Seçim sonuçlarından yansıyanlar...

A -
A +

Türkiye seçimini yaptı. Sandıktan çıkan sonuçlar, yeni dönemin zorlu bir sürece dönüştüğüne işaret ediyor. 13 yıldır tek başına iktidar olan AK Partinin %41 düzeyinde oy almasına rağmen 276 milletvekili sayısına erişemeyerek bu defa tek başına iktidar olamaması, üzerinde titizlikle durulması gereken sonuçlar üretmiştir.

Her şeyden önce ortaya çıkan tablo göstermektedir ki; 13 yıl boyunca hep ana muhalefet partisi durumunda kalan CHP'nin, tek başına hükümet kurma şansını kaybetmiş iktidar partisinden sonra bu şansı yakalaması beklenen ilk parti olmasına rağmen bu imkânı yine elde edememesidir. Bırakınız tek başına iktidar olmayı, kendisinden sonra gelen diğer muhalefet partisiyle dahi koalisyon yaparak hükümet kurma çoğunluğuna erişememiş olmasıdır. Oy oranında yükseliş bir yana 2011 genel seçimlerinde aldığı %26'yı dahi koruyamayarak %25 seviyesine gerilemiş olmasıdır. Bu durum ana muhalefet partisinin hükümet seçeneği üretemediğini ortaya koymaktadır. Diğer bir ifadeyle AK Partinin tamamen dışarda kalarak, hükümet kurulabilme imkânının oldukça zor olduğunu göstermektedir.
Seçim gecesi alelacele tüm muhalefet parti liderlerinin söz birliği etmişçesine iktidar partisiyle koalisyon yapmayacaklarını kesin bir dille ifade etmeleri Türkiye siyasetinde daha önce tanık olunan bir durum değildir. Bu noktada 1970'lerin CHP-MSP veya 1990'ların DYP-SHP koalisyonları hatırlanmalıdır. Bu yaklaşımı ortaya koymaktadır ki; muhalefetin seçim stratejilerinin ortak noktası, AK Partinin birinci parti olması engellenemeyecekse hiç değilse tek başına iktidar olma şansını yakalayamaması üzerine kurgulanmıştır. İktidar ve cumhurbaşkanı karşıtlığı üzerinden işleyen bu strateji; tüm taraflarıyla âdeta yeni iktidar seçeneği üretmek yerine, iktidar seçeneği olabilmeye en yakın olanı engelleyebilme çabasına dayalıdır. Bu çabanın ortakları sadece içeride değil, ülke dışında da bir hayli geniş cepheye dayalıdır. Nitekim seçim sonuçlarına ilişkin başta İsrail, İngiltere ve Almanya basınından yansıyan ortak dil buna işaret etmektedir. Türkiye'nin seçimleriyle bu denli hemhâl olanlar, sonuçlara dayalı yaklaşımlarını en keskin dille açıkça ifade edenler esasen kendi ülkelerinin çıkar hesapları ve buna dayalı stratejilerinin gereğini yerine getirmektedirler. Mavi Marmara hadisesiyle seçim sonuçları arasında bağ kuran İsrail basınından yansıyanlar veya İngiliz çıkarlarının ortak sesi The Guardian gazetesinden yansıyanlar gibi...

Tüm bu çabanın ve geliştirilen ortak cephenin hedefledikleri; HDP'nin sadece barajı geçmesi değil, mümkünse bunun birkaç puan üstünde olması ve böylece AK Partinin tek başına iktidar olma imkânını elde edememesi idi.

Bu tablo aslında siyaseten bölünmüşlüğe zemin hazırladığı gibi, uzlaşmaz çelişkiler tavrını yerleşik kılmaya, kutuplaşmayı derinleştirmeye dayalı bir süreci yapılandırıyor. Asla yerli olamayacak bu yapılandırma çabası; IMF vesayetinden sıyrılmış, ileri teknoloji üreterek ve sahip olduğu coğrafi konumuna dayanan merkez ülke kimliğiyle büyük bir güç olma hedefi güden bir ülkeyi durdurmaya yönelik ecnebi bir hamledir. Türkiye'yi Türkiye'den yönetilme iradesine, inancı ve kararlılığına yönelmiş bir hamledir. Türkiye siyasetini biçimlendirme ve buna dayalı algı operasyonlarıyla geleceğine ipotek koyabilme gayretidir.

Bu oyunu bozacak tek irade ise hiç şüphesiz yine millet iradesidir. Millet iradesinin; gerçeklerle buluşabilme imkânını elde edebilmesidir. Gerçeğin önüne konulmuş, aldatıcı algılardan sıyrılabilme becerisidir. Yerli olan, bizim olanlara sahip çıkma kararlılığını gösterebilmesidir. Sahte ve başkalarının mızrak ucu olmuş aktörlerden kurtulabilmeyi başarmasıdır. İradesini bu topraklar dışında arayanların Dünya Bankası, IMF memurlarından hâlâ medet umanların, Bilderberg gibi kapalı kapılar arkasında hesaplar yapanların meclislerinde boy gösterenlerin, bu ülkenin değerleriyle zıtlaşanların maskelerini indirebilmeyi başarmasıdır. Küresel efendilerinin boyunduruğunda istihbarat networkünün içinden geçtiği silahlı veya silahsız örgütlerin vesayetiyle maskeli siyaset yapanların gerçek niyetlerini açığa çıkarabilmesidir.
Millet iradesine yansıması gereken tüm bu hususlar yanında, tekrar tek başına hükümet olmak isteyenlerin de kendilerini gözden geçirmeleri şarttır. Eksikliklerin, hataların, arınması ve tazelenmesi gerekenlerin neler olduğunun sahici ve samimi anlayış ve dille ortaya konulmasıdır. Herkesi kucaklayan, ortak bir dil geliştirerek, ülkenin tüm unsurlarını tıpkı bir balıkçı ağı gibi birbirine kenetleyerek, küresel efendilerin oyunlarına meydan okurken içerde bir toplu iğne başı kadar zaafa düşmeden ve hata yapmadan inanç ve kararlılıkla ilerlemeyi başarabilmektir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.