Sudan sonra en çok

A -
A +

Ramazan ayında milyarı aşan sayıda insan, hayatını bir süreliğine yeniden organize ediyor. Bu özel günler için pazarlarda, evlerde, iş yerlerinde değişiklikler yapılıyor. Halkın günlük hayatlarını nasıl yaşadığını anlamak ve orada yer tutabilmek pazarlamacılar için öncelik taşıyan konulardan biri. Bu konuya medya ve firmalar kendi anlayış ve ahlâkları çerçevesinde yaklaşıyor, bu güzel günleri onlar da bir kazanç fırsatı görüyor. İftarda, uzunca bir günün sonunda, en çok suyu ve çayı özlüyoruz. (Herkesin özlemi kendine.) Çay dünyada da, sudan sonra en çok tüketilen içecek. Çay beşbin yıllık geçmişiyle, bizim kültürümüz ve hayatımızın da bir parçası oldu. Kişi başına dünya ortalamasının beş katından fazla çay tüketiyoruz. Türkiye dünyanın en büyük beşinci çay üreticisi ve bu miktar dünya pazarının yüzde beşine tekabül ediyor. Çin, 1,5 milyon ton ile üretimde de lider. Efsaneye göre çay Çin'de tesadüfen fark edilmiş. Camellia sinensis bitkisinin yapraklarından üretiliyor. Serinletici, hafif acı, keskin ve büzüştüren tadı pek çok insanın hoşuna gidiyor. Çay yapraklarından, tabi tutulduğu işlemlere bağlı olarak, değişik çaylar üretiliyor. Yaygın olarak bilinen çay türü, siyah çay. Şimdilerde bir de yeşil çay konuşulur oldu. Çayın ayrıca, beyaz, sarı, Çin çayı veya Oolong denilen türleri de var. Çay, beşinci yüzyılda, ona izafe edilen tedavi edici özellikleriyle ilaç olarak kullanılıyormuş. Yirminci yüzyılın başlarında, paketlenme ve poşetlenmesiyle birlikte çay tüketimi de artmış. Dünya çay ticareti yıllık üç milyar dolar. Dünyada 4,5 milyon ton çay üretiliyor. Çin, Hindistan, Kenya ve Sri Lanka'dan sonra Türkiye beşinci sırada yer alıyor. Çayımızı daha etkin pazarlamak için fırsatlar çok ama esaslı bir stratejiye ihtiyaç var. Bir sürü "markamsı marka" ile bir yerlere varılamıyor. Çayın, antioksidan özelliği ve düşük kalorili oluşu dışında, kemiklere yaradığı, şeker hastalığını önlemeye yardımcı, kansere karşı koruyucu olduğu, metabolizmayı hızlandırdığı, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, susamayı önlediği, kahveden daha az kafein içerdiği ve kalp krizi risklerini azaltabildiği biliniyor. Şu mübarek günlerde, iftar sofralarına şişe taşımaktansa, ince belli bardaklar içinde taze demlenmiş çay sunmaya ne dersiniz? Ramazanınız mübarek, iftarlarınız şifa, çaylarınız afiyet olsun. > (Pazarola, pazar günleri yayınlanır.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.