31 Aralık'ta PKK'lısı, Hizbullah'çısı, Dev -Solcu'su ve bazı mafya babaları tahliye olunca "bu tutukluluk süreleri çok uzun. Ergenekon sanıkları 2-3 yıldır neden tutuklu?" diye bağıranlar şimdi de 'bunlar neden tahliye edildi' diye feryadı-figan ediyorlar. Tahliye edilenlerin 'affedildiğini' yazıp-çizen cahiller bile var. Oysa bunlar davaları devam eden sanıklar. Kanunda öngörülen tutukluluk süresini doldurdukları için serbest bırakıldılar. Tutuksuz olarak yargılanmaları sürecek. Yargıtayımız biraz hızlanıp yargılamayı bitirince tutuklu kaldıkları süre ceza aldıkları süreden az ise belki tekrar hükümlü olarak cezaevine girecekler. Yani kimsenin suçluları serbest bıraktığı, affettiği filan yok. Medyamız olayları çarpıtma konusunda son derece mahir. Tutuklama sürelerinin 2005 yılına kadar üst sınırı belli değildi. AİHM uzun tutukluluk süreleri nedeniyle Türkiye aleyhine birçok ihlal kararı verdi. AB reformları kapsamında Haziran 2005'te yürürlüğe giren yeni CMK ile insan hakları ihlaline yol açan tutuklama süresine sınırlama getirildi. Devam eden önemli davalar nedeniyle yürürlük tarihi önce Nisan 2008'e, sonra da Aralık 2010'a uzatıldı. Yani mahkemeler ve yüksek yargı 2005'ten bu yana işi uzattılar. Bu kanunun 31 Aralık 2010'da yürürlüğe gireceğini ve davaların sonuçlanmaması halinde bu sanıkların tahliye olacağını biliyorlardı. 5 ve 10 yıl tutukluluk süresini doldurup tahliye olacak 1236 sanıktan 953'ünün dosyası Yargıtay'da temyiz aşamasında. 40 bin yalanını ortaya atanlara iyi bakın. Acaba Yargıtay 31 Aralık 2010'da tutukluluk süreleri dolan 953 dosyayı öne alamaz mıydı? Ama Yargıtay bu konuda direndi. Ayrıca tahliye olanların arasında Dev-Sol, DHKP-C, PKK ve Hizbullah sanıkları var. Ancak bazı medya kuruluşları sanki Hükümet'in tercihi ile sadece Hizbullahçılar tahliye edilmiş gibi bir kamuoyu algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Katil'in hangi cenahtan olduğu çok mu önemli? Katil, katildir. Önce uzun tutukluluk sürelerini haklı olarak eleştirenler şimdi de tahliyelere karşı çıkıyorlar. '2005'ten bu yana yargı neyi bekledi?' diye soran yok. Bu düzenleme 2004 yılında yapıldı. 2004'te yapılan düzenlemeyi bugünkü Ergenekon ve Balyoz davası ile ilişkilendirmek normal bir aklın yorumu olamaz. Yargıtay bazen bir dosyayı 1042 gün bekletiyor, bazen de 3 ayda işi bitiriyor. Türk yargısında yargılama süresi gerçekten uzun. Bu süreyi ve tutuklu kalma sürelerini kısaltmanın yolu bulunmalı. Ama bunun hesabını ve günahını iktidara mal etmeye çalışmak doğru değil. Son 4 yıldır iktidar partisi yargı alanında reform yapmaya çalışıyor. Bugün avaz avaz bağıranlar ve Yüksek Yargı organları bu reformları engellemek için her yola başvurdular. Onların tüm direnmelerine rağmen AYM, HSYK gibi kurumlarda reform yapıldı. Adalet Bakanlığı 2010-2014 yıllarını kapsayan Strateji ve Eylem Planı yaptı. Girin sitesine, neler yapılmak istendiğini görün ve destek verin-teşvik edin. Siyasi irade, yargılamanın hızlandırılması ve güvenilir bir adalet sisteminin oluşturulması için çaba sarf ediyor. Yüksek yargı kurumları da üzerine düşeni yapar ve siyasi irade ile iş birliğine girerse bu süreç hızlanır. Muhalefet partisi gibi her öneriye karşı çıkmak yerine yargının sorunları ile ilgili samimi iş birliği sorunu çözecektir.