Büyük hedeflere dev adımlar

A -
A +

> NUH ALBAYRAK BEYRUT'TAN YAZIYOR Son yıllarda Türkiye'nin uluslararası platformlarda sergilediği bir tutum var ki bize göre dış politikadaki en belirgin değişikliklerden birisidir. Şöyle ki... Orta Doğu, Kafkaslar ve Balkanlar gibi asırlardır devam eden problemlere, teröre veya son dönemde dünyayı kasıp kavuran küresel krize karşı bilinen ve konuşulan klasik çözüm yollarının çok çok ötesinde, meselelerin özüne hitap eden ve köklü çözüm hedefleyen teklifler geliştirmiştir. "Senin teröristin-benim teröristim olmaz, Orta Doğu'daki zulme öncelikle insani açıdan bakılmalı ve bu noktada da insan ayırımı yapılmamalı, global krizin global çözümü adalettir. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir sistemin zengine de huzur getirmesi mümkün değil..." gibi söylemler hep bu köklü çözümlerin ifadesidir. Türkiye bu ilkelerini son yıllarda bütün uluslararası ortamlarda ısrarla dile getiriyor. Yaşanan problemlerin 'sürdürülebilir' tarafı kalmadığı ve yolun sonuna gelindiğinden dolayı Türkiye'nin sunduğu, 'herkesin fedakârlık yapması'na dayanan teklifleri uygulamaktan başka çare kalmadığı mutlaka anlaşılacaktır. Türkiye'de olduğu gibi dünyada da elindeki maddi-manevi gücü bırakmak istemeyen statükocular bu köklü çözüm teklifleri karşısında ayak sürüyebilir. Çünkü, bütün dünyayı haraca bağlayan bir ülke için; 'sen bunlardan vazgeç, kendi imkânlarınla kifayet et' anlamına gelen bu teklifleri kabul etmesi oldukça zordur. Ama sayın Başbakan'ın Beyrut'ta yaptığı ve büyük ilgi gören konuşmasında da ifade ettiği gibi küresel kriz fakir bir Afrika ülkesinde değil, 'süper devlet' Amerika'da doğmuştur. Ayrıca, dünya hızla değişiyor ve ülkeler, insanlar her gün biraz daha birbirine yaklaşıyor. Bu sayede Türkiye'nin bütün bu söylemleri; özellikle mağdurlar arasında çok daha hızlı olmak üzere bütün dünyada hızla yayılmakta ve destek bulmaktadır. Bunu, değişik ülkelerdeki temaslarda çok net gözlemliyoruz. Nitekim dün Lübnanlılar Türkiye'nin bu tezlerini ve haklılığını bütün ayrıntıları ile defalarca tekrarladı. İletişim çağı yaşanan dünyamızda Türkiye'nin bu haklı ve kararlı duruşunun kısa zamanda geniş kitleler tarafından kabul göreceği anlaşılıyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.