Muhalefetin mart gündemi

Sesli Dinle
A -
A +
Seçime 48 gün kaldı. 14 Mayıs seçimlerine doğru hızla ilerliyoruz. Yıllardır “Erken seçim istiyoruz” diyenlerin daha seçime hazır olmadığı görünüyor.
 
Türkiye 6 Şubat günü tarihinin en büyük depremlerini aynı gün içinde yaşadı. 11 ilimizi kapsayan ve yaklaşık 14 milyon insanımızın doğrudan etkilendiği büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık.
 
Devlet-millet el ele vererek felaketin neden olduğu sorunların üstesinden gelmeye çalışıyor. 51 gündür Türkiye’nin kalbi deprem bölgesi için atıyor.
 
Felaketin neden olduğu yaralar hızla iyileştirilmeye çalışılırken muhalefet kendi gündemiyle uğraşıyor. Türkiye’yi dışarıdan izleyen biri muhalefetin tavrına bakarak “Bunların Türkiye ve sorunlarıyla hiçbir alakası yok. Birbirlerini yemekle meşguller. Milletten kopuk kendilerine bir dünya kurmuşlar onun içinde oyalanıp duruyorlar” der.
 
Muhalefetin sadece mart ayı gündemine bakın, ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Yukarıda bahsedildiği gibi Türkiye bir taraftan tarihinin en büyük depremler serisiyle karşılaşmış onun sonuçlarıyla uğraşırken diğer taraftan Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken 14 Mayıs seçimlerine hazırlanıyor.
 
Muhalefet tüm olan bitenden kopuk bir şekilde kendi gündemiyle Türkiye’nin gerçek gündemini gölgeliyor. Âdeta paralel bir evrende yaşıyorlarmış gibi hareket ediyor.
 
İsterseniz kısaca bir göz atalım muhalefetin mart gündemine;
Mart ayının başında millet can derdindeyken muhalefet koltuk yüzünden birbirine düştü. 3-6 Mart tarihlerinde en önemsiz diye bahsettikleri adaylık konusunda en büyük tartışmalarını yaşadılar. Millet deprem bölgesiyle yatıp kalkarken bunlar masada fırtına kopararak milletin can yakan gündemini gereksiz tartışmalarla işgal ettiler.
 
Milleti unuttular, kendi küçük hesaplarının esiri olduklarını gösterdiler. Biri “Masa kalktı ben kalkmadım” derken diğeri, “Masa kalkmadı. Masadan kalkan daha sonra geri döndü” sözleriyle gündem oldu.
 
Daha sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun masanın ortak cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesiyle yeni bir tartışma başladı. Dedim ya ülkenin gündeminden kopup paralel bir evrene girdiler. Kaç cumhurbaşkanı yardımcısı olacak? İki büyükşehir belediye başkanı nasıl görev alacak? İki görevi yani belediye başkanlığı ile cumhurbaşkanlığı yardımcılığını aynı anda yapabilecekler mi? Masadaki siyasi parti liderleri cumhurbaşkanı yardımcısı mı olsalar yoksa milletvekili mi olsalar daha iyi olur? Seçim kampanyası nasıl olacak? Belediye başkanları bu süreçte nasıl rol alacak? soruları ve muhtemel cevapları hâlâ tartışılmaya devam ediliyor.
 
İktidar ülkenin sorunlarıyla uğraşırken muhalefet, oluşturduğu paralel evrende var olan gündemdeki konular yetmiyormuş gibi yeni tartışma konuları oluşturmakta mahir olduğunu her gün millete gösteriyor.
 
İyi Parti milletvekili yapmış olduğu açıklamalarla yine milletin gündemini örtmüş oldu. Ağıralioğlu “Masada bize kumpas kuruldu. Terörün olduğu yerde olmayız. 50+1 için her yol mübah değil. Çocuk katilini övenle kazanacağıma kaybederim” gibi cümleler kurarak masayı hedef aldı. Sonra hiç bu sözler söylenmemiş gibi “Ergen çocuk gibi davranacak değilim” diyerek HDP’nin de desteklediği Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini işaret etti.
 
Daha masanın kendi paralel evrenindeki tartışmalar bitmeden devreye Muharrem İnce konusu dâhil edildi. HDP-Masa ilişkisinin üzerindeki perde kalkınca ve HDP ve terör örgütü PKK’nın önde gelenlerinin masanın ortak cumhurbaşkanı adayına açık desteklerini göstermeleri yeni tartışmaları beraberinde getirdi.
 
HDP’nin oyunu almak için onların isteklerine boyun eğilmesi seçmenin Muharrem İnce ve Memleket Partisine ilgisini artırdı. Bu defa hedefte İnce vardı ve ona karşı linç süreci devreye sokuldu. İnce’nin mitili masaya atması için olağanüstü bir baskı süreci işletilmektedir.
 
Gördünüz mü muhalefetin mart gündemini?
 
Millet deprem, ekonomi, terörle mücadele, jeopolitik kazanımları koruma, savaştan uzak durma, millî çıkarları koruma, savunma sanayiindeki yeni atılımlar, TOGG gibi girişimlerle uğraşırken, muhalefet kendi paralel evreninde oluşturduğu kısır tartışmalarla milletin gündemini meşgul etmeye devam ediyor.
 
Bunlar mı milletin dertlerine derman olacak?
 
Bunlar mı bizi cumhuriyetin ikinci yüzyılına taşıyacak?
 
Bunlar mı geleceğimiz için umut oluşturacak?
 
Fazla geriye gitmeye gerek yok, sadece mart ayı gündemlerine bakmanız karar vermeniz için yeterli olacaktır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.