Vazgeçilmez ülke Türkiye

Sayın Cumhurbaşkanının New York'taki temasları devam ediyor. Her gün 6-7 devlet başkanıyla görüşmesi var. Ziyaretin son gününe kadar yoğun bir programı var. Hazır herkes Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmaları için New York'a gelmişken Türkiye bu fırsatı değerlendiriyor ve Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için yoğun bir diplomatik kulis faaliyeti yürütüyor. Sayın Cumhurbaşkanı dün BM genel kuruluna hitap etti. Türkiye'nin dünya ve bölge barışı ile ilgili vizyonunu ortaya koydu. Dışişleri Bakanı Babacan'ın ABD'nin en büyük düşünce kuruluşlarından birinde Türkiye'nin dış politikada izlediği yol ve yöntemlerle ilgili sunumunu dinledik. Sayın Babacan'a yöneltilen soruların çoğu Ermenistan'la ilgiliydi. Cumhurbaşkanı Gül'ün Ermenistan ziyareti, bu çevrelerde çok büyük bir ilgi uyandırmış. Türkiye'nin Kafkasya'daki barış girişimleri, Ermenistan ile ilgili son çıkışlar, Suriye-İsrail dolaylı görüşmelerindeki rolümüz burada takdirle karşılanıyor. Türkiye çevresinde cereyan eden tüm problemlerde, çözümün merkezinde görünüyor. Adeta bir çekim merkezi olma yolunda. Her şeye hayır diyen, kavga eden bir ülke konumundan; tüm problemlere samimi çözüm arayan eksene oturmuş bir Türkiye algısı var, burada. Son gelişmeler Türkiye'nin AB için ve ABD için ne kadar vazgeçilmez olduğunu ortaya koyuyor. Dış politikada riskler aynı zamanda fırsatlar doğuruyor. Gürcistan savaşı, ortaya global boyutta problemler çıkarttı ama aynı zamanda da fırsatlar da doğurdu. Bu fırsatlardan en önemlisi Türkiye-Ermenistan, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki sorunların çözümü için uygun bir iklimin oluşmasıdır. Bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi lazım. BM Genel Kurul çalışmaları nedeniyle New York trafiği adeta felç. ABD Başkanı Bush'un genel kurula çok kalabalık bir konvoyla geldiğini gördük. ABD'nin yaşadığı ve aslında ABD ekonomisinin duvara tosladığı finansal kriz, herkesi derinden etkilemiş durumda. Suratlar asık. Seçim öncesinde Cumhuriyetçi Bush'un krizin etkilerini azaltmaya yönelik bonker tekliflerine demokratlar mesafeli duruyor. Demokratlar bu girişimleri kongrede engellemeye çalışacaklar. Demokratlar, Cumhuriyetçilerin bu kurtarma operasyonunu bir seçim malzemesi yapmalarına engel olmaya çalışıyorlar. Görüştüğümüz yetkililer bu finansal krizin Türkiye gibi makro ekonomik göstergeleri iyi durumda olan, bankacılık sektörü sağlam olan ülkeleri çok fazla olumsuz etkilemeyeceği düşüncesindeler. Ayrıca ABD'de çoğu insan, Rusya-Gürcistan gerginliğinin Bush yönetimince seçimden önce bilerek çıkarıldığına inanıyor. ABD halkında tekrar Rusya ile soğuk savaş ortamı oluşturup bunu seçimlerde demokratlara karşı bir koz olarak kullanacaklarını değerlendiriyorlar. Çok hayalci de gelse, siyasette her şey mümkün olabiliyor. ABD vatandaşının kafasında Rusya ile mücadele edebilecek tek lider olarak Cumhuriyetçi aday John McCain'in imajı oluştu mu bu algı seçim sonuçlarını alt üst eder. New York' tan yazmaya devam edeceğiz.