TYB ve 'oto/tekzip'

A -
A +

'Demem o ki Gözyaşlarının gücü vardı eskiden...' Adnan Özer Fiyakalı bir giriş yapayım: Biz şairler, burnundan kıl aldırmayan milletiz. Öfkelerimiz bazen öyle kabarır ki, kime nasıl davranacağımızı kestiremeyiz. Basiretimiz bağlanır. Mütevazılık iradesi elimizden alınmıştır sanki. Bulunduğumuz yerlerde bilinmek, sorulmak, soruşturulmak, değer görmek isteriz. Dileriz ki, en az 'ötekiler kadar' rağbet görelim ve hangi kurumlarda 'ekmek parası peşinde' olursak olalım, aynı idealleri paylaştığımız fark edilsin, önemli zamanlarda hatırlanalım, üzüntülerimiz ve sevinçlerimiz paylaşılsın; ama olmuyor işte... Bekleriz... Halbuki, beklemek kadar zor ve gereksiz bir şey olduğunu idrak edemeyiz; bu idraksizlik kırgınlığın/ kızgınlığın tuzağına düşürür benliğimizi... HHH Geçen yıllarda yapılan Sapanca Şiir Akşamları'ndan birine -her nasılsa- davet edilmiştim. Türkiye ve özellikle Balkan ülkelerinden gelen şairlerle kucaklaşmış, muhteşem göle bakarak şiirlerimizi yorumlamış, şair dostlarla ortak bir iletişim ve sevgi dil oluşturmak üzere kavilleşip ayrılmıştık, sonra arkası gelmedi benim için... Kültür ve Turizm Bakanı sayın Atilla Koç'u, Sapanca'daki şiir akşamında görünce o gün geldi aklıma... İktidarda şiiri bilen bir Başbakanımız var, şükür; şiiri seven ve şairlere saygı duyan bir Bakanımız var, şükür; şiiri üst seviyede tutarak iktidarını ayağa kaldırmak isteyen ve bunun için cidden çok önemli çabalar sarf eden bir Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) var, şükür... TYB'nin başta merkez Ankara olmak üzere (Genel Başkan sayın Yakup Deliömeroğlu'na selâm olsun) özellikle Ordu, Konya, Bursa ve İstanbul şubelerinde gerçekleştirilen birbirinden önemli etkinlikler, ülkemizde kültür, sanat ve edebiyatı ideolojik lobiler kanalıyla -yeniden- etkinleştirmeye çalışanlara inat büyük ilgi görüyor. TYB'nin, ideolojik k....'le işbirliği yaparak bütün sanat ve edebiyat mahfillerini ele geçiren e.... lobiye karşı ve hatta onların içindeki iyi niyetli ve samimi isimleri de yanına alarak yeni ve daha diri bir yapılanmaya gidebileceğini düşünüyorum. HHH Televizyon ekranlarında, gazete ve dergi sayfalarında kendilerine benzeyen ama ideolojilerini paylaşmadıkları için dışarıda tuttukları isimlere dahi zulmeden bu egemen lobi, ne yazık ki, ciddi bir dirençle karşılaşmadığı için istediği gibi at koşturuyor. Edebiyat ve düşünce dünyasında giderek etkinleşmeye başlayan anglo-sakson yapılanmanın, dergileri, yayınevleri ve önemli imzalarıyla kırılması güç bir pazara dönüştüğünü görmemek için kör olmak gerek... Geçenlerde yaşanan Ermeni sempozyumu tartışmalarını ve sempozyumla ilgili görüş bildirenleri yeniden hatırlayalım... Ülkemizin önde gelen 'yerli/sol' yayınevlerinden birinin danışmanı, İngiliz ajanı olduğu tespit edilir edilmez apar-topar işten çıkarılmıştı; bunu da hatırlayalım. HHH İstanbul merkezli bir edebiyat, düşünce ve siyaset dayatmasının önüne geçilmesi gerekiyor artık. İnsanlığın üzerimizden tamamen çekildiği bugünlerde TYB'nin merhamet, vefa ve saygıyla kotarılmış etkinliklerinin daha fazla önemsenmesi; kafası giderek daha da karışan insanların dünya algısı ve yorumu ne olursa olsun tek bir doğru adrese yönlendirilmesi gerekiyor... İktidarın ödüllendirerek birtakım yerlere atadığı insanların, bu 'doğru' etrafından birleşmelerini boşuna bekliyoruz. Yıllarca, kendi düşüncesinin dışındakilere küfreden, aşağılayan ve görmezden gelenleri baştacı yapanların, göreve geldikleri kurumlarda iş bulan, ekmek veren idarecilerin, dışarıda tuttuğu dava arkadaşlarını düşünerek yeniden ve bir kere daha merhamet ve vicdanlarıyla baş başa kalmalarını diliyorum. HHH Adı kirlenmemiş ve bir ayağını yerli değerlere raptederek evrensele uzanan yörüngede hizmetlerini sürdürmeye gayret gösteren Türkiye Yazarlar Birliği'nin bu anlamda kucaklayıcı ve kuşatıcı bir 'merkez' olacağına -hâlâ- inanıyorum. Küskünlüklerin, hayal kırıklıklarının, kişisel hesapların ve çatışmaların bir kenara bırakılarak bu ideal çerçevesinde birleşilmesi, henüz kokuşmamış ve bozulmamış Anadolu duyarlılığı ve samimiyetini de terkimize alarak dürüst bir yarını kurgulamamız gerekiyor. Böyle bir hareketin içinde olup olmamak çok önemli değil; yeter ki, Türk kültür, fikir, siyaset ve edebiyat hayatı yeniden merhametle tanışsın ve yeniden benim ülkeme yakışır bir etkinliğe ulaşsın. En azından, 'ülkemde sanat ve söz hâlâ merhametten uzak' diyenlere tünelin ucu gösterilmiş olsun. Meşaleyi ateşleyen TYB'nin bu aydınlığa işaret edebilecek güçte olduğuna ve bu ışığı bütün dünyaya taşıyabileceğine inanıyorum...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.