AK Parti, siyasi yelpazenin neresinde olmak istiyor?

A -
A +

Kemer'in çam ormanlarıyla ünlü Tekirova beldesinde icra edilecek olan AK Parti'nin milletvekilleri ile istişare toplantısını izlemek üzere geçen hafta Antalya'ya gitmiştim. Yolculuğum sırasında aynı uçakta bulunan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile sohbet etme imkanı bulduk. Bir saat boyunca süren sohbetten edindiğim izlenim; Bakan Unakıtan adeta pozitif enerji üretiyor ve bunu çevresine de yayıyor. Bakanı dinlerken insan rahatlıyor. Bütün olaylara iyimser bir gözlükle bakıyor. Özelleştirme konusunda son derece kararlı görünüyor. Tekirova'da Başbakan, bakanlar ve milletvekilleri son derece yoğun bir çalışma, istişare trafiği ile dolu iki gün geçirdiler. Zaman, zaman da dinlenme imkanı buldular. Hem basına açık bölümde, hem de kapalı bölümlerden oluşan toplantılarda Başbakan Erdoğan AK Parti Grubuna ve Kurucular Kurulu üyelerine çok önemsediğim mesajlar verdi. Bunlara sırasıyla değinmek istiyorum: Tereddüt yok Başbakan Erdoğan ilk olarak, İngiltere'de bir strateji kuruluşunun yayınladığı Türkiye ile ilgili rapora büyük tepki gösterdi ve buradan hareketle AK Parti Grubunu ikaz etti. Partililerden "birlik ve beraberlik içinde dimdik ayakta durmalarını" ve 'Tek yürek' olmalarını isteyen Başbakan "Geçmişte demokrasi dışı müdahaleler zayıf parlamento, güçsüz hükümet, siyasi ve ekonomik alandaki kargaşa gerekçesi ile yapıldı. Biz parti grubu olarak birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece kimse darbeyi aklına dahi getiremez. Türkiye demokrasi konusunda bir daha asla tereddüt geçirmeyecektir. Demokrasi işleyecek ve herkes bu demokrasi kültürünü içine sindirecektir" diye konuştu. Kısacası Erdoğan partiyi bölme çabalarına karşı dikkatli olunmasını istedi. Bence de AK Parti' nin en büyük problemi gelecekte de birlik-beraberliği bölünmeden devam ettirmek olacaktır. AK Parti "Merkez Sağ"ın partisi Başbakan, ikinci önemli mesajı kendisine ve partisine kuşku ile bakan çevrelere verdi. "Biz marjinal parti değiliz. Kitle partisiyiz. Hiçbir partinin devamı değiliz, hiçbir partiyle ideolojik bağımız yoktur. İçimizde geçmişte bazı siyasi partilerle bağı olanlar olabilir. Ama artık biz o elbiseyi dışarıda bıraktık. 70 milyonu kucaklamak istiyoruz. Kimileri Kemalizmi, kimileri de dini siyasete alet ediyor, istismar ediyor. Biz her iki konuyu da istismar etmedik, etmeyeceğiz" diyen Erdoğan AK Parti'ye merkez sağda muhafazakar ve demokrat bir parti kimliği misyonu yükledi. Erdoğan'ın bu cümleleri arasında diğer partilerden gelen bakan ve milletvekillerine "eski parti alışkanlıklarını, düşüncelerini bir tarafa bırakın ve geçmişe takılıp kalmasın, AK Parti'nin potasında muhafazakar demokrat kimliğe bürünün" gibi ikazları da vardı. Başbakan "İsteyen, geçmişe takılan gider" diyerek bu konudaki kararlılığını açık bir şekilde ifade etti. Erdoğan, AK Parti'yi 'toplama parti' görünümünden kurtarıp 'takım oyununu başarabilecek' bir ekip haline getirmekte kararlı. Yani AK Parti'yi 'parti' haline getirmekte ısrarlı. Kırmızı çizgilere dikkat! Erdoğan'ın değindiği bir başka konu da partisinin kırmızı çizgileri idi. Erdoğan'a göre AK Parti'nin 'olmazsa olmaz ' 3 kırmızı çizgisi var. Dincilik, ırkçılık ve bölgecilik yapılmasını istemeyen Erdoğan, "Bu çizgilerin dışına çıkanlar olursa gereğini yaparız" diyerek çerçeveyi belirledi ve kırmızı çizgiler konusundaki kesin tavrını ortaya koydu. Dikkat ederseniz Başbakan Erdoğan'ın partililer için belirlediği kırmızı çizgiler devletin kırmızı çizgileri ile aynı. AK Partililer kırmızı çizgiler konusunda samimi olurlar ve bu samimiyeti uygulamalarına yansıtırlarsa birçok kuşku ve problem ortadan kalkacaktır. Sayın Başbakan kendi grubuna "Dini siyasete alet etmeyin, bölücülük yapmayın, ırkçılığa izin vermeyin" diyor. Kim itiraz edebilir ki bu isteklere? Erdoğan'ın verdiği başka bir mesaj da parti disiplinine ilişkindi. "Parti içi demokrasi tamam. Ama parti içi disiplin de önemli. Disiplin olmadan demokrasi olmaz" sözleriyle milletvekillerinden Meclis çalışmalarında dağınık görüntü vermemelerini istedi. Yunanistan'a bir jest daha Erdoğan, Antalya'da sadece partililere mesajlar vermedi. Dünya kamuoyunun dikkatini çeken Kıbrıs konusunda devrim niteliğinde bir karar açıkladı. KKTC'nin ardından Türkiye'nin de kapılarını 40 yıldan sonra, Güney Kıbrıslı Rumlara açacağını duyurdu. Bu Kıbrıs meselesinin çözümünde çok önemli ve cesur bir adım. Bu karar dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Sonuç olarak; bu iki günlük toplantıda 6 aylık geçmişin muhasebesi yapıldı, partinin vizyonu-misyonu tekrar hatırlatıldı, birlik-beraberlik çağrısı yapıldı. AK Parti'nin iktidarı sürdürmesi ve kitle partisi haline gelmesi için dikkat edilmesi gereken esas ve prensipler ortaya kondu. Özellikle SP kökenli bazı milletvekili ve kurucuların bu iki günlük toplantıdan çok önemli sonuçlar çıkarması ve tutumlarını tekrar gözden geçirmeleri gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.