Ecevit'lerin ev hali

A -
A +

Sokakta yürürken hiç tanımadığınız insanların yüzlerine bakıyor musunuz? Ama öylesine değil. Hakikaten. Görmek, anlamak için bakıyor musunuz? Ben bakıyorum. Taa gözlerinin içine içine bakıyorum. Ve ne görüyorum biliyor musunuz? Umutsuzluk! Saf, katıksız, uçsuz bucaksız bir umutsuzluk! Yarınlarını göremeyen, bugünün sonunu nasıl getireceğini bilmeyen, karınlarını doyuramayan insanlarla dolu sokaklar. Geçen gün bir kişi daha eylem yaptı Başbakanlığın önünde. Elinde benzin dolu bir kola şişesi, haykırıyordu 'açız' diye. Ondört aydır işsiz olduğunu, ondört aydır çocuğunun okula gidemediğini anlatmaya çalışıyordu. 'Başbakan gelsin' diyordu. 'Cumhurbaşkanı gelsin' diyordu. Bu insanların sadece dikkat çekmek için mi oralarda çığlık çığlığa bağırdığını düşünüyorsunuz? Eğer öyleyse yanılıyorsunuz. Halkın çilesi, geçim sıkıntısını aştı. Açlık sınırına dayandı. Abartılmış gibi gelmesin bu cümleler size. İnsanlarımız aç yatıyor geceleri. Çocuklarına süt içiremiyorlar. Okula gönderemiyorlar. Acı çekiyorlar! Ben neyi çok merak ediyorum biliyor musunuz? Başbakan Bülent Ecevit'in ev halini. İşini bitirip eve döndüğünde o da herkes gibi üstünü değiştirip bir yemek yiyordur herhalde eşiyle karşılıklı. Yemekten sonra o pek meşhur çayını demleyip ayağını şöyle bir uzatıyordur sanırım. Her gün olmasa bile böyle yapabildiği birkaç akşam oluyordur haftada. İşte o sahneyi görmek isterdim. Eşi Rahşan hanımla ne konuştuklarını dinlemek isterdim. Çünkü merak ediyorum acaba bunca feryadı hakikaten duymuyorlar mı diye. Mizahla karışık yalvarmalar kulaklarına ulaşmadan uzayın boşluğunda mı kayboluyor diye. Sadece sokağın değil, Başbakanlık ve Bakanlık binalarının bulunduğu koca caddenin kapatılmak zorunda kaldığını bilmiyorlar mı diye merak ediyorum. Caddenin kapatılma sebebi, malum, Başbakanı halktan korumaya çalışmak! Yıllar öncesinin duyarlı Karaoğlanı şimdi duyarsız hatta duymaz mı oldu diye merak ediyorum. Aç çocuklar, acılı anne babalar, boş tencereler artık Ecevit çiftini ilgilendirmiyor mu diye sormak istiyorum. Bunları bilmek istiyorum. Bunları bilmek hepimizin hakkı. Krizi atlatınca ileride, belirsiz bir gün iyi olacağımızı duymak istemiyorum. Net gerçekleri görmek, sebepleri anlamak istiyorum. Amerika ne derse yapmanın bize ne faydası olduğunun açıklanmasını istiyorum. Bizi hiç ilgilendirmeyen bir savaşa asker göndermenin mantığının izah edilmesini istiyorum. Dökülecek kanın hesabını istiyorum. Bir de insanların doymasını, huzurlu ve mutlu olmalarını istiyorum. Çok ileri gidiyorum. Biliyorum!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.