Galatasaray’ın adını “G.Saray FK” olarak değiştirin!..

A -
A +

“Hep yazacağım” demiştim, işte şimdi “gene” yazıyorum; bu satırları yazarken, Riyad’da oynanacak Galatasaray - Fenerbahçe Süper Kupa maçına 12 saat var!..

 

Kupayı kazanan saat 23.00 sularında belli olacak. Diyelim ki Galatasaray kazandı ve İstanbul’a “Sekizinci defa kupayı alarak” döndü. Mesela, “Sarı kırmızıya gönül vermiş bir T.C. vatandaşı olarak”, beni mutlu etmez mi? “Evet” eder, ama “mutlu değilim” neden?..

 

Türkiye’ye “kulüp bazında basketbolu getirmiş” olan Galatasaray’ın kadın basketbol takımı, üç gün önce “bir zamanlar kurulmasına koç ve oyuncu vererek” destek olduğu “büyük rakibi” Fenerbahçe’ye 103-83 yenildi; “100’lük oldu!..”

 

Ama… “Erkek basketbolunda durum” çok daha feci…

 

Galatasaray basketbolunda çöküş 1990’larda Alp Yalman ve “asıl”, kulübü “hayali ve gerçekleşmesi mümkün olmayan bir proje yüzünden gırtlağına kadar borca sokan” Faruk Süren dönemlerinde başladı… O yıllardan beri, “erkeklerde” 2012-13 sezonunda nasılsa Ünal Aysal döneminde “bir şampiyonluk” var; o kadar…

 

Ve işte bugün de salonu dolduran kendi seyircisi önünde kadınlarda “20 sayı” farklı “yüzlük” yenilgiye kadar gelindi…
Erkekler puan cetveline bakınca “acı” daha da artıyor; 13 maç oynanmış, Galatasaray Basketbol Takımı’nın üstünde, sıra ile Anadolu Efes - Fenerbahçe - Karşıyaka - Beşiktaş - Bursaspor - Manisa BB - Aliağa Petkimspor - Bahçeşehir Koleji - Tofaş - Büyükçekmece - Türk Telekom - Darüşşafaka var… 
Altında ise “sadece” Bodrumspor - Merkezefendi Belediye - Samsunspor bulunuyor ve ligden iki takım bir alt lige düşecek…

 

Galatasaray’ı “yüzlük yapan” Fenerbahçe 13 maçta 10 galibiyet almış, Galatasaray ise sadece beş galibiyet…
Puan cetvelinin en acı tarafı da, “averajlar”; Fenerbahçe’nin “+213”, Galatasaray’ın ise “-4!..”

 

Şimdi bir başka acı sayfa açıyorum; “milyonlarca avro ödenen” Galatasaray Futbol Takımı’nın kadrosunda, ligin neredeyse yarısına gelindi, “hiçbir işe yaramayan” en az dört “yıldız (!)” var ve şimdi “Nasıl kurulacağız” diye araştırmalar yapılıyor. 
Bunlara ödenen ve ödenecek olan paraların yarısı, basketbola harcanabilseydi, Galatasaray Basketbol Takımları bu “kara” duruma düşmez, “yıllardan beri abone olduğu ‘play-off’a katılabilmek’ için” değil, “Şampiyonluk için” yarışırdı…
Kaldı ki, erkeklerde puan cetveli ortada, şimdi “düşmemek için” yarışılıyor…

 

Türk basketbolunda bir zamanlar “Yenilmez Armada” diye alkışlanan Galatasaray’ın tarihine ihanet ediliyor; yazıklar olsun!..

 

Bakınız Dursun Özbek ve Erden Timur Beyler… Hâlâ “ocak transferinde futbol takımına ‘milyonlarca avro ödenecek’ futbolcular arandığı” yazılıp çiziliyor…

 

Eğer Galatasaray basketbolunu “bu sefil durumdan kurtaracak adımları atmak” yerine, futbolcu torbasını doldurmaya devam edecekseniz, lütfen önce “genel kurulu” toplayın ve de “Galatasaray’ın adını ‘Galatasaray Futbol Kulübü’ diye değiştirin” dahası, “100’lük faciaları, düşme korkularını Galatasaray tarihine yazdıran ve yazdıracak olan” basketbol şubesini de kapatın!..

 

Bilmem “Yüzlük” maçta salonda mıydınız, yoksa TV başında mı seyrettiniz?..

 

Merak ediyorum; hiç mi yüzünüz kızarmadı?..

 

İlk adım atıldı, devamı gelmeli…

 

Oh be! Dünya varmış… TV ekranlarında “hakemleri infaz ve hakaret masaları susturulunca” ve “sahada oynanan futbola dönülünce”, rahat bir nefes aldık.

 

Yıllardır yapılması gereken” buydu; ama yapılamadı ve “hakemlerimiz ‘infaz masalarındaki hakaretlerin, belgesiz iddiaların ve de iftiraların baskısı altında’ düdük çalmaya mahkûm edilince” olan oldu…

 

Aslında “birileri”, infaz masalarında “hakaret ve ‘iddia / iftira karışığı’ söylentilerle, hakemleri her gece yerden yere vurma yarışını daha da ilerilere götürerek, “reyting ve tıklama rakamlarını arttırırlarken” nedende “kamu görevlisi olan” hakemlere ve “üyeleri ‘görev yaparlarken’ kamu görevlisi sayılan” federasyon kurullarını korumak ve kollamak için tek adım atılmadı.

 

Ne zaman ki, “ülkenin en iyi hakemi” sahada nakavt edildi, akıllar başlara geldi ve “hakemler üzerindeki bu çirkin ve tahrip edici baskı” kaldırıldı; “normale dönülmeye” başlandı, hem de hemen…

 

Sorunun medya kısmı çözülürken, sıra “kulüp başkan ve yöneticilerine” geldi. Federasyon “onları da normal eleştiriye döndürecek ve caydırıcı olacak” mevzuat ve talimat değişikliklerini hemen yapmalı. Yoksa gene ve yavaş yavaş eskiye dönülür.

 

İlk adımda da, “kulüp başkan ve yöneticilerinin ‘birbirlerine olan ve eleştiri sınırını aşan açıklamalarına’ son verilmesi” olmalı. “Sportif rekabetin, tabanda ve tribünlerde düşmanlığa dönüşmesinin” asıl sebebi de bu; yok edilmeli…

 

Bizimkiler yapamadı, Alman yaptı!

 

İşte tam da “Galatasaray ile Fenerbahçe’nin “yılın derbisi” maçında oynadıkları çok kötü futbolun” üzerinden bir hafta geçmeden Almanya’dan bir haber geldi ve bizleri şaşkına çevirdi…

 

Borussia Dortmund’un, “eski futbolcusu Nuri Şahin’i teknik direktörlüğe getirdiği” açıklandı, ama örnek bir davranışla…

 

Antalyaspor’un genç hocası hemen Almanya’ya gidecek ve Borussia Dortmund’da Edin Terzic’in yardımcısı olarak sezon sonuna kadar görev yapacak… Yeni sezonda da takımın “asıl” hocası olacak…

 

“Aynı örnek sistemi” Galatasaray “Okan Buruk” ile Fenerbahçe “İsmail Kartal” ile denese idiler… (Ki, Derwal - Mustafa Denizli ve de Piontek - Fatih Terim örneği ile bizde de denenmişti) böyle bir “acaba krizi” yaşamazlardı…

 

Yazık olmadı mı, “yıldızlarla dolu” kadrolara… Daha ilk yarı dolmadan “dökülen, sakatlanan” oyuncular ile nasıl baş edilecek?

 

Şaka!..

 

Futbol Federasyonu Başkanı’mız Mehmet Büyükekşi’ye bir sorum var…

 

Ziya Paşa’nın ülkemizde köylere kadar “en bilinen” beyti “galiba” futbolumuzun gündeminde…

 

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. // “Nasihat ile uslanmayanı tekdir etmeli -azarlamalı- tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir - dayaktır.”
Ziya Paşa “öyle” demiş, siz ne dersiniz Sayın Başkan’ım?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.