Suçlu bulundu! Dünyanın kurulduğu günden bugüne kadar bilumum kadın ve erkekleri mahveden, süründüren aşk hastalığına yol açan sebep ortaya çıktı. Kadınların beyinlerinin ürettiği bir hormonmuş bunca olayın sorumlusu. Oxytocin! Ne şirin değil mi? Her zamanki gibi bilim adamları çözdü sırrı. Şu bilim adamlarına hayranım doğrusu. Elde edilen sonuçlara göre bildiğimiz klişelerin çoğu yanlışmış. Bir kere aşka düşen kalp değil beyinmiş. Burası hoşuma gitti. Yanlış seçimlerimin aptallığımla paralel olduğu tezim kanıtlanmış oldu böylece. Meğerse kalbim masummuş. Şaka bir yana, Edinburgh Üniversitesi'nden Prof. Gareth Leng, uzun müddettir üzerinde çalıştığı araştırmanın sonuçlarını açıklarken hakikaten az önce bahsettiklerimi anlatmış. Tarla farelerinin üzerinde yaptığı araştırmalara dayanarak vardığı sonuç ilginç. Mesela biri dişi, diğeri erkek olmak üzere iki fareyi aynı kafese koyup birlikte olmalarına izin vermediklerinde fareler yalnızca arkadaş oluyorlarmış. Bir süre sonra dişi farenin beynine oxytocin enjekte ettiklerinde farenin davranışları değişiyor, iki cins arasında cinsel elektriklenme başlıyormuş. Ve işte size aşk! Ondan sonrasını tahmin etmek güç değil. Elinde işlemeli mendiliyle gözyaşı döken, eşinin kendisini eskisi kadar çok sevmediğinden şikayet eden zavallı bayan farenin yaşayacakları yürek burkan cinsten. Telefonun başında beklerken yüzlerce senaryo üretip, hepsinde yeniden yıkılan fare, bütün suçun oxytocinde olduğunu bilse ne derdi acaba? Yine de bu hormonun kadın beyni tarafından salgılandığını unutmayalım. Yuvayı dişi kuş yapar mantığının altındaki gerçeklerden birisi de bu hormon herhalde. Başka bir açıdan baktığınızda ise başka bir gerçekle karşılaşacaksınız. Suç kadınlarda! Neden aşka suç yaftası yapıştırıyorum? Bu da benim saplantım olsun, hoşgörün artık. Bu yaşa kadar başıma ne geldiyse bu masum kostümlü duygu yüzünden geldi. Ben ona kızgınım ve barışmayacağım. Benim gözümde aşk, artık bir tür nevrozdan öte bir şey değil. Yani aşk hakkında pek olumlu düşüncelerim yok. Gelelim beynin aşık olmasına yol açan şartlara. İşte burada biraz çuvallıyoruz. Çünkü bilim henüz bu şartları çözümleyememiş. Hâlâ bilinmeyen olarak duruyor karşımızda. İster elektrik deyin, ister kısmet; formül sizde. Herkes kendi başına geleceklerin sorumluluğunu kendi beyninde taşıyor anlayacağınız. Bunları öğrendikten sonra beynime gözkulak olmaya karar verdim. Salgılarına falan dikkat etmem lazım çünkü bu saatten sonra başıma iş açmak istemiyorum. Oxytocinim edebiyle otursun oturduğu yerde ben de biraz huzur bulayım. Bayan farenin çekeceklerini ben yeterince çektim çünkü.