Ülkemizin en büyük sivil toplum örgütleri olan siyasi partiler genel başkan ve parti yönetimlerini belirledikleri kongrelerini peş peşe gerçekleştiriyorlar. Bunlar iç bünyede yaşadığımız birkaç günlük veya haftalık gündemimiz.. Ama böylesi gündemleri geriye düşüren farklı gelişmeler var. Türkiye'nin Irak'a asker gönderme kararı ve mazideki imam hatip tartışmasıyla 'sıcak gündeme' geri döndüğünü de görmemiz gerekiyor. Neyse biz yine partilerin kongreleriyle ilgili düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Ekim ayı siyasi partilerin kongreleriyle geçecek. AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin kongreleri tamamlandı. 24 Ekim'de ise Cumhuriyet Halk Partisi kongresini gerçekleştirecek. CHP'de de değişiklik yaşanacağını sanmıyorum. Malumun ilamı AK Parti 'malumun ilamı' niteliğindeki kongresini ASKİ Spor salonunda bir şölen havasında gerçekleştirdi. Bana göre kongrede ilginç olan, divan ve genel başkanlık seçiminde toplam 200'ün üzerinde delegenin belki de sonuç belli mukabilinden oylarıyla katılım göstermemesi idi. Yine 30 civarında boş oy çıkması da önemli bir ayrıntıydı. MKYK'da önemli bir değişiklik yaşanırken, listedeki bazı isimlerin delegelerden az oy alması dikkatimi çekti. Örnek vermek gerekirse teşkilat ile bağları iyi olan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun delegeler tarafından üzerlerinin çizilmesi dikkat çekici başka bir noktaydı. En yüksek oyu ise Abdullah Gül almıştı. *** Herkes bu kongre ile AK Parti'nin partileştiğini hatta Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın liderleştiğini yazdı. Liderlik payesi biraz da tezkere bağlantılı verilmişti sayın Recep Tayyip Erdoğan'a. Tabii bu saltanat ve şak şak ortamında sağlıklı değerlendirmelerin çıkacağına doğrusu kâni değilim. En iyisi bekleyip görmek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bundan sonra mahalli seçimlere hazırlıkla birlikte, daha geniş yelpazeli olarak partileşme sürecini hızlandıracaktır. MHP'nin kongresinde delegelerin ve katılımcıların belki de tek ortak noktası 'Başbuğ Türkeş' sloganları oldu. Bu slogan kongreyi hem canlı tuttu hem de ülkücülerin dünü hatırlamalarını sağladı. Devlet Bahçeli'nin 3 Kasım seçimleri sonrasındaki tutumu sebebiyle, Türk siyasetinde getirmeye çalıştığına inandığımız ilkeli tavır yine yorum ve tevillere yenik düştü. 950 delegenin önergesiyle genel başkanlığa aday gösterilen sayın Devlet Bahçeli'nin oylamada 688 oy alması daha da dikkat çekiciydi. 262 delege sayın Bahçeli'yi genel başkanlığa aday göstermiş ama genel başkan olması için oy vermemişti. *** Benim dikkatimi çeken bir başka konu da Devlet Bahçeli'nin MKYK listesi oldu. Listenin ilk sıraları çok ilginç isimlere ayrılmış. Tabii burada sadece sayın Bahçeli'nin değil, delegenin tavrı da önemli. MHP'nin yönetimindeki ilk sıralardaki isimler 3 Kasım'da MHP'de olmayanlarla dolu. DYP'den milletvekili adayı olan Mustafa Mit bey delegeden en çok oyu alan isim oldu. DYP ve ATP'den gelen isimler ile DSP'den transfer olanlar MHP'de şanslı oldular. Ramiz Ongun beyin konuşmasının bazı bölümlerine hiç değinmek istemiyorum. Aile içinde konuşulmuş gibi görmek sanırım en iyisi. Ama dikkatimi çeken başka olay sayın Ongun'un siyasette epeyce mesafe almış olmasıydı. Salondaki sloganlara karşı sayın Ongun'un ricalen verdiği cevaplar siyasetimizin yeni bir isim kazandığını gösteriyordu. *** AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında bütün AK Parti teşkilatına, yine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şahsında MHP'lilere bu neticenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.