Şimdi de birtakım insanlar Nostradamus'un kehanetlerine saldırır oldu. Malum, Nostradamus 16. yüzyılın ortalarında Fransa'da yaşamış bir kasaba doktoru. Gelecekle ilgili gördüğü vizyonlar olduğu söyleniyor. Tabii yaşadığı zaman diliminde, bazı vizyonları net bir şekilde algılaması ve adlandırması mümkün değildi. Mesela o yıllarda yaşayan bir insana nükleer başlıklı füzeyi nasıl anlatabilirdiniz ki? Dolayısıyla Nostradamus, gördüklerini algıladığı biçimde anlatmaya çalışmış. Yine de gizemi sadece bundan kaynaklanmıyor. Ünlü kahin hakkında şimdiye kadar sayısız kitap yazıldı, film çekildi. Bunların hepsinin birleştiği ortak nokta şu: Kahin, kendi gücünden korktu. Vizyonları olduğu gibi aktarırsa insanlığın gelecek tarihinde haketmediği bir rol üstlenmekten imtina etti. Bu yüzden kehanetlerini dörtlükler halinde ve şifreli olarak kaleme aldı. Günümüzde bu şifreleri çözmek başlı başına bir uzmanlık dalı. Bazıları kehanetlerin doğru çıktığını iddia ediyor, bazılarıysa deli saçması deyip geçiyor. Olaya İslamiyet açısından bakarsak, insanoğlunun gelecekten haber alması mümkün değil. Son Peygamber Hz. Muhammed'in dünyayı şereflendirmesiyle bu konuda sınırlar çizilmiş. Bırakın geleceği görmeyi, bunu denemek bile büyük günah olarak bildirilmiş. Evlerde eğlence olsun diye kahve falına bakmak da dahil olmak üzere bu girişimler insanlığa yasaklanmış. Tabii Nostradamus Müslüman değil. Bir anlamda, yapmaya çalıştığının kahinlik olduğu da tartışılır. Doktorun bir iksir hazırladığı, bunu içtiği zamanlarda sözkonusu vizyonları gördüğü, iksirin etkisi geçtiğinde onun da kendisine geldiği biliniyor. İçtiği karışımın formülü kayıp. Belki de uyuşturucu maddeler içeriyordu ve Nostradamus'un gördükleri halüsinasyondan başka bir şey değildi. Bilinmez! Bu noktada benim asıl ilgimi çeken şey, insanların geleceği bilmeye yönelik gem vurulamaz istekleri. Tarih boyunca insanlık hep ileriyi bilmek için olmadık yollara başvurmuş. Koca hükümdarların bile falcıları, astronomi uzmanları olmuş. Onlarla istişare etmeden önemli konularda karar almadığı bilinen krallar, imparatorlar var. Geleceği bilebilseydik acaba mutlu olur muyduk? Sanmıyorum. Geleceği, geçmişe bakarak tahmin edebiliriz aslında. Bunun için fala ihtiyacımız yok. Ne ektiğimiz ortadayken ne biçeceğimizi neden bilmeyelim ki? Türkiye'ye baktığımızda, ekonomisi zayıf, kültür seviyesi düşük, karar verme mekanizması sağlıksız bir ülke görüyoruz. Bu şartlar altında önümüzdeki elli yıl içinde Türkiye'nin bir süper güç haline gelmesi sizce mümkün mü? Bence değil. Hele de savaş kapıdayken. Şimdi insanlar tutturmuş, Nostradamus İkiz Kulelerin vurulacağını biliyordu diye. Bu olayın üçüncü dünya savaşının çıkma sebebi olduğunu da yazmış doktor. Adam 16. yüzyılda olanları tahmin ettiyse, vah yazık bize! Biz daha yarını bile göremiyoruz.