"Önemli konular güme gitmesin"

A -
A +

• Doha'dan yazıyor Bugün, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Katar gezisiyle ilgili gazetelerde yer alan haber ve yorumların çoğunda "Türkiye'ye haksızlık yapılıyor" başlığının verileceğini tahmin ediyorum. Zira, dün akşam Doha'da, Türkiye Büyükelçiliğindeki sohbette yine yıllardır alışık olduğumuz 'Medya-patoloji' durumu yaşandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Katar gezisinin önemini uzun uzun anlatırken, siyasi, güvenlik ve ekonomi konularında sağlanacak önemli iş birliklerinden bahsetti. Ancak, her zaman olduğu gibi, soru-cevap faslında gezi gündeminin dışında Türkiye'de yaşanan tartışmalarla ilgili sorular soruldu. Sayın Cumhurbaşkanı, oldukça ihtiyatlı bir lisan kullanarak, Türkiye'de bazı şeylerin fazla büyütüldüğünü söyledi. Ve bu anlamda, "Türkiye'ye haksızlık oluyor" dedi. Özellikle bu cümle, gazeteci arkadaşlarımızın çok ilgisini çekti. Ve peşinden konuyla ilgili soru yağmuru başladı. Gül'den medyaya uyarı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, çok da yabancı olmadığı bu manzara karşısında uzun uzun anlattığı gezi hedeflerinin yine Türkiye'deki kısır çekişmelere kurban gideceğini hissetmiş olacak ki, tam da medyamızın müzmin rahatsızlığına parmak basan şu uyarıları üstüne basa basa dile getirmek zorunda kaldı: "Ülkenin iyiye gitmesi için herkese, tabii ki sizlere de çok iş düşüyor. Hemen önümüze günlük polemik konuları geliyor. Bunlara cevap vermeseniz eleştiri konusu oluyor. Sizlerin mesleki endişelerle canlı ve dikkat çekici konulara yönlenmenizi anlayabiliyorum. Ama bazen sizlerin de dengeyi gözeterek bazı yönlendirmeler yapabileceğinizi, bunun da ülke için faydalı olacağını düşünüyorum. Bunlar konjüktürel meselelerdir, tartışılır, bir süre sonra sonuca bağlanır. Ama esas olan, Türkiye'nin yükselmesi için gerekenlerin konuşulmasıdır. Yapılan ihmaller, sonunda telafi edilemiyor. Mesela, Katarlılar 1990 yılı başında Türkiye'ye gelmiş ve zamanımızda son derece önemli olan gazla ilgili iş birliği talebinde bulunmuş, hatta yalvarmışlar. Ama, maalesef detaylarına giremeyeceğim çok üzücü sebepler dolayısı ile o zaman bu anlaşma yapılamamış ve başkaları gelmiş. O zaman bu anlaşma yapılabilseydi, bugün kimbilir neler olurdu. Keza Türk Cumhuriyetlerinde de durum aynı..." Görüldüğü gibi, Türkiye Gazetesi olarak, yıllardır uyguladığımız ve dilimizin döndüğünce de meslektaşlarımıza anlatmaya çalıştığımız 'ilkeli yayıncılık', ehemmiyetine binaen bizzat Cumhurbaşkanı tarafından da dile getirilmiş ve bu hususta 'Türkiye için' hassasiyet istenmiştir. Haydi medya, biraz hassasiyet...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.