Taffarel'le ilgili haberi izlediniz mi? Bütün Türkiye'nin yıllarca bağrına bastığı, büyük paralar ve şöhret kazandırdığı Galatasaray'ın sabık kalecisi, İslamiyet'in bir hoşgörüsüzlük dini olduğunu, Müslümanların başka dinleri küçümsediklerini, Türkiye'de yaşadığı yıllar boyunca dinini değiştirmesi için kendisine baskı uygulandığını söylemiş bir İtalyan gazetesine. Hani o, hayranlarının yere göğe sığdıramadığı Taffarel. Hani ailesine ve çocuklarına karşı çok ilgili olduğu için hepimizin gönlünde taht kuran Taffarel. Bundan yaklaşık iki yıl önce bir gece Yeşilköy'de arkadaşlarımla yemek yiyordum. Bir ara sokakta inanılmaz bir kalabalık belirdi. İnsanlar, nereden çıktıkları anlaşılmaz bir biçimde birikiyordu. Hepimiz ne olduğunu merak ettik tabii. Meğer o gün Taffarel'in doğum günüymüş. Ailesi ve bazı arkadaşlarıyla birlikte sokağın başındaki pizzacıya gelmiş. Onu görenler de pizzacının kapısında toplanmışlar, iyi ki doğduğunu belirten şarkılar söylüyorlardı. O gece birbirinden farklı ülke ve dinlere mensup insanların birbirlerini böylesine kabullenip sevmelerine çok sevinmiştim. Hatta bizim masada da bu konuyla alakalı uzun bir sohbet olmuştu. Televizyonda Taffarel'in açıklamalarını dinlediğimde işte o geceyi hatırladım. Taffarel'in kel kafasını bu halkın nasıl öptüğünü, burada gördüğü sevgi ve saygıyla nasıl kendisine olan güvenini tazelediğini ve UEFA kupasına ellerinin uzandığını düşündüm. Koynumuzda yılan beslemişiz edebiyatı yapmayacağım. Burada asıl önemli olan, bir tane Taffarel'in nankörlük yapması değil. Burada bambaşka bir problemle karşı karşıya bulunuyoruz. Yavaş yavaş Amerika'dan sonra Avrupa'da da İslamiyet'i karalama kampanyası başlıyor. Müslümanlıkla ilgili kötü sözler söylemek prim yapar hale geldi bile. Taffarel'in bu açıklamasını yayınlayan İtalyan gazetesinin ülkesinde başbakanlık yapmakta olan Berlusconi de çok kısa bir süre önce İslamiyet'in batının çok gerisinde olduğunu belirten hakaret nitelikli bir açıklama yapmıştı. Fakat sonra gelen tepkilerden sinip özür dilemişti. Hepimiz biliyoruz ki gerek George W. Bush'un gerekse Berlusconi'nin sözlerini geri alması göstermelikti. Aslında İslamiyet'ten hiç hoşlanmıyorlar ve giderek artan Müslüman nüfusunu ciddi bir tehdit olarak nitelendiriyorlar. Bu görüşe katılmayan Hıristiyan lider neredeyse yok gibi. Hıristiyan batı ile birlikte Müslüman ülkelere karşı savaşa girmeyi bir defa daha gözden geçirmek zorundayız. Bu iş uzarsa koskoca dünyada tek başımıza kalma riskini göze alıyoruz gibi geliyor bana. Bu insanlar Türkiye'yi ılımlılığından dolayı takdir etmeyeceklerdir üç gün sonra. Usulca başlayan bu Müslüman karşıtı kampanya giderek palazlanacaktır. Korkarım hepimizi çok zor günler bekliyor. Dünyada bunlar olurken biz hâlâ Biri Bizi Gözetliyor evindeki Edi'nin istavroz çıkartmasını izliyoruz. Hiç gerekmediği halde sırf propaganda olsun diye yüksek sesle dua etmesine şahit oluyoruz. Bize gösterilmeyen hoşgörüyü çay kaşığıyla toplayıp kepçeyle dağıtıyoruz.