Afrika'da bize ekmek var

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cezayir ziyaretimizi tamamlayıp 2. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'ne katılmak üzere Ekvator Ginesi'ne geçiyoruz.
Cumhurbaşkanı, Cezayir'e âdeta ekonomik bir çıkarma yaptı. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Bey'in yanı sıra heyette bulunan Enerji, Ekonomi, Tarım, Dışişleri ve Milli Savunma Bakanları Cezayirli mevkidaşları ile çok önemli görüşmeler yaptılar. Sayın Erdoğan, Cezayir'e bir iş adamı ordusu ile geldi. Türk müteahhitlik sektörünün önde gelen birçok firmasının sahibini gördüm. Türk-Cezayir İş Forumu'na Cezayirli birçok iş adamı katıldı. Cumhurbaşkanı, hem Cezayir Başbakanı ile hem de yıllardır iktidarını koruyan Cumhurbaşkanı Bouteflika ile görüşmeler yaptı.
Cezayir 1516-1830 yılları arasında Osmanlı idaresinde kalmış. 1830 yılında Fransız yönetimi altına girmiş. 1954-1962 arasında Fransızlara karşı bağımsızlık savaşı vermiş ve 1962'de bağımsızlığını kazanmış. Bu bağımsızlık savaşı sırasında Fransızlar Cezayir nüfusunun yüzde 10'u olan 1.5 milyon Cezayirliyi katletmiş. 8 Mayıs 1945'te Fransızlar bir gecede 45 bin Cezayirliyi öldürmüş. O gün derelerin kırmızı aktığı söyleniyor. BM'de Fransa'nın bu tavrının kınanmasını veto eden ülkelerden birisi maalesef Türkiye olmuş. Hem de İsrail ve Fransa ile birlikte. 1962'de Cezayir'in bağımsızlığını ilk tanıyan ülke ise Çin. Biz geç tanımışız. Rahmetli Özal, Cezayir ziyareti sırasında Türkiye'nin geçmişte BM'deki tavrı için resmî özür dilemiş. O güne kadar Türkiye ile ilişkileri buzdolabına kaldıran Cezayir, o günden sonra Türkiye ile ilişkilerini geliştirmiş. Özgürlük mücadelesinde Cezayir'e en çok Çin yardım etmiş. Biz eski Osmanlı bakiyesine nedense sırtımızı dönmüşüz. Bu durumu rahmetli Özal telafi etmiş.
Cezayir'de Fransızlar resmen soykırım yaptığı halde hâlâ bu ülkede bir Fransız hayranlığı ve Fransa'ya tanınmış birçok ayrıcalık var. AB ülkeleri ile Arap Birliği ülkelerinin malları buraya gümrüksüz geliyor. Bizim mallarımıza yüzde 15-30 arasında gümrük vergisi uygulanıyor. Son yıllarda, özellikle de Erdoğan döneminde Türkiye-Cezayir ilişkileri hızlıca gelişiyor. 70'e yakın Türk müteahhitlik firması Cezayir'de inşaat işleri yapıyor. İnşaat sektöründe yüzde 53 ile aslan payı Çinlilerin elinde. Bizim payımız yüzde 12'lerde. Ama bu pay hızla artıyor. Çin bu konuda yakın markaj uyguluyor. Bizim de aynı yöntemle bu ülkedeki yatırımları yakından takip etmemiz gerekiyor. Cezayir, Gayri Safi Hâsılası fazla veren, parası bol bir ülke. Zengin doğalgaz yatakları var. Eğer akıllı bir politika izlenip bu pazar mercek altına alınırsa Türkiye'nin bu pazardaki payı inanılmaz ölçüde artabilir.
Osmanlının son temsilcisi Hüseyin Dayı'nın Yelpaze olayında düştüğü hataya düşmeden bu pazardan pay almak gerekiyor. Bu ülkedeki en büyük sıkıntı yüzde 51 yerli ortak alma zorunluluğu. Bence yakında bu zorunluluğu kaldırırlar. Daralan Avrupa piyasaları yerine Cezayir gibi Afrika ülkelerinde bize ekmek var. Bu maksatla yatırımcı bakanlarla birlikte iş adamlarının önüne düşüp bu pazarları karış karış gezen Cumhurbaşkanı Erdoğan hem diplomasiye hem de ekonomiye nefes veriyor.
Bu arada Dışişleri Bakanlığı'na iyi bir haberimiz var. Artık gittiğimiz yabancı ülkelerdeki vatandaşlarımız büyükelçilerimize methiyeler düzüyorlar. Son 3-5 yılda çok şey değişmiş. Demek ki oluyormuş.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.