Ümraniye ve ötekiler

A -
A +

Türkiye'deki belediyelerin çoğu, geçen seçimlerde 'el' değiştirmişti. Bugünlerde Avrupa 'kültür başkenti' olması tartışılan İstanbul'daki değişim, ülkenin diğer şehirlerinde görülmemiş bir heyecanı da beraberinde getirmişti. Herkes, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dahil olmak üzere, tarih, kültür ve sanatın canlı olarak yaşadığı ilçelerde (Eyüp, Beyoğlu, Eminönü, Üsküdar, Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy vb.), reform niteliğinde köklü değişiklikler yaşanacağını beklemişti; ama olmadı. Kültür ve sanatı, ilçe meydanında birkaç popüler şarkıcı ve türkücüye milyarlarca lira para vererek konsere çıkartmak, özel günlerde televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında görünen birkaç sporcu veya mankene yüksek ücretler ödeyerek 'konferans verdirtmek' biçiminde algılayan belediyelerin, yarına dair bir dertlerinin olmadığını, bugünkü fotoğraflarına bakarak pekala söyleyebiliriz. Yasak savmak kabilinden açılan birkaç sergi, rutin anma programı ve ziyaretle geçiştiren ve önemli fırsatları hoyratça kullanan belediyelerin, özellikle 'kitap', 'sinema', 'yarışma', 'çocuk', 'gençlik' gibi kavramlar karşısındaki şaşırtıcı sessizliği ve ilgisizliği, kendilerinden önceki dönemleri aratır "bana ne"ciliğe dönüşmüş durumda... Şehrin -elbette İstanbul-, yüzünü ağartan Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can'ı, bu eleştiri oklarının biraz dışında tutmak gerekiyor. "Kültürü hayatın en belirleyici öğesi olarak algılayan" Can, ekibiyle birlikte, milyona yaklaşan nüfusuyla Anadolu'nun küçük bir maketi olan ilçenin bütün problemlerini, insanların ilgilerini kültür ve sanata çevirerek çözmeyi başarmış görünüyor. O da, diğerleri gibi yol yapıyor, park açıyor, su şebekesi inşa ediyor, toplu taşımacılığı düzenliyor ama, daha önce düğün salonu olarak belediye binasının içine konuşlandırılmış mekanını ayın her gününe yaklaşık birkaç kültür-sanat etkinliği gelecek şekilde Ümraniyeliler'in hizmetine sunuyor. Sadece sanat faaliyetleri ile değil, bugünlerde hizmete başlayacak olan 'Bilgi Ev'leri projesi, İstanbul konulu şiir yarışması, resim ve hikaye yarışması ile büyükşehirlerin bile cesaret edemeyeceği yoğunlukta faaliyetler gerçekleştiren Hasan Can, diğer belediyeler gibi, yine konserler düzenliyor, halk günleri gerçekleştiriyor, popülerin makbul olduğunu biliyor ancak yaşadığı ilçeye/ülkeye karşı sorumluluğundan da taviz vermeden kültür, sanat ve edebiyatı günlük programlarının en başına yerleştiriyor; adeta tek derdi haline getiriyor. Bir şehre ait olma ve şehirlilik bilinci kazandırma yolunda emin adımlarla yürüyen ve yaptıklarını yapacaklarının teminatı olarak yansıtan Ümraniye Belediye Başkanlığı, sivil inisiyatifi harekete geçirmek ve onlara yaşadıkları çağı yorumlattırmak için de; mesela Çanakkale çizgi sineması gibi, köklü, kalıcı ve yarını kuşatacak yatırımlar yapmaktan da çekinmiyor. İstanbul, gelir dağılımı olarak ülke geneline baktığımızda 'zengin' bir şehir görüntüsü veriyor olabilir. Ancak, şehir varoşlarına doğru gidildiğinde, hâlâ elektriği, suyu olmayan mahallelerin varlığını da bize hissettiriyor. Kendilerini sadece protokol görevlisi olarak gören, şoförlü lüks otomobillerine kurulup konutlarından konforlu makamlarına gelen belediye başkanlarının, bu gerçeği kabul etmesi gerekiyor. En azından, dönüp tek bir çivi bile çakmadıkları mahallelerin kendilerini bu makamı hediye ettiği idrakini yeniden kuşanması gerekiyor. Kitaba ulaşamayacak kadar fakir olan ailelere kitap, bilgiye ulaşamayacak kadar bilgi merkezlerine uzak olanlara 'Bilgi Evi', sanata ulaşamayacak kadar yoksul olanların ayağına sanatı ve sanatçıyı götürebilecek derdi taşıyan başkanın/başkanların, görevleri süresince gece daha rahat uyuyabildiklerini düşünüyorum. İstanbul'daki bütün belediyeler, insanlarının maddi yoksulluğunu, kalplerini biraz daha 'iyi şeyler'le doyurarak giderme yolunda iş birliği yapmalı. Tiner gibi kötü alışkanlıkların cenderesine düşmüş sokaktaki çocuklarını, ilçelerinin her bir tarafına yayılmış parklardaki tiyatro ve sinema gösterileriyle yeniden kazanabilmeyi denemeli. Bunun için çok büyük paralara ihtiyaç olmadığını kabul etmeli. Okuma-yazma bilmeyenler için kurslar düzenlemeli. Kolay okuyup anlayabilecekleri kitapları ya kendileri basmalı veya hazırlatmalı. Aydınların, yazarların, sanatçıların halkla bütünleşmesini ve tanışmasını sağlamak için imkanlar oluşturmalı... Mesela, bütün bunları, bir görev bilinciyle ve aşkla yapan başta Ümraniye olmak üzere Zeytinburnu, Bağcılar, Üsküdar, Esenler, Bayrampaşa, Eyüp, Bahçelievler, Odunpazarı, Bolvadin, Kayseri, Konya vb. gibi belediyelerin çalışma yöntemleri iyi araştırılmalı ve sürekli uygulanabilir bir proje olarak yeniden yorumlanmalı... Ben, birçok atanmış ve seçilmiş dostumun ve arkadaşımın, göreve gelmeden önce zihinlerinde nasıl bir 'kalkınma ve ihya projesi' taşıdığını biliyorum ancak iş başa düşünce çevrelerindeki insanlar tarafından nasıl 'kıskaca' alındıklarını da... Tek dileğim, doğruyu mutlak hedef olarak gören ve idaresindeki insanların mutlu gelişmelerini en az kendi çoluk-çocuğunun selametini istiyor gibi düşünen başkanların çoğalması...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.