Medya'daki bombardıman

A -
A +

Merhaba, Yıllar süren ambargo ile sarsılan ve şimdi de Bağdat'a hapsedilen Irak'la, 'uzay'dan 'füze'ye her imkanı kullanan ABD arasındaki savaş üçüncü haftasını da doldurmak üzere... Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra bölgeden 'acı' tecrübelerle ayrılan ABD, hem yarım kalmış bir hesabı tamamlayarak dünya liderliği imajını korumak hem de hızla bozulan ekonomisine soluk aldırmak için bu savaşa yıllarca hazırlandı. Hazırlıkların en ilginç tarafı ise ilk defa 'muhaberat'ın, 'muharebat'tan daha fazla önem kazanmasıydı. Bu savaşta; işin medya kısmına, kimsenin aklına gelmeyecek derecede ağırlık veren ABD, özel kuvvetlerle birlikte 500'e yakın 'özel' muhabiri de 'eğiterek' bu günlere hazırladı. Tanklara monte edilen kameralarla savaşı en sıcak noktasından izleme imkanı verilen bu muhabirlerin her türlü ihtiyacı da düşünülmüştü. Bütün bunlara karşılık ABD'nin de, "Üretilen haber ve fotoğrafların, ilgili komutanlar görmeden servise verilmemesi" gibi 'küçücük' bir ricası vardı. Savaş sebebiyle alternatifsiz kalan kaynaklara uygulanan bu 'abluka'nın, zaten teyid etme imkanı olmayan haberlerin tamamen 'güdümlü' hale gelmesine sebep olacağı açıktır. 'Objektif'ler de yanılır... Bu durumda; ulusal ajanslara da kaynak teşkil eden (çoğu Amerikan kuruluşu olan) uluslararası ajansların bütün 'iyi niyetleri'ne rağmen tarafsız haberleri servise koyması mümkün olmayacaktır. Bunun anlamı şudur: Savaşla ilgili bütün haberler, belli birkaç ajanstan alındığına göre siz; Irak'ta gerçekten olup-bitenleri değil, mütehakkim tarafın 'uygun gördüğü' şeyleri öğreniyorsunuz demektir. Irak'ta gözlemlediği bazı gerçekleri dile getiren Peter Arnett'in, -91 harekatında kazandığı ve şimdi tazelenen bütün gücüne rağmen- derhal, Amerikan TV kanalı NBC'deki işinden olduğunu hatırlamanız, yukarıda bahsettiğimiz 'tekelci hassasiyet'in ciddiyetini daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır. En sağlam kaynak... Bir gazete veya TV kanalının, medya yoluyla yapılan bu 'bombardıman'dan kurtulmasının tek yolu, gelişmeleri bizzat takip edebilmesidir. Bunu Türkiye'de başaran tek gazete ise Türkiye'dir. Irak'ın dünya ile irtibatını sağlayan İHA'nın dışında, Türk medyasını Bağdat'ta temsil eden gazeteciler İrfan Özfatura ve Osman Sağırlı'dır. Siz, 15 gündür ekranlara çıkıp, "Dün döndüm" diyenlere bakmayın. Savaşın başından beri bu, böyledir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.