Yeni Türkiye

A -
A +

 Başbakan Erdoğan dün Kızılcahamam'da partisinin yerel seçimler öncesinde 2. İstişare toplantısını yaptı. Toplantıda yaptığı konuşma güzel bir konuşmaydı. Konuşmasında dikkatimi çeken ve son bir yıldır Türkiye'de olup biten olaylara ışık tutan açıklamalar vardı.

Başbakan 2002'den bu yana yaptıkları tüm reformların amacının Türkiye'deki anormallikleri ve garabetleri ortadan kaldırmak; imtiyazları sonlandırmak ve dışlanmış-ötekileştirilmiş ve mağdur edilmiş kesimlerin haklarının verilmesini sağlamak olduğunu vurguladı.
Sayın Başbakan'ın söylediği bu normalleşme hamlelerini her alanda görmek mümkün. Millî Güvenlik Kurulu'nun sistem içerisindeki yerinin değiştirilmesinden tutun da askerî ve bürokratik vesayetin kaldırılmasına, millet iradesinin üzerinde hiçbir güç bırakılmamasından özel okullarda ana dil eğitiminden Kürtçe yayın imkânına, kadın vekillerin kıyafet kısıtlamalarının kaldırılmasına kadar yüzlerce normalleşme adımı atıldı. İhmal edilmiş kesimler olan Kürtlerin, muhafazakârların, Alevilerin, Romanların ve azınlıkların tüm haklarının sağlanması yolunda atılan ve hâlâ atılması gereken adımlar normalleşme adımlarıdır. Başbakan'ın bahsettiği "Yeni Türkiye'de" 76 milyon kendini birinci sınıf vatandaş olarak hissedene ve "Bu devlet benim. Bu Cumhuriyet benim. Bu ülkenin sahibi benim" diyene kadar bu reformlar ve değişim hamleleri devam edecek...
Başbakan, bu değişim ve dönüşüme direnenlerin, bu reformları -milleti korkutarak, ürküterek- engellemeye çalışanların eski Türkiye'de kalmaya mahkûm olduklarını söylüyor. "Kendisini ülkenin tek sahibi gibi görüp kibirli bir tavır ve eda ile geri kalanlara mürebbiye muamelesi yapanların devri kapandı" derken de herhalde 'Eski Türkiye'de imtiyazları olan iş adamı-asker-bürokrat ve siyasetçi elitlerden bahsediyor. Gerçekten onların imtiyazları kaldırılıyor. Belki de onların Tayyip Erdoğan'dan ve AK Parti'den kurtulmak için her yolu mubah görmesinin sebebi budur.
Milletin desteğini alarak AK Parti'yi deviremeyeceklerini anlayan eski imtiyazlı iş adamı, bürokrat, emekli asker ve bazı medya patronları bazı muhalefet partilerini ve marjinal örgütleri de kullanarak şiddet olayları ile demokratik siyaset zeminini zayıflatmaya çalışıyorlar. Sayın Başbakan ise mahalle baskısı, sivil diktatörlük, yaşam tarzına müdahale tartışmalarının bu çevrelerce kasıtlı olarak tedavüle sokulduğuna inanıyor. Sokak hareketleri ile demokrasinin zapturapt altına alınmaya çalışılacağının işaretlerini verdi. Muhalefetin sandıktan umudunu kesip sokaktaki şiddet hareketlerine destek vermesi, umudu oradan beklemesi demokrasi adına tehlikeli bir durum. İmtiyaz elde etmek ya da ellerindeki imtiyazları korumak için eylemlere, şiddete ve kavgaya destek verenleri millet deşifre etmiş durumda. Başbakan 'Yeni Türkiye'de; azınlığın çoğunluğa dayatmada bulunamayacağını, meşru siyaset zemininin ısrarla korunacağını, imtiyazlı kimsenin kalmayacağını, ortak değerlerimiz olan bayrak, cumhuriyet, demokrasi ve ülke ve şehitlerin sahibinin, imtiyazlı bir zümre veya bir siyasi hareketin değil 76 milyonun tamamının olduğunu ilan etti.
Yeni Türkiye herkesin eşit olduğu bir Türkiye olacak.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.