Çocukların hayatı tehlikede

A -
A +

Konya'da bir süre önce meydana gelen iki ayrı olaydan kısaca bahsetmek istiyorum. 1 ve 2 yaşında iki çocuk, kendilerinden uzak tutulması gereken ilaç ve temizlik madddesinden içerek zehirlenmişler.... Aydınlıkevler Mahallesi'nde 2 yaşındaki Erkan, annesi Akise Acar'ın ev işleri ile uğraştığı sırada televizyon sehpası üzerinde bulunan Fadace-Laraxyl isimli ilacı içerek... Erenköy Mahallesi'nde 1 yaşındaki Zeynep Kaya ise, annesi Öznur Kaya'nın salonda olduğu bir sırada, mutfaktaki dolabın içinde bulunan ve temizlik işlerinde kullanılan asidi içerek zehirlendi haberi önceki gün haber havuzuna düştü. Bu konunun önemi büyük öncelikle bunun bilinmesini istiyorum. Dikkat!.. Ne yapılabilir? Yukarıdaki somut olayın benzeri İstanbul için de alarm verdiği yönünde net bilgilere sahibim. Devlet hastaneleri ve özel hastanelere bu konudan dolayı başvuru sayısının her geçen gün arttığı ifade ediliyor. Sebepler belli, evde kullanılan temizlik maddeleri veya kireç çözücü sıvıların meydana getirdiği "hayati tehlikeyle" karşı karşıya minik yavrularımız... İstanbul için bu konuda somut olarak SSK Bakırköy Hastanesi'nde hayat söndüren sıvılardan içildiği için yatan 6 hatta daha fazla çocuk olduğunu söyleyebilirim. Bu maddelerden normal bir insan gibi ancak, birkaç damla içilebileceğini düşünürsek, sıvılardan içen çocukların iç organları olduğu gibi tehlikeye giriyor. Nitekim beslenmeyi önce damardan, sonrada burundan vermeye çalışarak minik yavruların hayata kazandırılmaya çalışıldığını ifade edelim. Konya'daki konuyla ilgili olarak yetkililer, ilaç ve temizlik maddesi içerek zehirlenen küçük çocukların bir çok örneğini büyükşehirlerde her zaman yaşadıklarını bilmek gerekiyor. Öncelikle anne ve babaları bu konuya dikkat etmeleri konusunda uyarıyorum. Sonra bu maddelerle ilgili tehlikenin en aza indirilmesi noktasında topyekün nasıl bir önlem alınabilir? diye soruyorum. Yetkililer, firma sahipleri ve en önemliside Sağlık Bakanlığı bu sıkıntı için ciddi bir önlem almak adına neler yapabilirse bir an önce yapmalıdır. Zira yarın kimse vebalini taşıyamaz diye düşünüyorum. Öncelikle Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un bu konuda ciddi bir çalışma başlatmasını ümit ediyorum. Diyarbakır'ın Bağlar Belediyesi, kentin girişine güzellik katacak bir çehre kazandırmak amacıyla yapay şelale yapımına başladı. Yerli ve yabancı turistlerin kente ilk girdiklerinde yapay şelale ve yeşil bir çevreyle karşılacakları dile getiriliyor. Projedeki tek amaç, hem Diyarbakır'a hizmet hem de Bağlar'ı ziyaret eden yerli ve yabancı turistlere güzel bir izlenim vermek olarak yorumlanıyor. Yerli ve yabancı turistin sebep olduğu böyle güzel bir hizmeti aslında Diyarbakır'da yaşayan halkın kendiside hak ediyordur diye düşünüyorum. Malatya'da, itfaiyeye ait olan 110 nolu telefonu gereksiz yere arayanlar savcılığa verilecek. Malatya Belediyesi İtfaiye Müdürü Yılmaz Yücekaya, aldıkları yeni cihaz sayesinde 110'u arayan numaranın ekranda göründüğünü ve konuşmaların da kasete alındığını dile getirerek, "Deneme amaçlı aldığımız cihazdan olumlu sonuç aldık. Özellikle gece yarısından sonra 110'u gereksiz yere arayıp meşgul edenleri savcılığa verebileceğiz" diyor. Artık Malatya itfaiyesini gereksiz yere arayanlar olmayacağından itfaiye ekipleri rahat edecekler... İzmir Valisi'nin imar tepkisi İzmir Valisi Alaaddin Yüksel, ilçe ve belde belediyelerince yapılan imar planı değişikliklerinin çapraz denetime tabi tutulması gerektiğini dile getiriyor. Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Başkanı Tuncay Karaçorlu`nun bir süre önceki ziyaretinde bu ifadelerde bulunan Vali Alaaddin Yüksel, ilçe ve belde belediyelerinin, yıl içinde, sıklıkla imar değişikliğine gidildiğini tespit ettiklerini söylüyor. İzmir Valisi Alaaddin Yüksel, bir ilçe belediyesinin, yıl içinde 50`ye yakın olağanüstü toplantı yaptığını, bu toplantıların tümünün de tek gündeminin (İmar değişikliği) olduğunu tespit ettiklerini söyşlüyor. Vali Yüksel tepkisini şöyle sıralıyor: "Böyle şey olmaz. Küçük bir yerleşim biriminde yıl içinde bu kadar çok değişiklik yapılmaz. Arkadaşlarım, valiliğin, (imar planlarında yapılan değişiklikleri inceleyip inceleyemeyeceği konusunu) hukuksal açıdan irdeliyorlar. İmar değişikliklerinin mutlaka sıkı denetime tabi tutulması gerekir. Eğer böyle bir hakkımız varsa, değişikliklerle ilgili bir kurul, bir büro kurulmasını isteyeceğim." Şehir Plancılar Odası İzmir Şubesi Başkanı Tuncay Karaçorlu ise, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı`nın 10597 Sayılı genelgesinin, imara ilişkin yasaların uygulama gücünü ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu ve bu genelge ile imara aykırı yapılara yasal muhteva kazandırılacağını ileri sürüyor. İzmir Valisi Alaaddin Yüksel'in sözlerine katılmamak mümkün değil, aynı zamanda dile getirdiği tesbitler çerçevesinde önlem alması kadar zamanlamanının tam isabet olduğunu ifade etmeliyim. Çünkü seçim söylemlerinin, eyleme dönüşme noktasında olduğu bir dönemde yerel yönetimlerin oy avcılığı veya rant uğruna böyle çalışma içersinde olmalarını engelleyecek bir tek mekanizma var o da denetim... Ümit ediyoruz bu yaklaşıma bütün valilerimiz gerçek anlamda katılırlar. İzmir Valisi Alaaddin Yüksel'in söylediği abartılı ve keyfi imar değişiklikleri hangi il, ilçe veya belde de uygulanmıyor ki...? Vali Alaadin Yüksel'i bu düşünce ve çalışmalarından dolayı tebrik etmek gerekiyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.