HDP ile iş birliğinizin temeli nedir? Açıklamalısınız!..

Malum masa etrafında toplanan partilerin HDP ile sürdürdükleri iş birliğinin dayanağını millete anlatmaları, açıklamaları gerekir.

 

Masa etrafında toplanıp resim verenlerin nasıl bir ortaklık içinde olduklarını biliyoruz. Kendi aralarındaki ortaklığın mahiyetini o kadar çok tartıştılar ki olup bitenleri görmemek imkânsız hâle gelmişti. Öyle bir pazarlığa tutuştular ki 28 Şubat 2022 tarihinde âlâyıvalayla açıkladıkları “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”i bile unuttular.

 

Koltuk derdinde olduklarını yaptıkları tartışmalarla ve birbirlerine yönelik kullandıkları sözlerle ortaya koydular. Kim aday olacak sorusunun cevabını almak için bir yıl geçti. Kılıçdaroğlu adaylığını kabul ettirmek için cumhurbaşkanlığı yardımcılığı ve bakanlık pazarlıklarını devreye soktu.

 

Büyük iddialarla kurulan ve sağ kanatta siyaset yapan masanın küçük partilerinin genel başkanları Kılıçdaroğlu’nun koltuk pazarlığına tav oldular. Koltuk teklifleri karşısında büyük iddialar siyaset pazarlığının dehlizlerinde kayboldu. Koskoca “Stratejik Derinlik” birkaç tabureye kurban edildi. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın siyasi mirası CHP’nin hizmetine sunuldu.

Dünya nereye gidiyor, Türkiye ikinci yüzyılına nasıl girecek, gelecek vizyonumuz nasıl şekillenecek? Sorularının cevapları umurlarında değil.

 

Şimdi bu açıklamalardan sonra esas konuya yani yazının başlığındaki soruya gelelim;

 

Siz kendi aranızda yaptığınız yılı aşan tartışmalarla yürütme ve parlamentodaki muhtemel koltuklar üzerinde anlaştınız.

Ülkenin temel sorunlarıyla ilgili bir vizyona sahip olmadığınızı ortaya koydunuz. Buna bile kabul diyelim.

 

Ya HDP, PKK ve bileşenlerinden gelen açıklamaları nereye koyacağız? Gün geçmiyor ki Kandil ve bileşenlerinden masayı veya Millet İttifakı’nı destekleyen bir açıklama gelmesin.

 

Dışarıdan bakan biri Kandil ve bileşenlerinden Millet İttifakına ve onun cumhurbaşkanı adayına gelen açıklamalara bakınca seçim kampanyasının onlara verildiğini düşünebilir.

 

HDP, PKK ve bileşenlerinden gelen 14 Mayıs seçimlerinden sonra,

 

“Abdullah Öcalan özgür olacak”

“Selahattin Demirtaş dışarı çıkarılacak”

“Kayyum uygulamasına son verilecek”

“Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki operasyonları son bulacak”

“Türkiye’nin Suriye ve Irak’taki varlığı son bulacak”

“Erdoğan’ın gidişi Orta Doğu’da tüm dengeleri değiştirecek”

“Erdoğan’dan sonra Suriye’nin kuzeyine tam olarak yerleşeceğiz. Buralarda bizi kimse rahatsız edemeyecek”

“Biz (HDP) ittifakı (Millet İttifakı) köprü olarak kullanıyoruz”

“İktidara oy veren Kürt Kürt değildir”

“Bu devlet aşılmalı artık. Kandil'den destek geliyor diyorlar; Evet destekliyoruz”

“14 Mayıs’la yeni bir döneme giriyoruz...”

 

Gibi açıklamalar havalarda uçuşuyor.

 

HDP, PKK ve bileşenlerinden gelen ülke güvenliğini ve millî birliği tehlikeye atacak açıklamalar karşısında adı Millet İttifakı olan grubun üyelerinden ve cumhurbaşkanı adaylarından en ufak bir itiraz gelmiyor. Daha da ilginci onları cesaretlendirecek açıklamalar geliyor, tavırlar sergileniyor.

Şimdi soralım;

 

Millet İttifakı’nın seçim kampanyası kendilerine verilmiş gibi sürekli yapılan açıklamalar sizi rahatsız etmiyor mu?

Sizin muhtemel iktidarınızda rahata ereceklerini düşünün PKK terör örgütü elebaşları neye dayanarak açıklamalar yapıyorlar?

 

Sizin sessizliğinizden mi, yoksa bizim bilmediğimiz kapalı kapılar ardında yürüttüğünüz pazarlıklardan mı cesaret

buluyorlar?

 

HDP, PKK ve bileşenleri sizin muhtemel iktidarınızda nasıl bir “Bahar” yaşayacaklarını düşünüyorlar?

 

Sizin muhtemel iktidarınız terör örgütü için “Bahar” anlamına mı geliyor ki size destek vermek için kendilerini paralıyorlar?

Neye dayanarak içeride bazı bölgelerin kendilerinin etkisinde olacağını düşünüyorlar?

 

Suriye ve Irak’ın Türkiye’ye yakın bölgelerini HDP, PKK ve bileşenlerinin inisiyatifine mi bırakacaksınız?

Masa ortaklarınızla koltuk üzerinden pazarlık yaparken, HDP ile ülke ve millî çıkarlar üzerinden mi pazarlık yaptınız?

Nedendir bu sessizliğiniz?