Kimin yaşam tarzı tehlikede?

A -
A +

"Biz damdan düşerek geldik. Kılık kıyafetimize, yaşam tarzımıza müdahale edildi. Birilerinin iddia ettiği gibi, eğer biz yaşam tarzlarına müdahale edersek, kendi kimliğimizi, muhafazakâr demokrat ilkelerimizi inkâr etmiş oluruz. Yaşam tarzlarıyla ilgili yürütülen kampanya, geçmişte defalarca tezgâhlanmış bayat bir kampanyadır. Kişisel anlayışları toplumun tümüne empoze etmek baskıdır, zulümdür, haksızlıktır. Bizim yaşam tarzımıza müdahale edildi: Aynı şeyi biz yaparsak kimliğimizi inkâr etmiş oluruz..." Bu sözler Başbakan Erdoğan'a ait. Başbakan TÜSİAD toplantısından 'endişeli modernlere' bu sözlerle seslenerek 'Endişe mahal yok' dedi. Hiç kimsenin yaşam biçimine müdahale etmelerinin sözkonusu olamayacağını böyle bir uygulamanın AK Parti kuruluş felsefesini inkâr etmek olacağını belirten Başbakan açık ve bağlayıcı taahhütlerde bulundu. Toplumumuzda yaşam tarzı ile ilgili endişe duyanların oranı nedir? Bilmiyorum. Ama yüzde bir bile olsa, bu kaygıları dikkate alıp gidermek gerekir. Yaşam tarzı ile ilgili samimi olarak kaygı duyanlara 'rahat olun' demekten başta söyleyecek bir sözüm yok. Ancak bu kaygının suni bir şekilde oluşturulması ve toplumun bir kesiminde böyle bir algının yerleşmesi için sistemli bir şekilde çaba sarf eden siyasi partiler, bazı basın organları ve yeminli AK Parti düşmanları var. Bunların yaşam tarzları ile ilgili bir kaygısı yok. Bunların en büyük kaygısı Haziran 2011 seçimlerinde AK Parti'nin tek başına tekrar iktidara gelmesi. Bunu engellemek için her türlü yalana, yanlışa ve kampanyaya başvuruyorlar. Karşılarında dik duran, devlet hazinesinin hortumlanmasına izin vermeyen, yolsuzluğa, mafyaya, ayrıcalıklara, haksız kazanca, elitizme ve vesayet rejimine savaş açan bir başbakanı bir daha görmek istemiyorlar. Eski kurulu düzenlerini özlüyorlar. Elinizi vicdanınıza koyup vicdanınızın sesini dinleyin. Bu insanlar 8 yıldır bu ülkeyi yönetiyorlar. Meclis'ten dünya kadar kanun çıkardılar. Bakanlıkların icraatları ortada. Bu süre içinde kimin yaşam tarzına nasıl müdahale ettiler, bir tane örnek gösterin. Kimin inancına, giyim-kuşamına, yeme-içmesine ve bireysel özgürlüklerine dokundular? Bilakis bu alanda önemli ilerlemelere imza attılar. Peki bu algının gerçek sebebi nedir? Bence, iktidar partisi yıllardır yaşam tarzına, etnik kimliğine, inancına, giyim-kuşamına müdahale edilen büyük toplum kesimlerini rahatlatacak adımlar attı. Devletin bu kesimler üzerindeki baskı ve zulmüne son verdi. Artık Kürt kökenli bir vatandaş korkmadan "Ben Kürt'üm" diyebiliyor. Alevi bir vatandaş Aleviliği ile gurur duyabiliyor ve bunu ifşa etmekten çekinmiyor. Türkiye'deki azınlıklar hiçbir dönemde olmadığı kadar kendilerini güvende hissediyorlar. Namaz kılmak isteyen, oruç tutan vatandaş rahatça ibadetlerini yapabiliyor. Fişlenme korkusu taşımıyor. Kamuda görev yapan insanlar inançlarını ve ibadetlerini gizleme ihtiyacı hissetmiyor. İnancı gereği sakal bırakan bir erkek, başörtüsü takan bir kadın, korkmadan-çekinmeden özgürce her yere girip çıkabiliyor. Danıştay'ın inadına rağmen genç kızlar mevcut kıyafetleri ile yüksek öğrenimlerine devam edebiliyorlar. Toplumun minimum yüzde 70'inin yaşam tarzını devlet baskı ve tehdit altında tutuyordu. Yüzde 20 veya 30'luk bir kesimin böyle bir sorunu yoktu. Devlet yüzde 70'i, yüzde 20'ye benzetmek için etmediğini bırakmadı. Bugün 'Yaşam tarzımız tehlikede' diyenlerin o günlerdeki uygulama karşısında 'gıkı' çıkmadı. Ama bu iktidarın uygulamaları sayesinde hep yüzde 70'lik bir kesim bireysel hak ve özgürlüklerini, inançlarını özgürce yaşamaya başladılar hem de o yüzde 20'lik kesim eski yaşam tarzını özgürce sürdürdü. Bence asıl rahatsızlık tam bu noktada başlıyor. Endişeli modernlerin endişelerinin gerçek sebebi biraz da burada yatıyor. Uçakta, VİP salonlarında, CIP salonlarında, beş yıldızlı otellerde, lüks restoranlarda, zengin semtlerde yanlarına yeni insanlar gelmeye başladı. Yeni sermaye sahiplerinin yatları onları rahatsız ediyor. Bence çoğu insanın yaşam tarzı ile ilgili bir endişesi yok. Ancak yıllardır eve kapatılan, sınırlı alanlara girebilen insanların özgürleşip görünür hale gelmesinden ürkenler var. Kimse kusura bakmasın; insanımız bu, değiştirecek halimiz yok. Ayrıca ihtiyaç da yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.