İnce hüzünler...

A -
A +

Hüzünlü bir çocuğun yaşadıklarını yorumlaması için şair adımlarının o coğrafyayı çiğnemesi gerekmez. Kendi çocuğunun veya çocukluğunun izdüşümüyle kavrayabilir gözyaşına bulanmış bakışlardaki hüznü, trajediyi, dramı... Çocuğun ve çocuksuluğun şairi Gökhan Akçiçek de öyle yapıyor başından beri. Dünyanın acıyla örülmüş coğrafyalarında ayağına bir taş dahi takılsa; ırkı, dini, dili ne olursa olsun acı çeken her çocuk, Akçiçek'in şiirlerinin ana paydası, nakaratı, merkezi... Yeni kitabı "İnce Hüzünler Senfonisi"nde (78 s., Kumdan Yazılar, 0 212 493 16 83), tıpkı önceki kitaplarında (Bulutlar Örtmese Güneşi, Bülbül Deresi Şiirleri ve Çocuklara Ölüm Yakışmaz) olduğu gibi hüzünle karılmış dizeler yer alıyor. Son aylarda okuduğum en 'sıkı' şiir kitabı olan eserini "Anne Cüz'ü", "İnce Hüzünler Senfonisi", "Misak-ı Milli Sokağı" ve "Adressiz Mektuplar" başlıklarıyla dört bölüme ayıran şair, kitabın tamamında kendi çocukluğundan bu yana taşıdığı ince hüznü ve çocuk olma durumunun fotoğrafını çekiyor. Hepimizin çocukluğundan bir şeyler taşıyan şiirlerde, zaman zaman eskiye özlem, anne-baba sevgisi, yokluk, sevgi/sizlik, coşku vb. birbiriyle yarışırcasına yer alıyor ve fakat şiirin ana omurgasını Gökhan Akçiçek duyarlılığının gerçek adresi olan "anne" teması oluşturuyor. Kitabın ilk bölümünün ilk şiirinde (Kum Yasağı) şöyle diyor şair: "Denizden kum çalıyorlar anne/ Benden seni./ Nasıl mı anladım?/ Her gün biraz daha azalıyor/ Martıların kumsaldaki/ Ayak izleri..." *** Çocuklar için yazmanın bir iddia olduğunu biliyor şair ve bir röportajında şunları söylüyor: "Ben çocuk acılarının paylaşılarak azalacağı inancıyla yazıyorum. Günümüz yazarlarının çoğu, özellikle çocuk edebiyatı başlığıyla ürün verenler sanki bu çağda yaşamıyormuş gibi yazıyorlar. Değinmek kabilinden bir iki metin dışında o acılara pek eğilen yok. Çocuk acıları ilgilendirmiyor onları. Böyle bir sorumlulukları var mı? Yok mu? Bilemiyorum. Bu biraz da vicdani bir duyarlılık olsa gerek." *** "Arefe günü vitrinleri/ Seyre dalan çocuk/ Sergilenen giysileri/ Kendi üstünde sanır/ Gözgöze gelince/ Alçıdan yaşıtıyla/ İçinden geçenlerden utanır" (Vitrin Çocuklarının Şiiri) mısralarında da görüleceği gibi, çocuk psikolojisini toplumsal bir travmadan sosyolojik bir vakaya çeviren ve buna benzer yüzlerce dize kaleme alan Akçiçek, bütün dünya çocukları için neredeyse bir 'çocuk acıları atlası' meydana getiriyor. Hissederek söyleyen ve her söyleyişinde, içimizde gerili duran paslı hüzün telini çocuklardan yana bir kere daha titreten şair, aslında bizi çoktan terkeden ince yanlarımızı keşfe çağırıyor. Hayranlık uyandırıcı bir ironiyle kurguluyor mısralarını ve ne fazla ne eksik ediyor sözünü. Doğrudan kalbimize, yani o çoktan yitip gitmiş olan 'insan' yanımıza sesleniyor, çocukluğun ellerinden tutarak ve bu duyarlılıkla yürüyerek. *** Günümüzde çocuk edebiyatı alanında ortaya konulmuş bir yığın abur-cubur kitap arasında kaybolmamalı, "İnce Hüzünler Senfonisi" -ki, bu konuda hem muhteva hem de estetik açıdan bir kitap nasıl ortaya konulabilir fikrine de öncülük etmeli. Gökhan Akçiçek, çocuk yaşta kaybettiği babasına özlemle ve hâlâ çok sevdiği annesine sarılarak gömleğinin ceplerinde büyüttüğü çocuksuluğunu, oğlu Miraçhan Yahya'ya ithaf ettiği kitabında evrensel bir hüzün şölenine dönüştürüyor. Oyunu çocuklardan yana kullanan Akçiçek'i, kendi şiiri olan "Refakatçi Oğul Türküsü" ile selamlıyorum: Bu gün annemi doktora götüreceğim/ Tansiyonuna bakarlar belki, kalbindeki kırığa/ Röntgenini de çeksinler isterim/ Sesi belli belirsiz dönüyor hıçkırığa. Ne kadar beyazmış ensesi annemin/ Ciğerleri dinlenirken fark edeceğim/ Soluğunu tutuyor da bir çocuk gibi/ Bırakırken hafifliyor yeryüzü sanki Sen eğilme anne çorabını ben giydiririm/ Ağaçlar ırmağın rengini alırmış/ Ülkem yok, sınırlarım bitiyor ayak bileklerinde/ Gönderdeki bayrağımı bir nefeste indiririm. Reçete yazılırken söze karışıp/ Ah, doktor sen bilmezsin o günleri/ Benim annem yaprak açardı diyeceğim/ Şaşırmasa mevsimleri...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.