Türkiye'nin güney sınırından yansıyanlar...

A -
A +

2001 Irak işgalinin sonuçları çeşitli boyutlarıyla yansımalarını sürdürüyor. Bu sonuçlar Suriye'yi de kapsıyor. Aslında büyük fotoğraf içinde Orta Doğu ve daha geniş boyutuyla İslam Coğrafyasını da kapsıyor. Bu kapsamda bugün yaşanan her gelişme aslında Soğuk Savaş sonrası dönemin işleyen sürecinin ürünü. Soğuk Savaş sonrası başlayan süreç; coğrafi alanların stratejik değerine odaklı ve yeni etkinlik projelerinin gerçekleştirilmesine dayanan bir süreci ifade ediyor. Soğuk Savaş döneminde ideolojik bloklaşmanın zorunlu kıldığı bütünleşmelerin, yan yana durmaların dağılmasıyla ufalanmalar, ayrışmalar ve buna dayalı sınır değişiklikleri öne çıkmaya başlamış, Balkanlar'da  bu süreç en kanlı modeliyle boyut kazanmış ve adına "Balkanlaşma" denilmiştir.

2001 Irak işgaliyle başlayan süreç, "Balkanlaşma" sürecinin Orta Doğu'daki başlangıcıdır. Bugün bu konuda bir hayli mesafe alınmıştır. Önceleri Irak özelinde cereyan eden etnik, mezhepsel çelişkilerin boyutlandırılarak ufalanmaların yolunu açması, sonrasında Suriye'de de yaşanmış ve ortaya aslında ikili bir yapı çıkmıştır. Bugün Irak ve Suriye aynı stratejik hamlelerin ve bunlara dayalı stratejik denklemlerin uygulama sahasına dönüşmüştür. Bu iki ülke; Doğu Akdeniz, Basra Körfezi ve Hazar Havzası üçgeninin stratejik odağıdır. Diğer bir ifadeyle bu iki ülke; enerji jeopolitiğinin hem doğrudan kaynak coğrafyası hem de geçiş ve kontrol coğrafyası olarak stratejik ve birbirine eklemlenmiş iki eksen ülkesidir. Bu iki eksen ülkenin içinde önemli sinir uçları vardır. Bunların en başında geleni Kerkük'tür. Bilindiği gibi Kerkük iki özelliğiyle en önemli sinir ucu olmayı sürdürmektedir. Birincisi sahip olduğu petrol kaynaklarının potansiyeli diğeri ise, petrol üretim maliyeti dünya ortalamasının neredeyse beşte biri olmasıdır.

Küresel düzeyde ilgi ve hevesin stratejik hamleleriyle bölgede yaşananlar, bölge halklarının bir arada yaşama iradesini dinamitleyen, sürekli düşman ve karşıtlık üreten ve böylece bölge üzerinde hesap yapanların projelerine en uygun iş iklimini ortaya koyan bir tabloyu ifade etmektedir. Bu tablo 100 yıllık hesapların güncel dışavurumudur. Osmanlı sonrası bölgeye bırakılan miras; etnik ve mezhepsel çelişkileri kalıcılaştırmak ve uzlaşmaz bir siyasal atmosferi yerleşik kılmak esasına dayanır. Günümüzde de bunun yeni versiyonları devrededir.

Bu manzaranın haleti ruhiyesi içinde ortaya çıkan IŞİD silahlı örgüt, uyguladığı terör stratejisiyle Irak ve Suriye'yi aynı stratejik denklemlerin ürününe dönüştürülmesinin aracısı olmuştur.

Bu bağlamda IŞİD üzerinden gerçekleştirilenler ve hedeflenenlerin gözden geçirilmesi gerekir.

Buna göre Irak ve Suriye'de IŞİD'in varlığı artan etkinliği;

1.Türkiye'nin son yıllarda Kuzey Irak ile kurduğu diyalog zemini, bu bölgeyle gelişen ekonomik ve siyasal ilişkiler Kürtler üzerinden çıkar hesapları yapanları rahatsız etmesine bağlı olarak bu zeminin zedelenmesine katkı sunmuştur.

2.Türkiye'de sürdürülmeye çalışılan ve yerli bir ürün olmasına özen gösterilen çözüm sürecinin küresel hesaplardan arındırılması ve mümkünse ülke bütünlüğü zedelenmeden sonuca varması da bölgede çıkar hesapları güdenleri rahatsız etmiş, bu sürecin ülke bütünlüğünü zedeleyecek kıvamda olması için özellikle Kobani odaklı hamleleri devreye sokmuştur.

3.İlk iki maddeyle de ilişkili olarak bölge üzerinde çıkar hesapları yapanlar için PYD ve PKK'nın meşrulaştırılmasına zemin hazırlamıştır.

4. PYD/PKK ve Peşmerge ayrımını gidermiştir.

5. Suriye ve Irak özelinde Kürt grupların gerek alan hakimiyeti gerekse toplumsal açıdan bütünleşme sürecini başlatmıştır.

6. Esad'ın varlığını meşrulaştırmıştır.

7.Milisleşme yoluyla Şiilerin bütünleşmesinin yolunu açmıştır.

8.Sünni yapıların ise bütünleşmek yerine ayrışmasına katkı sunmuştur.

9.Bölgede İran'ın etkisinin artmasına vesile olmuştur.

10.Türkiye'yi terörü destekleyen ülke konumuna düşürmek isteyenlere zemin hazırlamış, bu bağlamda Türkiye'nin açmaza ve çelişkiye düşmesinin yolunu yapılandırmaya çalışmıştır.

11.Gerek Irak gerekse Suriye'de Türkmenlerin en fazla zararı görmelerine vesile olmuştur.

12. Şimdilerde Irak'ın Kuzeyi ile Suriye'nin Kuzeyinin birleşmesine ve burada etnik bir arındırmayla Kürt bölgesi oluşturmaya ve son hamle olarak bu yapının Doğu Akdeniz'e açılmasına vesile olmaktadır...

Tüm bunlar çarpıcı birer sonuç olarak karşımızda dururken, Türkiye'nin bir an evvel hükümet sorununu istikrar içinde çözmesi hepimizin temennisi olmalıdır.

Türkiye'nin bu bölgeye montajlanmış, başkalarının kuklası ve mızrak ucu olan yapıların maskelerini düşürerek, oyunlarını bozarak bölge halklarıyla kurduğu sahici, samimi ve dolaysız bağın güçlenmesi sadece Türkiye açısından ve bölge ülkeleri ve halkları bakımından değil aynı zamanda dünya barışı açısından da çok kıymetlidir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.