Nihayet su yatağını buluyor. Siyaset normalleşiyor. 12 Haziran'da tecelli eden millet iradesinin Meclise yansıması ve bu iradenin oluşturduğu meclisin çalışıp ülke sorunlarına çözüm üretmesini engelleyen CHP ve BDP, bu durumun sürdürülemez olduğunu nihayet fark etti. CHP yanlıştan döndü ve Meclis'te milletin kendisine verdiği ana muhalefet görevini yapmaya başladı. Umarım BDP de yanlışta ısrar etmez, gelir meclis çalışmalarına katılır ve kendisine oy veren kitlelerin sorunlarına bu çatı altında çözüm arar. BDP'nin tüm sorunların çözüm yeri olan meclisi boykot etmesi demokrasiyi inkâr anlamına geliyor. Meclisi boykot edecek idiyseniz seçimlere neden katıldınız? Siz de gayet iyi biliyorsunuz ki, KCK'dan tutuklu vekillerin tahliyesi, yüzde 10 barajı vs gibi ileriye sürdüğünüz şartların yerine gelmesi için meclisin çalışması lazım. Bu sorunları Diyarbakır'da toplantılar yaparak, bölünmüşlük görüntüsü vererek çözemezsiniz. Bilakis sorunları kangren hale getirirsiniz. Bu sorunların çözülmesini samimi olarak istiyorsanız; Hiç kimseye hiçbir şart koşmadan mecliste yemin edip yasama faaliyetlerine katılacaksınız. Yeni anayasanın yapım sürecine katkı vereceksiniz. Kürt sorununun çözümü konusunda parlamentoya makul öneriler sunacaksınız. Seçmenlerinizin beklentisi bu. Bunun için size oy verdiler. Diyarbakır'da oturup, kendiniz çalıp kendiniz söyleyin diye oy vermediler size. Meclisi boykot etmenizin Kürt sorununun çözümüne ne katkısı var? Sizin dağdakilerden en önemli farkınız nedir? Onlar Kürt sorunun kan dökerek çözüleceğine inanıyorlar ve kan döküyorlar. Oysa siz 'eğer samimi iseniz' bu sorunun barışla, diyalogla, meclis çatısı altında demokratik yöntemlerle çözüleceğine inanıyorsunuz. Meclisi boykot etmeniz bu inancınızın gerçekliği konusunda kamuoyunda kuşku oluşturuyor. Sayın Demirtaş "bu yemin krizi değil. Türkiye'de demokratik siyasetin önünde engeller var"diyor. İyi de, bu engelleri ortadan kaldıracağınız yer Diyarbakır değil TBMM'dir. Önce orayı işletin. Bu engelleri kaldırmak için önerilerinizi tribüne değil meclise sunun. Bu krizin aşılması için Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in çabaları ile dün AK Parti ve BDPli yetkililer bir araya geldiler. Her iki taraf da sorunun çözümü için önerilerini sundu. Dün gece değerlendirmeler yapıldı. Bugün tekrar bir araya gelecekler. Umarım bugünkü görüşmeden bir uzlaşma çıkar ve 12 Haziran demokrasi şöleni tablosuna gölge düşüren bu boykot sona erdirilir. Ancak BDP'lilerin bir temenni açıklamasından öteye zamana bağlanmış bağlayıcılığı olan bir açıklama talep etme ısrarları uzlaşmayı sonuçsuz bırakabilir. Umarım bu problem Ekim ayına ertelenmeden çözülür. Hepimizin gönlünden geçen BDP'nin Meclis'te temsilidir.