Sırbistan sizi bekliyor...

A -
A +

Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra Sırplar "Büyük Sırbistan" hayaliyle Balkanlar'ı kana buladı ama hesapları tutmadı. Üstelik ellerindekiler de gitti. Hatta, Karadağ'ın özerkliğini ilan etmesiyle 'gereksiz' hale gelen donanmasını satmak gibi bir vahameti bile yaşadılar. Aşırı milliyetçiliğin kabarık faturasıyla karşı karşıya kalan Sırplar, güvenilmeyen, gözaltında tutulması gereken bir ülke haline geldi. Ancak, "Bir musibet, bin nasihatten yeğdir" hesabı, bu sonuçlardan büyük ders aldıklarını görüyoruz. Bu noktada, Ankara'nın büyük gayret ve katkılarıyla kurulan hükümetin diyalog yanlısı, sağduyulu anlayışının da büyük payı oldu. Velhasıl, "Avrupa'nın şımarık çocuğu" artık olgunlaşmış... TÜRKİYE 'YENİ GÖZDE' Ayrıca, bu kurtlar sofrasında güven içinde iş birliği yapabileceği ülkenin Türkiye olduğunu da keşfetmiş. İşte bunun için, birçok ülkenin peşinde koştuğu yatırımları Türkiye'ye ihalesiz vermek istiyorlar. Dünkü ortak basın toplantısında Sırbistan Cumhurbaşkanı Tadiç'in, baştan sona Türkiye ve Cumhurbaşkanı Gül'e övgülerle dolu konuşması, "Tadiç'e yanlış metin verilmiş" esprilerine sebep oldu. Ne var ki, Türkiye'de hâlâ Bosna'daki katliamları ile hatırlanan Sırplar, devletler arasındaki sıcaklığı Türk halkından göremiyor. 7 milyonluk Sırbistan'dan 200 bin civarında turist gelirken, bizden buraya kimse gelmediği gibi yolu düşen bile transit geçiyor. İçeride dışarıda herkesin açılımdan bol bol nasibini aldığı bu dönemde Sırplarla ilgili düşüncelerimizi de gözden geçirmemiz gerekiyor herhalde. Çünkü sayın Cumhurbaşkanımız, "Balkan ülkelerinin tamamında hem Türk hem de Sırp azınlıklar var. İki ülkenin ilişkileri iyi olursa herkes rahat eder, yoksa herkes bulunduğu yerde acı çeker" diyor. Bu meyanda devlet, üzerine düşeni fazlasıyla yerine getiriyor ama siyasî çabalar milletin de katılımıyla müşahhas gelişmelere dönüşür. Nitekim, Sırbistan ile serbest ticaret anlaşması, vergi muafiyeti dahil her türlü altyapı hazırlandı ama Türk firmalarının katılımı olmadıkça bu anlaşmalar hiçbir anlam kazanamaz. FIRSATLAR İLELEBET BEKLEMEZ Kaldı ki, uluslararası ilişkilerde duygusal bir yaklaşımla sonuç almak mümkün değildir. Anlayacağınız, Sırbistan değişmiş ve gelişmeye karar vermiş. Herkes kapısını çalarken onlar bizi tercih etmiş. Bizim de bu davete icabet ederek burada yerimizi almamız gerekir. Üstelik de bunu öncelikle Balkanlar'ın istikrarı ve Bosnalı, Makedonyalı, Kosovalı kardeşlerimizi çok sevdiğimiz için yapmalıyız. Buradaki fırsatlar ilelebet bizi beklemez. Cumhurbaşkanı Gül, iş adamlarımızın; henüz buranın önemini kavrayamadığı için isteksiz davrandığını söylüyor ve "5 sene sonra gelirseniz burayı böyle bulamazsınız" diyor. Daha 5-6 yıl öncesine kadar iş adamlarımız dış ülkelerde tek başlarına mücadele ederken, yeni yatırım alanlarını keşfedip, sağlıklı bir altyapı hazırladıktan sonra "Buyurun" diyen bir Türkiye... İşte asıl değişim bu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.