Gürültay!

A -
A +

Dün 'Ankara Arena' salonunda CHP'nin, genel merkezcilerce düzenlenen tüzük kurultayına katıldım. Salon doluydu. Salonda Sayın Kılıçdaroğlu'nun geldiği kültürden gelen insanların çokluğu dikkatlerden kaçmadı. Anadolu Ateşi Grubunun mükemmel gösterisiyle eğlendik. Grubun yönetmeni Mustafa Erdoğan akıllı bir adam. Gösteriyi salonun ruhuna uygun olarak 'semah'la başlattı. Salona girene kadar bu kurultayda, eski CHP ile yeni CHP'nin partideki iktidar mücadelesine tanık olacağımızı ve bu mücadeleyi yeni CHP'yi temsil eden Kılıçdaroğlu'nun kazanacağını düşünmüştüm. Evet Kılıçdaroğlu kazandı ama Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında anlattığı CHP yeni CHP değildi. Yani bu kurultay ideoloji rekabetinin yaşandığı bir kurultaydan ziyade parti içi iktidar mücadelesinin yaşandığı bir 'gürültay' oldu. Bizim 'Yeni CHP' beklentimizi, Sayın Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında tarif ettiği CHP karşılamıyor. Sayın Kılıçdaroğlu dünkü konuşmasında devleti kuran CHP'ye ve geçmişine övgüler yağdırdı. Tek parti döneminin icraatlarına sahip çıktı. Bırakın CHP'nin geçmişi ile yüzleşmesini, geçmişi aşıp yeni şeyler söylemesinin tam tersine Kemal Bey, CHP'nin ulus devlet projesini kararlılıkla savundu. Ulusalcı çizgi ile arasına mesafe koymak yerine Silivri'ye ve Ergenekon'a sahip çıktı. Şaşırdım; Kemal Bey devletin kurucusu olan tek partinin görüşlerini ve icraatlarını göklere çıkardı. O zaman Önder Sav'la veya Sayın Baykal ile ne farkı kaldı? Ben 'yeni CHP'den', evrensel bir sol partiye nasıl dönüşeceklerinin mesajlarını duymak istiyordum. Çağdaş, sosyal demokrat bir parti olma özleminin yansımalarını bekliyordum. Kürt sorunu, yeni anayasa ihtiyacı, inanç ve ifade özgürlüğü gibi temel konularda sosyal demokrat ilkelere uygun çözüm önerileri bekliyordum. Geleceğe yönelik umut veren, iyimserlik yayan mesajlar bekliyordum. Ama çizilen tablo umutsuzluğu ve karamsarlığı yansıtıyordu. Kurultay iki ayrı dünya görüşünün; iki ayrı duyarlılığın ve iki ayrı yöntem anlayışının rekabetine sahne olmadı. Kurultay parti içi iktidar mücadelesi, yani koltuk mücadelesine sahne oldu. İdeoloji değil, koltuk mücadelesini izledik. Kemal Bey koltuğunu korudu o kadar. "Bir siyasi partinin anayasası" diye nitelendirebileceğimiz tüzük önemli. CHP iyi bir tüzüğe sahip oldu. Muhaliflerin itirazları iki madde hariç karşılandı. Özgürlükçü ve demokratik bir tüzük yaptıklarını söyledi Genel Başkan. Ama salonda muhaliflerin tek temsilcisi olarak bulunan milletvekili İsa Gök'e tahammül edemediler, dışarıya attılar. Salonun dışında da konuşmasını engellemeye çalıştılar. Özgürlük ve demokrasi anlayışının kâğıt üzerinde kaldığının ilk kanıtıydı bu olay. Önemli olan bu değişimin zihinlerde yaşanabilmesi. Deniz Gezmiş ile ilgili pankart vardı salonda ama Deniz Baykal kurultaya katılmadı. Yeni tüzükle gençler ve kadınlarla ilgili kotaların yükseltilmesi olumlu gelişmeler. 'Demokrasi kurultayı' olarak adlandırılan bir kurultayda muhalif seslere gösterilen tahammülsüzlük kötü bir sınavdı. Kemal Bey maalesef hafızalarda kalacak bir konuşma yapmadı. Konuşması dağınıktı. Bir bütünlük yoktu ve yeni mesajlar veremedi. CHP bugünden itibaren bir hesaplaşma süreci yaşayacaktır. Kurultay devam ederken Önder Sav açıklamalar yaptı. "Biz ev sahibiyiz, onlar misafir. Sel gider kum kalır" sözleri ile bu hesaplaşmanın kolay olmayacağının sinyallerini verdi. Sayın Kılıçdaroğlu bu kurultayla partisinde güven tazelemiş oldu. Ama artık muhaliflerle de bir yol ayırımına geldi. Bugünün şartlarında CHP'de Genel Başkanlık için Kemal Bey'den daha uygun bir isim yok. Kemal Bey'in CHP Genel Başkanlığına geliş şekli ve cesaretsizliği onun dezavantajları. Ama artık Kemal Bey'in mazereti kalmadı. Parti içinde güvende diyebiliriz. Artık yeni şeyler söylemesi yeni şeyler yapması için bir engel kalmadı. "CHP'li olmak değişimi yapabilmektir" diyor Kemal Bey. Buyurun yapın CHP'nin ihtiyacı olan büyük değişimi. Anlatın bize yeni CHP'yi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.