Suriye'den yansıyanlar…

A -
A +

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry; Suriye konusunda Esad'ı kastederek "sonunda müzakere etmek zorundayız" dedi. Gerçi ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Kerry'in sözlerinden müzakere edilecek olanın Esad olamayacağını söylediyse de görünen o ki, tıpkı Suriye iç savaşına yönelik kurulan koalisyon güçlerine ilişkin netleşmeyen birçok husus gibi ABD'nin de hemfikir olduğu kararlılık içeren bir Suriye bakışı oluşmamıştır. Aslında bu durum gönüllü bir tercih. ABD'nin Irak ve Afganistan işgallerinden sonra yeni bir cephe açmak, askerî bir operasyonun öznesi olmak stratejik gündeminden uzaklaşmıştır. Bu tutum Obama'nın seçilmesiyle belirginleşmiş ve bir süre sonra ABD'nin yeni ulusal güvenlik stratejisinde yeni boyutlar kazanmıştır.

Öte yandan Suriye iç savaşına yönelik oluşan koalisyon güçlerinin de netleşen bir strateji etrafında toplandığını söylemek güçtür. Buna bağlı olarak koalisyon içinde roller nasıl dağılmıştır? Kimler hangi amaçla koalisyon içindedir? Koalisyon nereye kadar var olacaktır? Hedef nedir ve bu hedefte her paydaş hemfikir midir? Bu soruların henüz belirgin cevabı yoktur. Olması da mümkün değildir. Çünkü Suriye üzerinden görünen ve görünmeyen biçimiyle güçler arası bilek güreşi önceliklidir. Dolayısıyla herkesin ajandasında saklı olanların zaviyesinden meselelere bakılmaktadır. Ayrıca Suriye yeni dönemin güçler arası mücadelenin sahne gerisinden yönetilen yeni tarzıyla tipik bir modelidir. Bu model aslında stratejik bir laboratuvar işlevi de görmektedir. Bu hâliyle Suriye'den birçok sonuç çıkartılabilir.

Buna göre;

1. Arap Baharı zemininde tırmanan halk isyanlarının denetlenemez bir siyasal harekete dönüşmesi ve iktidara yürümesinden kaygı duyanların stratejileri Suriye'de sahnededir. Bu strateji terörü ve onun taşeron örgütlerine odaklıdır. IŞİD bu bağlamda sahnededir.

2. Esad üzerinden ortaya konan saflaşma aslında bir gerçeğe dayanmaktadır. O da esas olan Esad'ın gitmesi değil yerine kimin veya kimlerin geleceğidir. Gelecek olanın denetlenme güçlüğü ve diğer Orta Doğu ülkeleri ve toplumları için modellenebilme kapasitesi bölge üzerinde çıkar hesabı yapanların odaklandığı en önemli husustur. Nitekim bu durum onlar için maliyeti yüksek risktir. Buna göre bu güçler Esad üzerinden şu tercihe yönelmişlerdir: "Bildiğimiz şeytan bilmediğimizden daha evladır." Ve şimdi yarı açık yarı kapalı bir dille Esad ile müzakere etmenin gerekliliğinden söz edilmektedir.

3. Suriye üzerinden Türkiye'ye yönelik sonuçlar da dikkat çekicidir. Her şeyden önce Orta Doğu'da halklarla rejimler arasında doku uyumsuzluğunun bir sonucu olarak baş gösteren halk isyanlarının ete kemiğe bürünmesi, siyasi bir seçenek olarak, millet iradesine dayanan halk iktidarlarının yolunu açması ne denli rahatsızlık uyandırıyorsa da asıl olarak bu duruma yardımcı olacak, cesaretlendirecek bir ülke olarak Türkiye de bu rahatsızlığın en önemli parçasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla Türkiye hedeftedir. Bu durum Türkiye'yi  terörü destekleyen ülke konumuna düşürülmeyi de içermektedir. Aslında bu oyunun esasında Türkiye ye yönelik bir taşla iki kuş vurabilme hesabı yatmaktadır. Hem Türkiye'nin çözmeye çalıştığı ve bütünüyle yerli bir çözüm olmasına özen gösterdiği "çözüm sürecinin" zeminini zedelemek ve geriletmek hem de yeni terör denklemlerini Türkiye üzerinde kurmak. Bu anlamda IŞİD önemli bir taşeron olarak sahnedir.

4. Suriye üzerinden bir başka sonuç; tarihsel refleksleri hatta hesapları içermektedir. Örneğin Skyes-Picot anlaşmasının iki aktörü olan Fransa ve İngiltere, tarihî hafızalarını tazelemenin de bir sonucu olarak Suriye üzerinden stratejik uyumsuzluğu yaşamaktadırlar. Bu hâliyle Fransa'nın tutumu Türkiye'nin Suriye tezlerine daha yakın durmaktadır. Bu noktada  belirtilmelidir ki, İngiltere-İsrail ilişkisi de özeldir ve dikkate değerdir. Suriye üzerinden ABD-İsrail zemininden daha ziyade İngiltere-İsrail denklemi daha özel anlamlar içerir .

5. Suriye üzerinden modellenen bir başka durum ise İslam Coğrafyasına tarihsel olarak yayılması sağlanan Sünni-Şii ayrışmasının yanı sıra şimdilerde Sünni bloğun da atomize edilmesi ve bilhassa tekfirci hareketlerin bu uğurda özendirilmesi ve görev üstlenmesine çalışılması.

6. Suriye gibi; "bırak dağınık kalsın ve ortaya çıkan karmaşadan, kaostan çıkar devşireyim" zihniyetinin bir başka yansıması olarak , Suriye, Irak, Libya ve Yemen gibi esasen çökmüş ülkeleri aynı zamanda terör üretim merkezleri hâline getirmek ve böylece taşeron örgüt sayısı artırmak veya yedeklemek ve başka coğrafi alanlara muhtemel egemenlik projelerine meşruiyet aracı olarak kullanmak...

Suriye üzerinden ortaya çıkan tüm bu sonuçlar gösteriyor ki, bu ülke üzerinden hesap yapanların denklemlerinde Suriye halkı ve onun haklı talepleri yoktur. Bu bağlamda Türkiye'yi yalnızlaştırmaya çalışanlar bölgenin kukla yönetimlerinden, zorbalarından, zalimlerinden uzaklaştırabilirler ama halklarından uzaklaştırmayı başaramazlar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.