Yaz gardaşım 5-1!..

A -
A +

> ERZURUM Dadaşlar diyarında gün boyu çarşı pazar dolaştık. Eee... Erzurum'da iseniz nabız tutmaya elbette cağ kebabından başlanır... Gerçi bazı okuyucularımız, "Mutfak kısmını transit geç" dese de biz yediğimizi inkâr etmeyiz. Konu yemekten açılmışken... Batuhan ile 15 gündür dolaşıyoruz. Oldukça stresli bir iş yapıyoruz. Düşünün... Size verilen yayın programına göre biletlerinizi ayarlamış, bavulunuzu toparlamış yola koyulmuşsunuz. Ertesi gün Bülend Bey'den iki satırlık bir ferman; "Yarın İzmit iptal, canlı yayın Batman'dan..." Tabii Batuhan darmaduman... Hadi şimdi kendini bir kenara bırak, Batuhan'ı toparlamaya bak... Zaten son iki ili de bitirdikten sonra bu maratonun genel hikayesini yazacağım, bazılarının ipini pazara çıkaracağım... Yani bütün bunlara rağmen Batuhan ile (yemek hariç) hiçbir problemimiz olmadı... Yemekte de sadece 'süre' problemimiz var. Genel Müdürü gibi, daha ben çorbayı bitirmeden o tatlı tabağının dibini görüyor. Neyse, her anlaşmazlık böyle olsa keşke... KITLAMA EŞLİĞİNDE SİYASET 'Nabız turu'muzu Taşhan'da sürdürdük. Orta yerindeki ulu çınarın serinliğinde sıralanmış oltu taşı mamulleri arasında kıtlama çaylar eşliğinde siyaset muhabbeti... - Erzurum'da durum nasıl? - Abi, 6-0 filan diyorlar ama bence 5-1 olur, öyle de olsun varsın... - Neden? - Ya... Bunlarla olmuyor ama bunlarsız da olmaz. Gerçi bu Bahçeli'den hiçbir şey olmaz ama... - Ne oldu şimdi!.. - Ya öyle işte... Geçen gün BDP'liler Cumhuriyet Caddesi'ne pankart asmaya kalktı, yine ülkücü arkadaşlar engel oldu. - Peki çözüm bu mu sence... - Ya ne ya!.. - Bence o tepki sandıkta gösterilmeli. - Yok gardaşım, sandıkta da gösterilmeli, pankart da indirilmeli... - BDP'li bağımsız adayın durumu nasıl peki... - Ümitsiz vaka... Hatta son günlerde yaptıkları bazı taşkınlıklar daha da tepki topladı. Merak etmeyin, her dükkandaki sohbeti aktarıp başınızı ağrıtmayacağım ama hepsinin ortak paydası, "Erzurum'dan bir tane MHP çıkarır, gerisini AK Parti alır..." SOĞUKTA SICAK YAYIN... Yayın konuğumuz kabinenin başarılı üyesi Sağlık Bakanı Recep Akdağ idi. Yakutiye Medresesi önünde, Erzurum'un 'erkek havası'nda sıcak ve tempolu bir yayın oldu. Twitterdan yağan sorulardan sadece Erzurum ile ilgili olanları sorabildik. Programın ayrıntılarını tekrarlamaya gerek yok. Fakat sayın bakanın anlattığı bir anekdotu izninizle aktarmak istiyorum. Yayın sonuna doğru sayın bakana, "Efendim, hiç gizlemeyeceğim, ben çok üşüdüm. Umarım sizi de üşütmemişizdir" dedim. Sayın bakan, "Erzurumlu üşümez" dedi ve ekledi: Benim 5 yaşında bir kızım var. Kış Olimpiyatları sırasında buradaydık, beraber annemin mezarını ziyarete gittik. Elbette hava çok soğuktu, üşümesin diye sarıp sarmalamak istedik. Reddetti ve "Ben Erzurumlu'yum, üşümem" dedi. (Gerçi annesi Ordulu ama...) Sonra birlikte Olimpiyat Oyunları'na geldik. Basın mensubu arkadaşlar kızımı görünce, "Sen üşümüyor musun" dediler. Ben hemen araya girip, "O Erzurumlu, üşümez" dedim. Fakat daha sözüm bitmeden kızım, araya girdi ve titrek bir sesle, "Ben Orduluyum" dedi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.