AB darbeci mi?
30 Temmuz 2013 01:00
Batılılar Gezi Parkı olaylarında Türkiye'ye karşı gösterdikleri performansı Mısır'da gösteremediler. Gezi Parkı olaylarında dakikalar içinde Türkiye ile ilgili birçok kararlar alan AP, Mısır'la ilgili raporunda askerî darbeyi kınayamadı. Afrika Birliği bile üyeliğini askıya almışken Avrupa Birliğinin tüm kurumları Mısır'daki darbeye sus-pus oldular.
AB'nin Mısır olayında İslam dünyasına verdiği mesaj şudur:
"Sandıkta bizim tasvip ettiğimiz siyasi partileri ve şahısları seçerseniz demokrasi olur, yoksa darbecilere sessiz kalırız. İsrail'in güvenliğini dikkate almayan hiçbir demokratik hareketi tanımayız, yok sayarız."
Olup biten gelişmeler insanın aklına bunları getiriyor. İslam dünyasında demokrasi hakim olsa bile AB sandıktan çıkanın İsrail için uygun olup olmadığına bakıyor. Uygunsa sorun yok ama uygun olanların sandıktan çıkması mümkün değil. Uygun değilse, seçimle de işbaşına gelmiş olsa ya onlara terör ve terörist yaftası takılıyor ya da darbeyle devrilmelerinin altyapısı hazırlanıyor. Yazıklar olsun!
Mursi'nin yaptığı bazı hataları öne sürerek demokratik yollardan seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ile darbeci bir generali bir tutmak Kopenhag kriterlerine uyuyor mu? Mısır ordusunun 200 kişiyi katlettiği olayı bile adam gibi kınayamayan bir AB benim için bitmiştir, AB'nin diğer rejimlerden bir farkı kalmamıştır. Batılıların bu tutumu darbecileri ve onların arkasındaki aktörleri cesaretlendiriyor. Bu cesaretle yüzlerce insanı kurşunlayabiliyorlar. Medeni dünya bu kayıtsızlığını ve ikiyüzlülüğünü devam ettirirse General Sisi Mısır'da daha çok kan döker ve bütün hapishaneleri doldurur, yakında cadı avı başlar.
Bizim bildiğimiz ve üyesi olmaya çalıştığımız AB, demokrasi, insan hakları hukukun üstünlüğü ifade ve basın hürriyeti söz konusu olduğunda yeri göğü inletir, bu değerlerin zarar görmemesi için elinden geleni yapar. Fakat işin içine İslam ve İslam dünyası girdiğinde AB'nin ayarları bozuluyor sanki.
Suriye'deki gelişmeler ve çözüm süreci
PYD lideri Müslim'in Türkiye'yi ziyaretinin sonuçları tartışılıyor. Bu görüşme sürerken Suriyeli Kürt gruplar sınırda PYD flamasını indirip Suriyeli Kürtlerin bayrağını astılar. Türkiye Müslim ile görüşüp anlaşarak son derece doğru bir iş yapmıştır. Türkiye bir zamanlar Kuzey Irak'ta yaptığı hatalardan ders çıkarıp aynı hataları Suriye'de yapmamalıdır. Akıllı politika bunu gerektirir. Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine sadık kaldıkları sürece Türkiye, Suriyeli Kürtlerin kazanımlarından mutlu olur. Suriyeli Kürtlerin Suriye halkının vereceği karara saygı duymalarını beklemek gerekir.
Diğer yandan çözüm sürecine ilişkin umutlar korunuyor. Milli Birlik ve Kardeşlik projesi kapsamında çok cesur adımlar içeren demokratikleşme paketi hazırlanıyor ve bayramdan önce açıklanması bekleniyor. Sayın Başbakan'a sunuldu. AK Parti'nin son kongresinde ilan edilen 63 maddelik demokratikleşme başlıkları hayata geçiriliyor. PKK'nın ülkemizi terk etmesinden bağımsız olarak Milli Birlik ve Kardeşlik projesi ile ilgili reformlar hızla yapılmalı. Reformlar PKK'nın ülkeyi terk etmesine endekslenmemeli. PKK Türkiye'yi terk etse de terk etmese de demokratik reformlar devam edecek. Belki sadece örgüt üyeleri ve Öcalan ile ilgili konular PKK'nın çekilmesine endekslenmiştir, o kadar.