Geçenlerde, bir yetkili kameralara veryansın etmiş. Sinir içinde, gözlerinde şimşekler çakarak söylediği şu: "Başbakanın mizahı yapılamaz!" Gün geçtikçe daha tuhaf sözler yankılanır oldu topraklarımızda. Olayın cereyan ettiği mekan, Beşiktaş Belediyesi'nin düzenlediği kültür etkinlikleri çerçevesinde sanatçıların bir araya geldikleri yer. Bir stand-up yarışması gerçekleştirilmiş ve bunun sonucunda dereceye girenler halkın huzuruna çıkartılmış. Televizyonda mutlaka görmüşsünüzdür. Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz, Tarkan gibi dalının yıldızları var jüri masasında. Ve bu isimler izleyicilerle bir araya getirildikleri böylesi bir organizasyonda kapris yapmaya gerek duymayıp birer birer sahneye çıkmışlar. Yılmaz Erdoğan da gösterisinin bir bölümünde Başbakan Bülent Ecevit'le ilgili espriler yapmış. Halkı kahkahalara boğan bu esprilere bir tek kişi gülmemiş. O' da DSP'li bir meclis üyesi. Sinirden adeta köpürmüş bir halde mikrofonlara demediğini bırakmamış. Neymiş, başbakanın mizahı yapılamazmış. İlginç. Dünyanın her yerinde politikacıların mizahı yapılır. Zaten mizahın ana malzemesi politika ve politikacılardır. Kimse de bundan alınmaz. Hatta akıllı politikacılar böyle gösterileri izler, kendileriyle alakalı bölümleri kahkahalar atarak takip ederler ki nasıl da hoşgörülü oldukları anlaşılsın. Rahmetli Turgut Özal bu konularda çok başarılıydı. Hiç alınmazdı ya da en azından alındığını belli etmezdi. Seçmenler de onun bu özelliğini çok takdir ederlerdi. Şu günlerde doğal olarak aşağı yukarı her fıkraya ve espriye konu olan isim Bülent Ecevit. Takip ediyor mu bilmem ama pek tepki göstermediği açık. Fakat alışkanlığın ötesinde bir şeyler olduğu ortada Ecevit'le ilgili esprilerde. Bu biraz insanların tahammül sınırlarının aşılmış olması, biraz Ecevit'in fazla uzun yıllardır politika sahnesinde bulunuşu, çizdiği çizgi, yaşı, sağlık sorunları vs. gibi sebeplerden kaynaklanıyor. İşin özü şu ki, Türkiye hiç bu kadar sıkılmamıştı. Hiç bu kadar ümitsiz olmamıştı. Hiç bu kadar yetersiz olmamıştı. Hal böyle olunca gözler yönetenlere çevriliyor. Yetki onlarda olduğuna göre çözüm de onlarda aranıyor. Ya da eskiden olsa aranırdı diyelim. Çünkü halk, artık bu hükümetin çözüm falan bulamayacağını biliyor. Her gün yeni zamlarla güne başlamak, her gün yeni zorluklarla boğuşmak insanlarımızı tüketti. Artık yapılabilen sadece Ecevit'le ilgili esprilere gülmek. Bakıyoruz gülerek ağlanacak halimize. Bazılarıysa koltuk korkusundan olsa gerek mizahçılara kızıyor. Bu bile başlı başına bir espri gibi. O kadar tahammülsüzler ki gerçeklere, şakasının yapılmasına bile dayanamıyorlar. Onlara mı yoksa bize mi yazık bilemiyorum.