Kuveyt'i şimdi keşfediyoruz

A -
A +

Kuveyt, daha 50 yıl önce İngilizler'in esaretinden kurtulmuş, belini doğrultamadan Saddam'ın hışmına uğramış bir ülke... Gerçi bir süre sonra bu işgal sona ermiş ise de etkisi hiç bitmemiş. Bu travma sebebiyle kimse çivi çakmamış, evini dahi başka ülkelerden almış, hep teyakkuz halinde kalmış. 10 yıldır burada faaliyet gösteren bir iş adamımız, "Saddam Hüseyin asılıncaya kadar Kuveyt'te hiçbir önemli altyapı yatırımı yapılmadı" diyor. ARTIK KESENİN AĞZI AÇILIYOR Son yıllarda bölgede yaşanan gelişmeler, Saddam'ın (Irak halkına çok pahalıya mal olan bir yolla da olsa) bertaraf edilmesi Kuveyt yönetiminin geleceğe daha güvenli bakmasını sağlamış. Ve artık kolları sıvamışlar. Önce Meclis, yatırım harcamaları konusundaki sıkı ambargoyu kaldırmış, sonra da tam bir kalkınma seferberliği başlamış. Şimdi neredeyse Kuveyt baştan başa yeniden inşa edilecek. Yollar, kavşaklar, dev binalar, aklınıza ne gelirse... Ve bu imar seferberliği için tam 140 milyar dolar ayrılmış. Özellikle büyük inşaat firmaları hatta birçok devlet bu paraya ortak olmanın planını yapıyor. Türkiye ise bütün avantajlarını kullanarak pastadan en büyük payı almaya çalışıyor. İşte bu gezi de bu 'plan'ın kuvveden fiile geçmesi anlamını taşıyor. BİZE "BAYBAY", ÂLEME "HAYHAY" BİTECEK Mİ? Tam da bu noktada çok merak ettiğim bir hususu dün sohbet imkânı bulduğumuz Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız sayın Taner Yıldız'a sordum: "Sayın Bakan, bu ülkelerde çok iyi karşılanıyoruz, iltifata boğuluyoruz ama ticarette aynı sıcaklığı göremiyoruz. Kuveyt için de durum aynı..." Bakan bey, "Bu doğru ama vebali sadece bunlara ait değil" dedi ve ilginç bir anekdot anlattı: Halen Katar Başbakan Yardımcılığı görevini yürüten ve Emir'in de süt kardeşi olan El Atiye, 1998 yılında Enerji Bakanı olarak Ankara'ya gidiyor. Bütün gayretlerine rağmen Türk meslektaşı ile görüşmeye muvaffak olamıyor. Kendisinin yönlendirildiği genel müdür de daire başkanına havale edince, El Atiye, Türk meslektaşını arayıp, resmi gezisini yarıda kestiğini belirterek ülkesine dönüyor. El Atiye, bu kötü anısını birçok Türk yetkilisine, son olarak da ticari iş birliğini artırma maksadıyla Katar'a giden Enerji Bakanımıza anlatmış... Sayın Yıldız dönüşte bunu Meclis'te aktarmış ve dönemin başbakanı olayı doğrulayarak, "O zaman öyle gerekiyordu" diye izah etmiş!.. Bu hadise, yakın zamana kadar bütün İslam âlemine, hatta neredeyse Avrupa ve ABD dışındaki bütün dünyaya olan tavrımızı çok 'iyi' özetleyen bir 'resmi davranış'tır. Ne gariptir ki, Türkiye'nin son dönemde bu tür hataları önleme gayretleri bazı çevreler tarafından "eksen kayması" olarak değerlendiriliyor. Ama bize göre bu gezide çok vahim bir kangrenin daha tedavisi yapılıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.