Hangi tarihe sahip çıktık ki?

A -
A +

Bir süre önceki bir tartışmaya geri dönüp bakmak istiyorum. Hatta gelin hep birlikte bir göz atalım... Dolmabahçe'de defile, Savarona'da parti verilmesinin ardından geçmişimize sahip çıkmıyoruz, tartışması saman alevi gibi büyüdü ve söndü. Daha doğrusu her zaman olduğu gibi yine unutuldu, bir daha böyle bir hataya düşene kadar... Aslına bakarsanız sadece devletin değil, bizim de vatandaş olarak geçmişimizle ilgimiz, kültür mirasımıza, tarihimize bakışımız içi boş lakırdılardan ibaret...Toplumumuzda veya yöneten kadrolarımızda herkes en büyük Osmanlı savunucusu olarak lafa gelince mangalda kül bırakmaz ama, evinin arka bahçesine kaçak bina yaparken oradaki tarihi kalıntının üzerine beton dökmekte sakınca görülmez... Sahilde vatandaşa yer yok! Toplumumuz dedelerinden, babalarından öğrenmiş olmaları gereken, en azından çocukluklarını geçirdikleri mimariyi koruyorlar mı? Aksine, birileri gelip onlara rağmen onların mirasını korumaya çalışıyor. Kendi mimarisi dururken ilginç yapıları bizatihi belediyelerimiz yaptırmıyorlar mı? Aklına esenin gelip sahilin ortasına derme çatma bir dönerci açıvermesini ille jandarma veya polisin engellemesi mi gerekiyor? Örneğin sosyal donatı anlamında süsleyerek sahillerimizdeki yapılaşmaya bir bakmak yeterli olacaktır sanırım. Adım başı büfe, çay bahçesi, tabi bütün bunların ihtayacını karşılayacak otopark alanları... Bunlar da olsun ama insanlar yoksul... Her yeri para kesen hale getiren zihniyetler kendilerine göre değil, halkın ihtiyaçlarına göre bir çalışma yapması gerekiyor. Ama nafile... İşin garip yanı sözde tesisler ihtiyaç sahibi olan vatandaşa değil sesi fazla çıkanlara buyur ediliyor. Gariban vatandaş ise halk ekmek büfesi için torpil aramayla ömür tüketiyor bu ülke ve şehirlerde. Yanlışımız varsa birileri düzeltsin efendim... Sahillerde vatandaşın parasız olarak oturup kalkabileceği yeri bulmak için insanlar mercekle yer arıyorlar. İstanbul Boğazı'nın en güzel mimari yalılarını, tarihi yarımadadakı yapıları Avrupalı veya Amerikalılar mı gelip yakıp yıkıyor acaba? Suç koruyamadığı için devletindir mantığı bizde hakimdir. Ancak en kültürlümüz bile işine gelmediği zaman koruma kanunlarından şikayetçi olur. Bu ülkenin her yerinde, en uzak köşelerinde bile dünyaca ünlü eserler, insanlık tarihinin örnek gösterilecek yapıları, medreseler, camiler, çeşmeler, sebiller, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, heykeller var. Bunlar bir bir yok oluyor. Ortaköy'de ilköğretim okulu olarak kullanılan, iki katı ahşap 3 katlı, tarihi Naime Sultan Yalısı, şüpheli bir yangın sonucu kullanılamaz hale gelmedi mi? Okul bahçesi, hafta sonraları otopark olarak kullanılıyor iddialarıyla soruşturma açılmış ve Okul Müdürü valilik kararıyla açığa alınmıştı. Netice itibariyle bir tarih şaibeli bir şekilde yanmıştı... Sonuç bu olsa gerek... Adamlar kafa patlatıyor ya biz... Son olarak Kız Kulesi'nin yangın tehlikesi yaşamasını hep birlikte izledik. Gerçi işletmecisi iş adamı Ahmet Hamoğlu konuya yurt dışından müdahil olmuş ve duyarlı bir davranış sergilemeye çalışmıştı. Meslektaşımız Savaş Ay'ın konunun üzerine ısrarla gitmesiyle birlikte tarihe sahip çıkılmasına bir canlılık kazandıracak diye düşündüm. Ancak bütün bu yaşananlar ikinci gün unutuluyor, zira acı olan da bu zaten... Almanya'nın, Fransa'nın, Avusturya'nın bizimkilerin yanında sözü bile edilmeyecek eserlerine bir bakın... Merkezi hükümetleri, Kilisesi, belediyesi, güzelleştirme dernekleri hep birlikte tarihine sahip çıkıp ülkemi tarihimle birlikte nasıl tanıtırımın derdine düşüp, kafa patlatıyorlar... Adamların elinde hiçbir şeyleri yok, ama uğraşıp didinip bir şeyler yapıyorlar... En azından yapmaya çalışıp bunda da başarılı oluyorlar. Bizim ise, tarihi zenginlik ve doğal güzellikler elimizin altında, nasıl batıralım diye hep birlikte uğraşıyoruz. Sonra da kalkıp Savarona'da parti mi verildi, Dolmabahçe'de defile mi yapıldı diye birkaç günlüğüne dikleniyoruz. Biz hangi değerlerimize sahip çıktık ki?... Tarihine, eserlerine, hepsinden öteye bütün miraslarımıza tukaka bir yaklaşım sergiliyoruz. Oysa bütün değerlerimize sahip çıkıp onları geleceğe taşımamız gerekiyor. Aksi halde sonuç konuşmalardan ibaret olarak kalacaktır. Bu güne kadar olduğu gibi... Diğer örnekleri sıralasak sütun değil günlerce yazı dizisi de yetmez... Sadece İstanbul'umuzda tarihi eserlerimizin çöküşünü belediyeler, devlet, millet, el ele vermiş seyrediyor, hatta çıkar uğruna yakıp yıkıp talan ediyoruz... Bütün bunlar normal hale geldiyse hep birlikte düşünmek gerekiyor.. Haydi topyekün bu vurdumduymazlığı önce kendimizden başlayarak düşünmeye başlayalım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.