Şişli Belediyesi'nce diktirilen 3 bin 800 metre uzunluğunda ve 4,5 metre enindeki dev Türk Bayrağı, Cumhuriyet Bayramı'nın 80. yıldönümü kutlama etkinliklerinde dalgalandırılacak. Dünyanın en büyük bayrağı olmaya aday Türk bayrağı, Şişli Belediyesi Makine İkmal Müdürlüğü'nde düzenlenen ve Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile bir grup gazi ve sanatçıların katıldığı bir törenle basına gösterildi. Gazi ve sanatçılarla birlikte Türk Bayrağı'nı 10 Yıl Marşı eşliğinde açan ve bayrakla bir süre yürüyen Sarıgül, Şişli'nin cumhuriyetin 80. yılına damgasını vurmaya hazırlandığını ifade etti. Bayrağın büyük bir gizlilik içinde 24 ay süren aralıksız bir çalışma sonucu yapıldığını, sadece dokumasının 8 ay sürdüğünü anlatan Sarıgül, maliyetinin yaklaşık 300 milyar lira olduğunu belirtti. 4,5 metre eninde, 3 bin 800 metre uzunluğundaki bayrağın dünyanın en büyük bayrağı olduğunu belirten Sarıgül, bayrağın en büyük ulusal bayrak olarak Geness Rekorlar Kitabı'na gireceğini bildirdi. Siyasi mi, idari mi? 33 ilçesi bulunan İstanbul'a yeni ilçelerin ilave edileceği yine konuşuluyor. İlçe olma hevesindeki beldelerin talepleri doğrultusunda valiliğin bir çalışması vardı. Biz bunu 12-08-1999 tarihli makalemizde okuyucularımıza duyurmuştuk. Dönemin valisi Erol Çakır bu çalışmayla ilgili olarak verdiği bilgide: "Sayı ve adlarının ne olacağı belli değil. Sayı değişik, 7'den 20'ye kadar olabilir" diye bir açıklama yaparken, yeni ilçelerin belirlenmesinde nüfus ve arazi gibi faktörlerin gözönüne alınacağını da ifade etmişti. Acil olanlar Anadolu'da birkaç ilin büyüklüğüne ulaşan beldeler bulunuyor. Ve beldeler artık ilçe olmak istiyorlar. Sayıları 20'ye kadar çıkabileceği varsayılan ilçe adedinin minimum 7'sinin yeni ilçe olarak kurulmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Kurtköy, Erengazi, Alibeyköy, Kemerburgaz, Sultançiftliği, Arnavutköy, Esenyurt, Gürpınar'ın şanslı olduğu dile getirilmişti. İlçe kurulması önerisine farklı çevrelerden değişik tepki ve öneriler geliyor. Projenin maliyetinin yüksek olacağı eleştirisi yapılırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bölünmesi yönünde de düşenceler ortaya atılıyor. Yeni ilçelerin hem idari, hem de hizmet araç-gereçleri bakımından büyük ihtiyaçlar doğuracağı ve bunun da önemli bir mali yük getireceği görüşünü savunanlar ise çoğunlukta. İstanbul'a yeni ilçeler kurulma tartışmasına son nokta TBMM'de konulacak. Çebi planı Büyükçekmece İlçesi'ne bağlı E-5'in iki yakasında yer alan, Esenyurt, Kıraç ve Bahçeşehir'in (Esenbahçe) olarak bir ilçe, Yakuplu, Gürpınar ve Beylikdüzü'nün de (Beylikdüzü) ismiyle bir ilçe yapılması sık olarak konuşuluyor. İçişleri Bakanlığı'nın bu konuyla ilgili raporunun çıktığı ve Bayındırlık Bakanlığı başta olmak üzere diğer yetkili birimlerin de görüşü alınarak kararın yakında çıkartılacağı dile getiriliyor. Bünyesinden iki ilçe doğuracak olan bölgeyi dolaştım. Bu beldelerin her biri artık birer ilçe konumuna gelmişler. Ve belediyeler ancak kendi beldelerindeki problemleri veya yatırımları yapabilir haldeler. Şimdi iki ilçe daha yapılacak olan bölge, daha 17-18 yıl öncesinde tek ilçe olarak yapılandırılmıştı. Elbette nüfus yogunluğu bu kadar değildi. Büyükçekmece Çatalca'ya bağlı, Avcılar da Küçükçekmece'ye bağlı idi. Ancak hizmet verilen mıntıka hemen hemen aynıydı. Bugünün beldelerine, ilçe belediyelerinin alt şubeleri tarafından hizmet götürülüyordu. Şimdi bakıyorum ilçe olması gündemde olan belde belediyelerin her birinde 200-250 personel var. Dün Esenyurt, Bahçeşehir, Kıraç, Mimarsinan, Tepecik, Gürpınar, Yakuplu, Beylikdüzü vs.. beldeleri Büyükçekmece eski Belediye Başkanı Ali Çebi'nin döneminde ilçe belediyesinin yetki sınırları içindeydiler. İmar planları, itfaiye, yol, su, çöp gibi hizmetleri, şu an sadece bir belde belediyesinin personeli kadar bir kadroyla Ali Çebi veriyordu. Bütün buralara baktığımda temel problemin idari yapının değiştirilmesiyle çözüleceğine kani değilim. Eğer kronik problemlerimiz beldeyi, ilçe yapmakla ölçülecekse; ilçeyi atlayalım her birini kent yapalım. Bu ultra geçişle problemleri sıfırlamış mı oluruz? İsraf ve savurganlık Yapılması gereken, konuyu tekrar masaya yatırıp derinlemesine kafa yormak. benim teklifim; ilçe yapılacağı iddia edilen belde belediyelerini birleştirip seçime gidilmesi. Çünkü ilçe olması; tarım, eğitim, mal, bayındırlık, emniyet, adliye, vergi gibi aklımıza gelen ilçe müdürlüklerini de beraberinde getirmek demek. Ne güzel; 'gelsin işte' diyenler için söylüyorum. Örneğin, tarım müdürlüğü bu yerlerde hangi tarımsal konularda halka hizmet verecek. Kaldı ki bu müdürlerin şoförleri, odacıları, yardımcıları, makam ve birim araçları gibi çoğaltabileceğimiz ihtiyaçları da beraberinde getirecek. Uygulamada ise vatandaş için değişen olumlu hiçbirşey olmayacaktır. Büyükçekmece ilçesine, Yakuplu'dan Beylikdüzü'ne ulaşım arasında ne kadar bir vakit farkı olduğunu bilmeyenler için belirtelim; 5 dakika... İlçe olacaksa önce Gaziosmanpaşa'nın Sultançifliği'nden veya Arnavutköy'ünden başlamak gerekir. Çünkü buralarda beldeden ilçe merkezine mesafe 20 ila 40 kilometre arasındadır... Ama ilçe yerine belediyelerin birleştirilmesi yukarıda da söylediğimiz gibi en azından belediye personel sayısında tasarruf etmiş olursunuz. İlçe olarak savurganlık yapmak yerine belediyeleri birleştirmek suretiyle israfın önüne geçmek doğru olan bir karar olacaktır. Bu bölgede yaşayan insanların çoğu belirlenecek isme bile tepki gösterecektir. Örneğin Beylikdüzü isimli bir ilçeye Gürpınar ve Yakuplular tepki gösterecektir. Netice itibariyle İstanbul'un ilçe olması gereken yerleri yıllardan beri dile getirilir. Ama illa ilçe olacak ise Kurköy, Arnavutköy ilk yapılması gereken yerler.... Gürtuna neden sessiz!... Ali Müfit Gürtuna neden suskun? İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, Başkan'ın borçlanma yetkisini kabul etmiyor, hükümet gelir kesintisi yapıyor ama sayın Gürtuna'dan ses yok... Oysa aynı Başkan yanına bazı ilçe belediye başkanlarını da alarak medya ziyaretleri tertipleyip, geçen koalisyon hükümetine haklı olarak tepkisini dile getirmişti. Bizler de medya olarak kararın yanlış olduğunda birleşerek bu sese kulak vermiş ve kamuoyuna aktarmıştık. Kaldı ki 57. hükümeti oluşturan koalisyon partilerine mensup ilçe belediye başkanları da haklarını aramakta fotoğraf vermekten kaçınmamışlardı. Şimdi bu kadar zamandır bağımsız olan başkan bu dönem neden kesintiye sesini yükseltmek için yanına başkanları da alarak medyanın kapısını aralamadı acaba? Bana gelen kulisleri, fısıltılarını sesli olarak düşünüyorum. İhtimalleri beraber sıralayalım. Birincisi, siyasi istikbal arayış ve beklentisi olabilir; ikincisi, AK Parti'den aday olma şansını hâlâ zorladığı için, sessiz kalmıştır; üçüncüsü ise umut fakirin azığıdır. Ya dördüncü, saydığımız bu üç şıkkın toplamıdır. Başka bir ihtimal ben düşünemiyorum, ancak okuyucularım için zihin jimnastiğinde de bir beis görmüyorum. Bilgi paylaşılır İstanbul- TV yayına geçmeden önce belki de ilk kulis bilgisi olarak işlediğimiz bir yayın organıydı. Bizi takip edenler hatırlarlar. Belediyecilerin televizyon merakı yeni değildir. Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Prof. Dr. Nurettin Sözen tarafından BRT ismiyle kurulan yayını hatırlıyoruz. BRT şimdi isim değiştirdi, İstanbul TV oldu. Sayın Gürtuna'nın bire bir desteğini alan ve yayın amacının da tamamen sayın Başkan'ın siyasi geleceğini kurtarmak olan bu kuruluşun daha yayın hayatına başlarken ciddi mali problemler yaşadığını duyuyorum. İstanbul TV sayın Başkan'ın siyasette önünü açabilir. Ancak birilerinin iş hayatını karartmaya başladığı kesin. İlgilenenlere, (resmiyettekilere değil ama perde arkasındakilere) her türlü bilgi verilir. Beylikdüzü'nde sular durulmuyor Hakkında açılan, çıkar amaçlı çete oluşturma davası sonucu Kasım 2002 tarihinde tutuklanarak, Kartal Cezaevi'ne gönderilen Beylikdüzü Belediye Başkanı Orhan Tıraşoğlu ve beraberindekiler, DGM'deki son duruşmalarında 4422 Sayılı suça girmediği gerekçesiyle görevsizlik talebleri kabul edilerek, dava, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilmişti. Aynı davadan içeri girenlerin birçoğu tahliye edilmişti. Tutuklu olan Başkan Orhan Tıraşoğlu'nun da önümüzdeki günlerde tahliye olacağı yönünde kulislerin arttığını ifade edelim. Beylikdüzü Belediyesi'nde Başkanvekilliği görevini yürüten Şenel Turan'ın da meclis üyeliğinin düşmesi nedeniyle Beylikdüzü son 2 yıldır 'başkanlık' tartışmasıyla gündeme geldi. Bundan sonra ne olacak bekleyip göreceğiz, ama böylesi karmaşalar süratle giderilmeli. En önemlisi de bazı şeyler 'kanuna' uydurulsa da 'hukuka' uydurulmamalı yapılan bir yanlış varsa bunlar net olarak düzeltilmeli... Bahadırlı ne düşünüyor? Bakırköy Belediyesi'nde bir başı boşluk var mı? Bakırköy'ün en işlek caddeleri ve sahil çevreleri büfelerle donatılmış durumda. Adeta bir zamanların Eminönü işportacılarını andıran bir görüntü var. Bütün bunların Başkan Ahmet Bahadırlı'nın ita amirliği, hakimiyetini kaybettiği için böyle olduğu dile getiriliyor. En azından bazı belediye başkanlarımız bile; 'Ahmet Bahadırlı'nın yerinde olmak istemezdim' diyor. Sahi neden böyle düşünülebilir. Başkan kendine hâlâ bir parti bulabilmiş değil. Belediyenin her müdürlüğü kendi başına bir ita amiri konumunda olduğu dile getiriliyor. Eğer bu söylentiler doğruysa Başkan Bahadırlı kendisi de biliyor ve olayı yaşıyordur herhalde. Daha önce de söylediğimiz bir konu vardı. Bu şehrin denetim personeli yok mu? Bakırköy Özgürlük Meydanın'dan İstanbul Caddesi'ne inen cadde üzerindeki döviz bürosunu oraya kim nasıl uydurdu? Bana gelen bilgilere göre olayı bir belediye birim müdürü organize etmiş... Ama sanıyorum Başkan Bahadırlı'nın bundan da haberi yoktur. Çünkü sayın başkan ilçenin dışında her yerde görünüyor, özellikle Ankara'da...