Sıkı rekabetçi şirket olmak -2-

A -
A +
KORKULAN RAKİPLER OLUN Benim arzum, bu sayfayı okuyan işletme sahibi veya yöneticilerin piyasalarında korkulan rakipler haline gelmesi... Bu sayfayı neden yazıyorum biliyor musunuz? 56 yaşına gelmiş ve bu ülkede nafile konular üzerine ne destanlar döküldüğünü hayatı boyunca gülerek (bazen de kızarak) müşahede etmiş bir bilim ve iş adamı olarak, şirketlere hiçbir gazetede bugüne dek yol gösterici hiçbir şey yazılmamış olmasına olan tepkimden yazıyorum. Daha önce de söyledim, bizim ülkemiz girişimci sayısı bakımından dünyada bir numara. Dünyanın en fazla serbest girişimcisi olan ülkesiyiz. Ama bakıyorsunuz ne yazılı ne de görsel basında iş hayatına yeni atılan, ya da iş hayatı deneyimi az olan girişimci insanlara rehber olacak tek bir kelam yazılmıyor. Varsa yoksa bütçe açığı, IMF, cari açık ve döviz kurları. BURASI ABD DEĞİL Kİ Gök kubbe altında sanki başka iktisat konusu yokmuş gibi her sabah horozlar öter ötmez ABD borsalarındaki rakamlara, Japonya işsizlik verilerine falan bakıyoruz ama ne bu programları yapan TV'ciler ne de izleyen izleyiciler neden bu konuları işliyoruz konusunu kesinlikle bilmiyor. "ABD Bloomberg televizyonunda öyle yapılıyor ya, biz de öyle yapalım". Ama abicim burası ABD değil ve bizim iş dünyamızın dertleri çok farklı? Ne fark eder, "bizim uzmanlarımız sadece makro iktisat ve borsa bildiklerinden, ne yazık ki her şafak vaktinden sonra kafanızı bu ne işe yaradığını anlamadığınız rakamlarla doldurmaya devam edeceğiz". Girişimcinin girişimini nasıl daha iyi yöneteceği konusu hiçbir zaman gündeme gelmez. İstanbul'da yerleşik büyük şirketlerin yöneticileri gerek kendilerinin eğitimleri olsun, gerekse profesyonel eğitim şirketlerinden aldıkları eğitimlerle olsun, iş yönetimiyle ilgili bilgi birikimlerini sürekli arttırma şansına sahipler. Bunun için kaynakları da var, hangi eğitim kurumunun iyi olduğunu tartacak yetenekleri de. Sürekli iyi eğitim alan şirketlerin rekabette şansı çok daha yüksektir. Bir kez bunu zinhar akıldan çıkarmamak gerekir. Bunun sebebi çok basit. İş dünyası bütün dünyada inanılmaz bir hızla değişiyor. Bu değişim yaklaşık 20 sene önce başladı ve 2000'li yıllarda inanılmaz hız kazandı. Böyle bir değişim ortamında iş başarısını yakalayabilmek, üniversite bitirmekle falan mümkün değil. Kaç üniversite bitirmiş olursanız olun, sürekli olarak yeni bilgi ve becerilerle kendinizi ve elemanlarınızı takviye etmelisiniz ki piyasada ustura gibi keskin olabilesiniz. Eğer daha alt seviye tahsiliniz varsa, kendinizi geliştirme ihtiyacınız çok daha yüksek. Ama gel gelelim Anadolu'da iyi ve kaliteli bilgiye ulaşım hem kolay değil, hem de bu yönde gelişmiş alışkanlıklar henüz oluşmadı. Kimbilir belki de üç günlük bir yöneticilik eğitimine katılmak ayıp bile sayılıyordur. Bunu bilemiyorum, zira ben Sökeli bir kardeşiniz olmama rağmen uzun yıllardır İstanbul'da yaşıyor, İstanbul'da iş yapıyorum. İşte benim sayfamın yegâne amacı, kendini geliştirmeye yarayacak iş yönetimi bilgilerine ulaşmaları neredeyse imkânsız olan iş adamı ve yönetici okurlarım için bu eksikliği doldurmak. Sizleri daha akıllı, daha rekabetçi, daha iş ve sonuç odaklı işletmeciler yapmak. Bu çabayı bizim gazetemizden başka gösteren, hatta yakınından geçen bir başka gazete yok. İnanın her çarşamba günü karşınıza gelen bu sayfa inanılmaz bir iyi niyetle, çok ciddi araştırmayla, 35 yıllık bilgi birikimiyle, ama hepsinden önemlisi sizlerin neye ve ne tür bilgilere ihtiyacınız olduğunu belirleyip onun üzerine konu seçerek hazırlanıyor. EKMEK PARASI MI, ÇOK PARA MI? Yani bu sayfa "eyvah yazı günüm geldi, acaba ne yazsam" kaygısıyla zinhar hazırlanmıyor. Çünkü benim en temel inancım, ülkemiz iş adamlarının ve girişimcilerinin, bilimsel işletmecilik, strateji, pazarlama ve yönetim tekniklerini bilmeleriyle başarıyı garanti edebilecekleri yönünde. Sabah akşam uğraşıp günü ufak bir ekmek parasıyla mı kapamak istersiniz? Yoksa yaptığınız işi çok daha akıllı ve verimli yapıp çok daha güzel paralar mı kazanmak istersiniz? Hangisi? Eğer cevabınız ikincisiyse bu sayfada işinize yarayacak çok şey var, çünkü çok para kazanmak (a) aşırı risk alıp şansınızın yaver gitmesi veya (b) çok bilgili olup, çok akıllı hamleler yapmak ve bu hamleleri sürekli kılmak suretiyle sıkı rekabetçi şirketler olmakla mümkündür. Benim arzum ikinci seçenek yani bu sayfayı okuyan işletme sahibi ya da yönetici okurlarımı piyasalarında korkulan rakipler haline getirmektir. Bir hikâye anlatayım Tek makineli bir matbaadan 150 kişi çalıştıran işletmeye Size bir örnekle bu söylediklerimi canlı hale getireyim. Ben bundan 20 yıl önce Türkiye'nin ilk yönetici eğitim şirketini kurmuş olan bir kişiyim. Üniversiteden istifa edip İstanbul'da şirketimi kurduğumda ortada rakip de yoktu (ki bu fiyatları yüksek tutmaya çok yarayan harika bir şeydi), ciddi bir eğitim talebi de. Zira kurumlar daha henüz meslek-içi eğitim kavramına aşina değillerdi. Neyse, bizim çabalarımızla zaman içinde bu konuya aşina oldular. O dönemde, ortaokulu zorunlu olarak terk etmiş olan bir matbaacım vardı. Çok akıllı, sevecen, iş yapmaya meraklı, işine aşık ve müşteriye düşkün bir arkadaştı. O devirler dükkanında tek bir tane Gestetner makinesi vardı ki onu hâlâ hatıra olarak saklar ve benim kartvizitlerimi hâlâ o makinede basar. Matbaacımla (adı Kazım) o dönemde bin adet antetli kağıt, bin adet zarf gibi komik ölçeklerde işler yapıyorduk. Ama yaptıracağım işler çok kısa zamanda çeşitlenip ölçekleri büyümeye başladı. Ben de Kazım beyi çağırıp bir sohbet etmek istedim. Dedim ki "Kazım bey, eğer benimle çalışmak istiyorsan benim dilimi konuşmak ve benim beklentilerimi en iyi şekilde anlamak zorundasın. Bunun için de kendini geliştirip en az benim istediğim üniversite mezunu bir iş adamı birikimine ulaşmalısın. Bak o zaman benimle de daha güzel iş yapacaksın, başka müşterilere de çok daha kolay ulaşabileceksin". KURSU HİÇ AKSATMADI Benim şirketim satış, pazarlama, finans, muhasebe, müşteri ilişkileri yönetimi, şikâyetlerle baş etme, verimlilik, süreç iyileştirme, liderlik, yöneticilik gibi eğitimleri Türkiye'ye ilk tanıtan şirketti. Dedim ki "Kazım bey, sen bu eğitimlerin her birine ücretsiz olarak katılacaksın, son derece dikkatli ve öğrenici bir katılımcı olacaksın ve ben senden beş kuruş para istemeyeceğim". Tek istediğim benim ne konuştuğumu anlayabilen bir iş adamı olmasıydı çünkü işine inanılmaz güvendiğim, ahlak değerleri çok yüksek bir esnaftı. Bilirsiniz böyle matbaacı bulmak o yıllarda neredeyse imkansızdı. O dönemden sonra başka hiçbir matbaacıyla çalışmamış olduğumdan şimdiki durumun ne olduğunu bilmiyorum. Bununla da yetinmedim. O yıllarda Türkiye'de ilk yabancı 'guru' konuşmacı getiren işi ben yapıyordum. Bizim gazeteden sevgili eski dostum Resul İzmirli üstad o günleri gayet iyi hatırlar. Ama gelen guruları bir bilseniz, dünyanın tepesindeki düşünürlerdi bunlar: Michael Porter, Philip Kotler, Tom Peters, Gary Hamel, Al Ries, Seth Godin ve daha bir sürü dünya çapında iş düşünürü. Kazım beyin bu konferanslara da ücretsiz olarak katılmasını 'şart koşmuştum'. Akıllı adamdır, hiç birini kaçırmadı ve hepsini sonuna kadar dikkatle izledi. Bu girişimci kardeşimizin 1991 yılında tek varlığı, küçücük bir tane Gestetner makinesiydi. Bugün işleri nasıl derseniz, matbaacılıkta dünyadaki en son model teknolojileri kullanan, en modern bir makine parkı olan, 150 kişi çalıştıran dev ve krizde bile çok başarılı bir matbaa fabrikasının sahibi. KAZIM BEY ÖRNEK OLSUN İşte meslek içi eğitim böyle sonuçlar doğurabiliyor. Ben sizlere bu söylediklerimi sadece bir akademisyenin soyut tespitlere dayanan önerileri olarak anlatmıyorum. Ben, hem başarılı olmuş bir iş adamı ve hem de başarısına destek olduğum diğer iş adamlarının hayat tecrübelerine dayanarak bunları anlatıyorum. Gözümün önünde yaşananlara dayanarak. Ben, bilgi birikimim sayesinde başarılı oldum. Tabii bir de cesaretim, risk alma becerim, müşteri merkezliliğim ve önsezilerimle. Ama benzer özelliklere sahip olup da eğitimlerinin yetersizliği nedeniyle başarısız olmuş çok insan tanıdım. O nedenle de Kazım bey örneğinin tüm küçük ve orta ölçekli girişimcilere örnek olmasını istiyorum. Hiç palavrası yok. Bilgi, bu devirde sizi öne çıkaracak olan en önemli şeydir. Yeni beceriler de, sizi bu dönemde öne çıkaracaktır. Bunun gerçekten palavrası yok. Yirmi sene içinde yüz binlerce kişiyi eğitmiş ve bu eğitimlerin bazılarının etkilerini yıllar içinde izlemiş biri olarak dediğime güvenin ve içtenliğimi lütfen sorgulamayın. Haa, bu arada şirketimi iki sene önce kapadım ve artık tamamen bilim adamlığı ve yazarlığa döndüm. Nedeni, ben zaten bir bilim adamıyım ve artık çok şükür asıl ve en çok sevdiğim meslek olan bilim adamlığı mesleğimi sürdürmeye yetecek kadar hayatta bir başarı elde ettim. Bu sayfa sizi başarıya götürecek Çok iddialıyım. Sizler için dünyanın en yeni literatürünü takip ediyor, dünyada business hayatında neler olduğunu sizlerle paylaşıyorum Bu sayfayı hazırlarken büyük bir haz alıyorum. İş sahibi ya da yönetici olan kişilerin kolay kolay erişemeyeceği kaliteli bilgileri (eğitimi) onlara tek bir gazete sayfası içinde verebilmek. Bu sayfayı okumanın hepinizin başarısını yükselteceğini bilmenizi arzu ediyorum. İnanın bu konuda o kadar iddialıyım ki, sürekli olarak sizler için dünyanın en yeni literatürünü takip ediyor, dünyanın her tarafında business hayatında neler olduğunu günü gününe izliyor ve siz okurlarımı en yetkin, en güncel bir üniversite profesörümüzün sahip olduklarından bile daha güncel bilgilerle donatmaya çalışıyorum. İnanın, sizlerin dükkanlarınızda çay ya da kahvenizi yudumlarken okuduğunuz bu sayfa, bugün daha en iyi üniversitelerimizin bile kapısından henüz girmemiş bilgiler içeriyor. O nedenle gelin şu konuda anlaşmaya varalım: Bu sayfayı okuyup sindirmek ve bunu sürekli bir alışkanlık haline getirmek inanın ki sizin iş hayatına bakışınızı çok ciddi şekilde etkileyecek ve sizleri çok ama çok daha iyi iş adamları yapacak. -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Bilginizi sürekli yenilemelisiniz Kaç üniversite bitirmiş olursanız olun, sürekli yeni bilgi ve becerilerle kendinizi ve elemanlarınızı takviye etmelisiniz ki, piyasada ustura gibi keskin olabilesiniz. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.