Bembeyaz ve bomboş bir sayfanın ne kadar ürkütücü olabileceğini biliyor musunuz? Gözünüzün önünde öyle pervasızca durur. Sizin bir an önce elle tutulur satırlar yazmanız gerekmektedir. Aklınızda birbiriyle hiç ilgisi olmayan onlarca konu başlığı uçuşur ama bir türlü seçemezsiniz. Şu anda tam böyle bir sıkıntının ortasındayım. Salı günü sabaha karşı Swissotel'de gerçekleştirilen terörist eylem var mesela listede. Hiç adetim olmamasına karşın o saatte kalkıp televizyonu açacağım tuttu. Bir de baktım ekranda beklenmedik görüntüler var. Ama hayır... Bu konuya konsantre olamıyorum işte! Zaten sabah güvenlik güçleri olaya el koyup otel lobisi fatihlerini tutuklamışlar. İnsanlar dikkat çekmek için ne yollara başvuruyorlar. Hayret doğrusu. Bir otelin lobisini işgal etmek! Tuhaf! Olası bir diğer konu insan tepkileri ve ilişkileri. Her zamanki gibi ilgimi çeken bu mesele dünya üzerinde insanoğlu soluk alıp verdikçe bitmeyecek ve bu uzunluğuyla yazar milletini mutlu edecek bir servet. Kadınlar, erkekler ve onların savaşları... Evet artık kadın erkek ilişkilerini savaş olarak algılıyorum. İki tarafta görev yapan generaller; onların stratejileri, lojistik destekleri, istihbarat görevlileri, psikolojik saldırıları ve hedef vurmaya çalışan silahlarıyla bu tam bir savaş! Bu iki cinsin birbirlerini anlayabileceklerine dair bütün umutlarımı gömmüş bulunuyorum. Anlamayacaklar ve bu savaş, kazananı olmadığı halde sürüp gidecek. Belki de hayatın anlamı budur kimbilir? Dedim ya, tek konuya kilitlenemiyorum. Sayın Derviş de Antalya'da! Buralarda olsaydı onunla ilgili yazacak birkaç satırım olurdu. Yine de Sevgi Gönül hanımın sayın Derviş'i çok yakışıklı bulduğunu okudum bugün bir gazetede. İlginç! Hiç bu açıdan bakmamıştım ekonomimizin patronuna. Demek ki yakışıklı bulan bayanlar varmış. Üzerimde bir rehavet var ki sormayın. Şu anda kapıyı Mel Gibson çalsa tahminen bakkaldan bir şey istemediğimi söyler kapatırdım. Değil ki sayın Derviş'in yakışıklılığı... Bahar yorgunluğu safsatasına girmeyeceğim işte! Tamam aklımı başıma toplayamıyorum ama o kadar da değil! Yaşasın sayfa artık bembeyaz değil.