'Haber'de kötü haber...

A -
A +

Merhaba, Terörün faturasını Afgan halkına ödeten ve bizim için 'rutin'leşen operasyonu bir kenara bırakırsak, hafta boyunca en çok konuşulan konu Cumhurbaşkanı Sezer'in referandum kararı oldu. Anayasa değişikliğinin 'paket' olarak onaylanmasına rağmen; milletvekillerinin özlük haklarını düzenleyen madde için 'halk oylaması' kararı verilmesi Ankara'yı karıştırdı. Bu tasarruf; siyasetçilerin, 'sandık'tan ne kadar çok korktuğunu ortaya çıkardı. Bilhassa iktidar partileri; değil kendileri, maaşları hakkında bile halkın görüşüne tahammül edemeyerek, "Referanduma gitmemek için ne gerekiyorsa yapılmalıdır" dediler. Referandumu 'haftanın olayı' haline getiren de bu şiddetli tepki oldu zaten. Çok manidar olan bu korkunun, 'ecel'e faydası olmayacağı malumunu ilam edip, meselenin bizi ilgilendiren tarafına bakalım. Basın da 'korktu' Siyasetçilerin bu tavrını 'anlamak' mümkün... Her ne kadar, 'olmak ya da olmamak' meselesi değilse de halkın, kendilerinden hiç hoşnut olmadığı açık şekilde anlaşılacak. Peki Cumhurbaşkanı Sezer'in referandum kararına basının gösterdiği aşırı tepki neyin nesi acaba?.. "Haklarını yemeyin, bu krizde bir de referandum masrafı olmasın istiyorlar..." diyebilirsiniz. Hiç sanmıyoruz ama öyle de olsa önemli değil. Çünkü, bizim şaşkınlığımız tepkinin 'olumsuz'luğundan değil, bizatihi kendisinden kaynaklanıyor. Yani, referandum kararına destek verselerdi yine aynı eleştiride bulunurduk. Haberi tahrif... Zira böyle bir kararı aktaran gazetecinin, bu gelişmeyi beğendiğini veya beğenmediğini habere ilave etmeye hakkı yok. Haberi, 'önemli' telakki ederek 'büyük çalışmak' normaldir. Ama 'referandum kararı'nı, "Bir bu eksikti" manşetiyle yayınlamak tarafgirliğin en âlâsıdır. Bizi meselenin meslek ilkeleri kısmı ilgilendiriyor. Yoksa bazı gazetelerin, bu karara niçin bu kadar sert tepki gösterdiğine dikkat çekmek değil maksadımız. Tabii ki, gazetelerin en önemli fonksiyonlarından biri de, meydana gelen gelişmelerle ilgili görüş belirtmektir. Ama bunu; okuyucunun emaneti olan 'haber'i, tahrif etmeden yapmalıdır. Gazete, 'yalın' olarak haberi verir, olumlu veya olumsuz her türlü değerlendirmeyi de yazarlar yapar. İşte farkımız... Biz, bazan 'pasiflik' olarak anlaşılması pahasına bile olsa haberi, 'haber' gibi yayınlıyor, olayın değişik açılardan yorumlanmasını köşe yazarlarımıza bırakıyoruz. Bu, 30 yıldır böyle yürüyor, son olayda da böyle olmuştur. "Vekil maaşları referandumda" başlığıyla yorumsuz olarak verdiğimiz haberin gelişmeleri, "İşler karıştı, Hükümet direniyor, Kriz büyüdü" gibi başlıklarla aktardık. Siyasetten iş dünyasına her kesimden gelen olumlu ve olumsuz değerlendirmeleri de aynen yansıttık. Ayrıca yazarlarımız konuyu, "Sezer'in hakkı"ndan, "Sırası mı şimdi"ye kadar uzanan geniş bir yelpazede değerlendirdi. Tebrikler Ömer Abi Yarım asırlık bir gazetecilik geçmişi olan saygıdeğer yazarımız Ömer Öztürkmen, "Basın Hizmet Ödülü"ne layık görülerek çoktan hak ettiği bir onurun sahibi oldu. Ödülünü, 5 Kasım tarihinde Gazeteciler Cemiyeti'nin düzenleyeceği bir törenle alacak olan yazarımızı kutlarız. *** Mutlu haftalar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.