Erdoğan'ı dinlemek için yaklaşık 5 saat meydanda bekledi. Erdoğan'ın gelmesiyle birlikte meydandakiler coşkuyla, "Erdoğan, Erdoğan" tezahüratları yaparak tekbir getirdi. Erdoğan da tezahüratlara el sallayarak karşılık verdi. MISIR Yeni bir seferberlik bekliyor Mübarek döneminin tamamen bittiğine inanan Mısır halkı, değişmeyen gündemi olan geçim derdiyle meşgul. Mısır'da değişimin sembolü haline gelen Tahrir Meydanı şimdi sessiz. Ama o günlerde Hüsnü Mübarek'in son darbelerine göğsünü siper eden "Tahrirciler" şimdi de işin peşini bırakmış değil. Kendini iyi yetiştirmiş gençlerden oluşturdukları bir temsilci grubu, gidişatı sürekli izliyor ve gerek gördükleri hallerde sürece müdahil oluyorlar. Yeni dönemin aktörleri de bu uyarıları ciddiye alıyor. Bunun dışında ise, artık Mübarek döneminin tamamen bittiğine inanan Mısır halkı, değişmeyen gündemi olan geçim derdiyle meşgul. KARMAŞA ŞEHRİ KAHİRE... Mısır, dünyanın en eski medeniyetlerinden biri... Arap coğrafyasında eşine zor rastlanır bir kültürel derinliğe sahip. Müslümanların nice göz bebekleri burada yatıyor. Ama gel gör ki, bu değerler çöp dağları arasında kaybolmak üzere. İslam âleminin en kutsal şehirlerinden biri olan Kahire çevre düzeninden trafiğine tam bir karmaşa şehri. Nil gibi bir bereket sembolü, Kahire'den geçerken adeta bir kirlilik kaynağı haline geliyor. YENİLENME BAŞLAMAZSA.... Mısır'ın sembolü olan piramitlerin civarına sanki inşa edildikleri günden bu yana el sürülmemiş. Bir yayın yönetmeni arkadaşımız, "Türkiye'den herhangi bir belediye başkanını buraya getirseniz ve 'Bu bölgeyi düzenle' deseniz, çok değil; üç ay sonra buraların çehresi değişir" diyerek Türkiye'nin, her bakımdan olduğu gibi yerel yönetimcilik açısından da Mısır'dan fersah fersah önde olduğuna dikkat çekti. Yani Mübarek'i başından defeden Mısır, başlarındaki çok daha büyük bir beladan kurtulmak için yıllar sürecek bir yenilenme ve temizlenme seferberliği başlatmadıkça otantik bir turizm ülkesi olarak kalmaya mahkumdur. 3 ülke ve 3 farklı tablo OSMANLI'DAN SONRA GARİP KALDI... Mısır'ın başkenti Kahire, Yavuz Sultan Selim'in 1517'de Memlüklerle olan Mercidabık zaferinden sonra Osmanlı yönetimine geçti. Şehirde hâlâ Osmanlı izlerini görmek mümkün. Bunların başında Mehmet Ali Paşa Camisi geliyor. Fakat Osmanlı'dan sonra diğer kentler gibi burası da çarpık yapılaşmanın ve kötü yönetimlerin kurbanı oldu. 3 ülke ve 3 farklı tablo Çekilen fotoğraflarda en dikkat çekici kare, bir Libyalı'nın Başbakan Erdoğan'ı alnından öpmesiydi. 3 ülke ve 3 farklı tablo Libya sokaklarında savaşın izini görebiliyorsunuz. Top mermileri, sergiye çıkmış... LİBYA Kaddafi gitti ancak daha bahar gelmedi Libyalılar, "Derdin nerede?" diyenlerle, "Cebin nerede?" diyenleri birbirinden ayıramazsa daha uzun süre huzuru bekler... Anadolu'da "acı bahar" diye bir ifade vardır. Yüksek yaylalarda bahar mevsiminin yarılanmış olmasına rağmen bir türlü sırtınız ısınmaz. İşte Libya da tam olarak "acı bahar"ı yaşıyor. Gördüğünüz her Libyalının bir veya iki kolu havada. Konvoyda araç kullanan şoför bile bizim hayatımızı tehlikeye atma pahasına zafer işareti yapmaya çalışıyor. Bu belki zor gerçekleşen bir zaferin pekiştirilmesi içgüdüsünden kaynaklanabilir. Zira, hâlâ tedirginliğin hakim olduğu Libya'da bu noktaya ne kadar zor gelindiğini çok rahat biçimde görebiliyorsunuz. Özellikle Misrata gibi bazı şehirler tam bir harabeye dönmüş. Büyük kayıplar vererek ulaştıkları bu zaferi coşkuyla kutlamaları elbette en tabii hakları. YENİ SÖMÜRÜ DÜZENİ Ancak ülkede bahar havasına kavuşmak için daha katetmeleri gereken çok mesafe var. Bir kere ülke henüz tam huzura kavuşmuş değil. Bazı yerlerde hâlâ çatışmalar sürüyor ve Kaddafi ve oğulları ele geçmedikçe bu tedirginlik de bitmeyecektir. Yönetim ise tam bir karmaşa... Farklı kesimlerin desteklediği farklı isimler şimdilik uyumlu davranmaya çalışıyor. Ama ortak düşman bertaraf edildikten sonra durum ne olacak belli değil. Bütün bunlara ilaveten, Afrika'yı tarih boyunca sömüregelen Avrupa, aynı alışkanlığını yeni dönemde de farklı yöntemlerle sürdürmeye çalışıyor. Nitekim, daha şimdiden Avrupa medyasında, "Libya'yı kurtarmak için çok masraf yaptık, yeniden imarı için harcanacak 300 milyar euronun da aslan payı elbette bizim olacak" mealinde beyanatlar çıkıyor. İşte size yeni sömürü düzeni... Önce yık, sonra yap. Faturasını da kat kat çıkart... Ayrıca zamanında bu ülkeyi bu diktatöre kim teslim etmişse... Velhasıl Libyalılar bu aşamada, "Derdin nerede?" diyenlerle, "Cebin nerede?" diyenleri birbirinden ayıramazsa "baharı bekleyen kumrular gibi..." daha uzun süre huzuru bekler. 3 ülke ve 3 farklı tablo Ülke tam huzura kavuşmuş değil. Bazı yerlerde hâlâ çatışmalar sürüyor . TUNUS Devrimi yaşayan ülke... İnsanların hayatında bir değişiklik yok. İlgilendikleri tek şey ülkenin istikrarlı bir yönetime kavuşması... Kahire'nin üçte biri kadar nüfusa sahip olan Tunus, Kuzey Afrika'daki ülkelerin en temiz ve düzenlisi. Halkın gelir seviyesi ve hayat standardı bakımından da rahatlıkla hissedilebilecek bir üstünlüğe sahip. Aynı zamanda Arap Baharı'nın da öncüsü olan bu ülkede devrim kolay gerçekleştiğinden Tunus da, Tunuslular da fazla bedel ödememişler. İnsanların hayatında bir değişiklik yok. İlgilendikleri tek şey ülkenin istikrarlı bir yönetime kavuşarak belirsizlikten kurtulması. BAŞÖRTÜSÜ ÖZGÜRLÜĞÜ "Bu değişikliğe nasıl bakıyorlar?" derseniz, devrimi en kolay gerçekleştiren ama pratik hayatta en belirgin hisseden ülke Tunus'tur. Zira, artık başörtüsü ile rahatça sokağa çıkılabiliyor. Evet, size garip gelebilir ama Tunus'ta "Bahar"dan önce başörtüsü yasaktı. Bu yasağa uymayan birçok kadının sokak ortasında başörtüsünün çekilip alındığı olmuştur. Her şeylerini alan Fransa'nın bir 'hediyesi' midir bilinmez ama bir İslam ülkesinde başörtüsü ile sokağa çıkılamaması olacak şey değildi. Nitekim de olmadı... Malum... "Bir kavim kendinde olanı değiştirmedikçe Allah onları değiştirmez." Tunus'taki iş adamlarımız da bu değişimden son derece mutlu. Çünkü, hukukun olmadığı bir ülkede işiniz bir diktatörün insafına kalmış demektir. 3 ülke ve 3 farklı tablo Yusuf Ziya Cömert, Tunus'ta bir âmâ hafızı dinlerken... Yusuf Ziya Cömert için ambulans uçak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Afrika temaslarını takibi sırasında rahatsızlanan Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Ziya Cömert'in sağlık durumu iyi. Tunus'ta hastaneye kaldırıldıktan sonra bir kalp damarına stent takılan Cömert, tedavi gördüğü hastanede bir süre kontrol altında tutulacak. Cömert, tedavisi tamamlandıktan sonra hafta başında ambulans uçakla İstanbul'a getirilecek. Erdoğan'ın sağlık durumu ile yakından ilgilendiği Cömert'in tedavisine Türkiye'de devam edilecek. > Fotoğraflar: Nuh Albayrak
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.