Ustalık bir işi hatasız yapmayı gerektirir. Karar verip uygulayacaksın, hedeflediğin sonuca en az hatayla ulaşacaksın. Belli ki, acemilik yapmış Trabzonspor. Kulübün başkanı, teşhisi koydu. "Transferi filan gündeme getirmeyin. Mevcutlar ile de bu rakibi yenmemiz gerekir." İlk maçın skoru başkanı boşa çıkardı. İkinci ihtimal de olabilirmiş demek ki... O kadar zayıf bir takım, değilmiş Anorthosis! Hocamız izleyememiş. Aldığı rapor yetersiz ya da doğru taktiği kuramamış. İlk maçta yaptığı hatanın bedeli ağır olmuş. Şu maçın ilk yarısındaki garantili saha dizilişi orada uygulansa idi, bu kadar sıkıntıya girmezdi Trabzonspor. Çok adamla orta sahayı doldurduğunda kilitleniyormuş Anorthosis. İri yapılı ağır futbolculardan kurulu Rum takımı. Hareket alanını daralttığında etkinlikleri sıfırlanıyor. Onlar da işin farkında, hiç açılmadılar. 2 farklı skor avantajıyla sahalarına gömüldüler. Çabuk oynayarak açılacak bir rakip. Arkaya süratli koşular gerekiyor. O akıcılık, Trabzonspor'da yok. Topu ayağına alan 3-5 kere değmeden vermiyor. Pas isteyenler etkisiz bölgede dikiliyor. Yana, geriye oynamak mecburiyetinde kalıyor Trabzonspor. Biten bir saatlik bölümde sadece Gökdeniz arkaya kaçtı. Birini gol yapan Fatih, daha kolay olanını ayakları arasında ezdi. Dakikalar geçtikçe, endişe yükseliyordu. Maçın kaderi belli olmuştu. Gökdeniz getirecek, Fatih atacaktı. Başka da bir ihtimal görünmüyordu. Bitime çeyrek kala, Fatih girdi devreye. Büyülü hamlelerle kurtardığı topu Celaleddin'in önüne yuvarladı. Müdahalede geciken Rum, ikinci sarıdan dışarı çıktı. Futbol şansı bir defa daha güldü Trabzonspor'a. 10 kişi kalan Rumlar, ceza sahasına gömüldü. Bir farklı hareket yapacak kahraman aranıyordu. Fatih - Gökdeniz'i kilitlediler. Bir başkası girmedi devreye. Ben bu filmi daha önce görmüştüm. Geçen sene bir stoper transfer etmeyi beceremeyenler, bu sene bir golcü almayı akıl edemedi. Şampiyonlar Ligi'ni istemedi Trabzonspor. Anlaşılan o ki, UEFA Kupası'na göz diktiler!