Gazete satmak, gazete olmak

A -
A +
Artan ilgi ve popülaritesine rağmen, pazarlama henüz tam olarak anlaşılmış, zihinlerde hak ettiği saygın konuma oturabilmiş değil. 
Kendi anlayışlarıyla ve dünyalarıyla, pazarlamanın sevenleri de var, düşmanları da...
Ahalinin pazarlamayı ve pazarlamacıları pek de sevimli bulmamalarını anlayabiliyoruz. Yıllardır, kendini hedefte görmüş, fütursuz ve pervasız davranışlara muhatap olmuş kitlelerin, pazarlamacılardan kaçması, pazarlamadan uzak durmalarını da normal karşılıyoruz. 
Lakin, bunca yıldır sayısız üniversite ve fakültede verilen eğitimlere, piyasadaki pazarlama yöneticilerinin iyi niyetli gayretlerine rağmen, pazarlamayı hâlâ, Seksenler dizisinin Butik Ali tiplemesindeki seyyar veya sabit, bireysel veya organize sistemlerle yürütülen itici bir satıcılık olarak görenlerin hiç de azınlıkta kalmadıkları gerçeği doğrusu bizleri şaşırtıyor.
Hele hele, anlı şanlı firmaların, marka olmak iddiasını dillerinden düşürmeyen büyük işletmelerin, pazarlamayı hâlâ, "üretilenlerin satılması, elden?çıkarılması?ve?tüketilmesi"nden ibaret bir iş olarak görmekteki ısrarları da içimizi acıtıyor.
Habire anlatacağız ki, 
Tepeden inme etkilerle bir yere varılamıyor; Değil tüketicilere, istemedikçe kimseye bir şey öğretilemiyor; Hayatları yakından tanınmadıkça müşteriler kazanılamıyor;
Mantığa, muhakemeye dayalı vaatler değil, duygular, ambiyans ve yaşanmışlıklar daha önemli ve daha etkili oluyor;
Bir şey satmakla, müşterinin gönlünü kazanmak ayrı ve özel yetkinlikler gerektiriyor...
Pazarlamanın, iten yerine çeken, zorlayan yerine izin isteyen, dikkate ve zamana odaklanan, konuşmaktan çok dinlemeye önem veren, insanlarla hayallerini ve ideallerini paylaşan, problem üreten değil, çözüm sunan, insanları sıkan ve tedirgin eden değil, eğlendirip keyiflendiren, birlikte yapmayı ve yaşamayı öne çıkaran bir iş olduğunu da anlatmamız gerekiyor.
Bu yazıyı bize, "... pazarlamayı üçkağıtçılık sanıyordum" sözleri yazdırdı. Yarın gazetemizle birlikte dağıtılacak "Büyük Türkiye Ailesi" ekimizde daha fazlasını okuyacak, gazete satmakla, gazete olmak arasındaki farkı hissedeceksiniz.
Bu güzel gazete, yeni bir yaşını daha kutluyor. Şahsı ve çevresiyle birlikte minik minik yaşanan gazete ve okur hikâyelerinin milyonlarcasında bir payı ve katkısı olan herkese, bu büyük hikâyenin bir parçası olarak, abonesi oldukları gazetelerine sahip çıkmaya?devam?eden?bütün okurlarımıza en derin şükranlarımızı arz ediyoruz.
Nice yıllara Türkiyem!

> (Pazarola, pazar günleri yayınlanır.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.