Pazarın gücü

Bugün güzel bir ayın ilk günü. Bir ay süreyle hayatımız değişecek. Yediğimiz içtiğimiz, medya tüketimimiz, okuduklarımız seyrettiklerimiz, zaman tüketimimiz, uyku saatlerimiz hepsi değişecek. Programlarımız, gidip geldiğimiz yerler, ilişkilerimiz, görüşüp konuştuklarımız da değişecek. Tavır ve davranışlarımız değişecek. İş hayatımız değişecek. Hepimiz, her ne iş yapıyorsak, bu aya mahsus işler yapacağız. Mesela, dün saatlerimizi ayarladık, başucumuza koyduk. Pazarlarda bir hareket, bir kıpırtı ki, sormayın. İftar davetleri geliyor, sıraya koyuyoruz. Gazete ve dergiler, otellerde, restoranlarda, özel mekanlarda düzenlenen programlara dair haber ve duyurularla dolu. İş yerleri, mağazalar, dükkanlar, alışveriş merkezleri, bu aya özel olarak yeniden donatılıyor. Vitrinler aya uygun temalarla yenileniyor, canlanıyor, hareketleniyor. Basın-yayın organları, gazeteler, televizyon kanalları, dergiler, hemen hepsi ayın "anlam ve önemi" ile bağlantılı kampanyalar, programlar hazırladı. Kısacası, çevremizdeki hemen herşey değişti ve bize Ramazan ayını hatırlatır oldu. Ülkedeki nüfusun tamamı Ramazan ve oruçla ilgili değilken, pazarlarda olup bitenleri nasıl açıklayacağız? İnsanlar bu ayda farkedilir derecede değişiyorlar. Ramazan ayının varlığını hemen her alanda bir şekilde hissediyor ve hissettiriyorlar. İnansın inanmasın, pek çok işletme ve firma, müşterilerinin bu ayda radikal çapta değiştiklerinin farkında. Müşterilerin dünyasında bu aya mahsus olarak ortaya çıkan değişiklikleri dikkate almazlık edemiyorlar. Bir aylığına başka bir hayat yaşıyorlar. Ama ay bitince çoğu "eski havasına" dönüyorlar. Bir açıdan Ramazan bize "pazar"ın gücünü gösteriyor. Hem maddî, hem de manevî anlamda bu ay ticaret ayıdır, kâr ayıdır. Çoğu işletmenin Ramazan öncesinde, sırasında ve sonrasındaki hal ve hareketleri, bunların tüketicilere ve müşterilere karşı duyarlılıklarını ortaya koyuyor. Ramazan ayında "özel programlar ve faaliyetler" gerçekleştirmeyen, bu ayda diğer aylardan farklı işler yapmayan firma hemen hemen yok gibi. Tüketiciyiz güçlüyüz Bir tüketici olarak firmalar karşısında güçsüz değiliz. "Müşteri" olarak gücümüzün farkına varırsak, bunu onlara hissettirebiliriz ve firmaları "bizi dikkate almaya" zorlayabiliriz. Gözleri cüzdanımdakinden başka bir şey görmese de, firmalarımız "müşteri odaklı" davranıyorlar. Keseme değil kalbime hitabetmelerini elbette arzu ederim. Farketmez. Önemli olan, bir müşteri olarak "benim varlığımı kabul etmeleri ve bana saygı duymaları". Beni bir av ve köle olarak değil, "özel ve değerli bir varlık" olarak görmeleri. Bazı firmaların 'kâr' gelecek yerden Ramazanı esirgememeleri de beni pek rahatsız etmiyor. Yıkıcılara aldırmayalım Ramazan ayındaki bu tatlı kıpırtılardan rahatsızlık duyanlar da olacak. Bunlar, asırlardır kimselerin aklından bile geçmemiş konularda nice tartışmayı gündemimize taşımaya çalışacaklar. Aldırmayalım. Müşterinin gücü, bu vesileyle bir kere daha farkediliyor ya, ona bakalım. Müşteri olarak gücümüzü yerli yerinde kullanalım. Bu güzel ayın tadını çıkaralım, halimize şükredelim. Ramazanınız her anlamda "bereketli ola."