Domuz gribi değil, kirli bilgi tehlikeli

A -
A +

Sağlık Bakanı Recep Akdağ dün medya yöneticileri ile bir araya gelerek Domuz Gribi ile ilgili son bilgileri paylaştı ve bu salgını en az hasarla atlatabilmek için bir konuda yardım istedi. Önce salgınla ilgili son bilgileri paylaşalım: "Aylardır 'kapıda' diyorduk ama artık içeri girdi ve (farklı hız ve yoğunluklarda olsa da) bütün Türkiye'de yayılıyor. Hastanelere başvuran 'grip' vakalarının neredeyse tamamına yakını H1N1 kaynaklı..." Bu tespitlere bakılırsa durum oldukça "vahim" görünüyor. Aslında değil... Çünkü Türkiye, ekonomik krizde olduğu gibi bu süreci gayet güzel yönetiyor. Sağlık Bakanlığı aldığı yoğun tedbirlerle salgının Türkiye'ye girişini birkaç ay geciktirmeyi başarmış. "Birkaç ay önce gelseydi n'olacaktı ki..." demeyin. Bu çok önemli. Zira böylece hem insan hareketlerinin uluslararası ve ulusal bazda çok hızlı seyrettiği yaz mevsimi kurtarılmış oldu, hem de salgına hazırlık imkanı bulundu. Nitekim, Sağlık Bakanlığı, en değerli hocaları bir araya getirerek birim kurulları oluşturmuş, bütün illerde kriz yönetim merkezi kurmuş. Yine bu geciktirmenin sayesinde yeterli miktarda aşı temini sağlanmış. Şimdi, tedbirler alınmış, bütün Türkiye'de vaka yakından izleniyor ve gereken noktalarda müdahale ediliyor. Endişe edecek bir durum yok gibi... GÖLGE ETMEYİN... Aslında var... Çünkü biz, gelişmeleri birtakım varsayımlara bağlamayı çok severiz ya. Hiçbir ehliyeti olmayan birkaç kişinin bazı basın organlarında ortaya attığı dedikodular yüzünden vatandaşlarımız aşı yaptırmaya yanaşmıyormuş. İşte bu noktada sayın bakan, "Gecesini gündüzüne katarak, sağlığını tehlikeye atarak çalışan sağlık ordusunun aldığı ve alınmakta olan bütün tedbirlerin gayesine ulaşması tamamen size bağlı" diyerek medya yöneticilerine büyük bir mesuliyet yükledi. Ve ekledi: "Kıyamet ve kâbus senaryoları çizerek, okulların önünde pusu kurarak, domuz gribi virüsü taşıyanları afişe ederek hiçbir katkı sağlayamayız." YİNE İLKELİ YAYINCILIK Sayın bakanı dinlerken problemin yine ilkeli bir yayın politikası izleme veya izleyememe noktasında düğümlendiğini düşündüm. Biz yıllardır masaya gelen her haberin ve sunuş biçimimizin bu ülkeye, milletimize hatta bütün insanlığa ne kazandırıp ne kaybettireceğini tartıyor ve çıkan sonuca göre karar veriyoruz. Çünkü yaptığımız işin ne kadar büyük bir sorumluluk gerektirdiğinin farkındayız. Sadece tiraj ve reyting amaçlı sorumsuz ve asılsız yayınların insanlara domuz gribinden çok daha fazla zarar verdiğini biliyoruz. Zira, "Dedikodu kanser gibidir..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.